Bu gece uykunda bir kaç buse konduracağım saçlarının arasına. Bu gece bir kaç cümle fısıldayacağım kulağına. Biraz da gözlerinden öpeceğim. Sonra küçüğüm, sonra, ölüm zehri bulaşmış o dudaklarından alacağım tüm zehri ölmek pahasına. Biraz da rüyalarına gireceğim, düşüncelerine sıçrayan ölüm zehrini alacağım oradan ölmek pahasına. Sen mutlu ol da miniğim ben ölmek pahasına bütün zehri alırım. Bir daha karışmasın düşüncelerine, bir daha değmesin dudaklarına. Sevil küçüğüm en güzelinden sevil. Sevil ki sızmasın o düşünceler, sev ki koruyabil zehirden o güzelim kırmızılıklarını. Bu gece bir kaç sessiz adım atacağım küçüğüm, ölüme doğru. Ruhum ise sarmalamış seni uyanma, huzurla uyu diye. Bu gece küçüğüm, bu gece... Dudaklarından, düşüncelerinden kopardığım ölüm zehrini bir güzel içime işleyeceğim. Sanki benden bir parçaymışçasına. Yavaş yavaş öleceğim sevdiğim. Dudaklarında dolanmış olan bu zehri içime yavaş yavaş alacağım. Tüm bedenimi sarmalayana dek. Ölü bedenimde sadece senden aldığım zehir kalana dek... İyi geceler küçüğüm...
W'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
çığlıkların sükûneti
Short StoryBir şişe zehirle yıkadım ruhumu. Ölümle sarmalandı dört bir yanım. Ruhumdan akan kanlar bulaştı kalemime. Boyadı ölüm kokan satırları. W'
