_Life for a miracle_

9 1 0
                                    


Y/N= Your name
Y/L/N= Your last name

Asgard'da yaşayan bi kızsın. Annen güç peşinde koşarken öldüğünden beri babanla yaşıyorsun. Çoğunlukla onunla zaman geçirdiğin için anneni pek tanımıyorsun bile. Pek zengin sayılmazsınız, baban önceden kuaförlük yapıyordu fakat dükkan sahibi dükkanın kirasını arttırınca baban parayı karşılayamadığı için kuaförlüğü bıraktı. Şimdi ise sen gündüzleri 2 saat bakıcılık yapıp evin ihtiyaçlarına yetişmeye çalışırken baban ise bi hastalıktan dolayı sana sadece ev içinde yardım edebiliyordu. Dışarı çıkmak onun için çok zordu. Sende bi yandan babana bakıp bi yandan evi geçindirmeye ve işe gitmeye uğraşıyordun. Asgard'da her yer altın olsa dahi o kadar da zengin değildi.

Odin gittikçe yaşlanıyordu ve sorunlara yetişemiyordu. Yakında tahta oğlunun geçmesi gerekecekti. Herkes hangi oğlunun geçeceğinin farkındaydı. Tabii ki Thor geçecekti. Odin Loki'ye asla tahtı bırakmazdı. Ölecek olsa bile.

Ancak Thor'un gerçekleştirmesi gereken bi kural vardı o da tahta geçmek için bir kraliçesi olması gerekmesiydi. Çoğu kız, kadın Thor'un peşinden koşsa da Thor Avengers ile fazla ilgilendiğinden tahtı bırakmayı düşenecek haldeydi. Loki tahtı çok istese de onun da bu kuralı gerçekleştirmesi zorunluydu.

Bir gün sen pazara gidip yiyecek ve içecek alışverişi yaparken izlenöe hissine kapıldın fakat etrafına baksanda kimse görünmüyordu. Ta ki karanlıkta uçuşan bir pelerin görene kadar. Tam ara sokakta ve karanlıkta kalıyordu elindeki sepete aldıklarını yerleştirip karşılığını ödedin ve evine doğru hızla yürümeye başladın.

Evinin önüne geldiğinde kapıyı açıp içeri girdin ve derin bir nefes alıp verdin. Mutfağa ilerleyip elindekileri yıkayıp herleştirmeye başladın. O sırada genç ama hasta baban yorgun sesiyle sana seslendi.

"Y/n? Sen mi geldin kızım?"

"Evet babacım benim."

"Neler aldın bakalım?"

"Biraz domates, biraz elma ve tatlı yapmak içinde ayva, çilekler ve kirazlar."

"Peki ya süt?"

"Süt mü?"

"Evet sen giderken söylemiştim unutma diye."

"Ah unutmuşum, şunları yerleştireyim gidip alır gelirim babacım."

"Yorulma kızım yarın alırız."

"Yok yok zaten bunlarla işim bitti hemen gidip geliyorum şimdi."

Salona gidip babanı öptün ve üstüne pançonu giyip dışarı çıktın. Süt aldığınız dükkana doğru yürüdün ve içeri girdin. Sütünü alıp parasını ödedin ve dükkandan çıkıp eve yürümeye başladın. Dönerken papatya bahçesinin yolundan gitmeye karar verdin, böylece birkaç çiçek toplayabilirdin.

Papatya bahçesine giden ara sokağa girdin ve yine o izlenme hissi üzerine yerleşti. Etrafına birkaç kez bakındın ama kimse yoktu. Korkmaya başlıyordun. Sokaktan hızlanarak çıkmaya çalışırken birisi seni kolundan tutup ara sokaktaki sıkışıp sokağa çekti. Tam çığlık atacaktın ki elindeki bir bezle ağzını kapattı. Ve sonrası senin için karanlıktı.

Gözlerini açtığında ilk önce sersemledin sonra etrafına baktığında sarayda olduğunu gördün. Dizlerinin üstüne çöktürülmüş saçın dağılmış Odin'in tahtının önünde duruyordun. Daha doğrusu eğiliyordun.

A Strange Story by Nehir AlbayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin