Sukuna'nın değerli eşisiniz ve bir insansınız. Kurgu Sukuna'nın mühürlenmediği eski zamanlarda geçiyor.
Mantık hatası varsa şimdiden çok özür dilerim animeyi izleyeli çok olmuyor bilmediğim yerler olabilir.
(Bölüm smut içermektedir)
_________________________________
"Çok sıkıcı..." Koskoca sarayda kaç gündür yanlızdın. Sukuna önemli bir iş için acilen saraydan ayrılmıştı ama beş gündür geri dönmemişti.
"Majesteleri akşam yemeği hazır" gelen hizmetçiyi birazdan geleceğini söyleyerek başından savdın. Kucağından yarım kalan kitabını alarak rasgele bir yere fırlattın.
Yemek odasına girdin ve koca masaya tek başına oturdun. Sukunayla yemeyi özlemiştin.
Tabanındaki yemeği karıştırıyordun ama bir lokma bile ağzına almamıştın. Dalmış bir şekilde tabağını izlerken omzuna konan elle irkildin.
"Sukuna!"
Hızla oturduğun yerden kalkıp devasa adama sarıldın. Başının üzerine bırakılan öpücük ile burnun sızladı, onu çok özlemiştin.
"Seni çok özledim hayatım" daha sıkı sarıldın.
"Bebeğim sadece beş gündür yokum" kafanı kaldırıp sulu gözlerler ona baktın.
"Özledim işte" daha fazla bekleyemeyemezdin, hızla dudaklarına kapandın. Onu öpmeyi bile özlemiştin.
Açlıkla öpüşürken sukuna seni kucağına aldı ve masada yemeklerin olmadığı bir tarafa geçerek seni yemek masasının üzerine oturttu.
Yemekten sonra hemen uymayı planlanmıştın o yüzden üzerinde sadece toz pembe bir gecelik vardı.
Sukuna geceliğin sabahlığını cakarıp sandalyelerden birinin üzerine bıraktı.
Bacaklarını beline dolayıp kendini şimdiden belli eden sertliğine sürtündün. Sukuna'nın boğuk önlemesi ikinizinde derin öpüşmesinin arasında kaybolmuştu.
"Bebeğim biliyorsun uzun zamandır evliyiz..." Birazdan söyleyeceğin şeye Sukuna ne tepki verir kestiremiyordun ama şu an seni ilgiyle dinliyordu. Reddetmemesini umarak devam ettin.
"Sence de artık küçük bir bebeğimizin olmasının zamanı gelmedi mi?" Çekinerek sormuştun.
Teklifin elbette onu çok şaşırtmıştı ama şaşkın ifadesinin yerini hemen koca bir gülümseme aldı.
"Haklısın bebeğim. Bence de artık zamanı geldi..."
Vakit kaybetmeden boynuna yöneldi. Kalçalarından tutarak seni kendine daha çok bastırırken boynundaki öpüşlerini bir an olsun kesmiyordu. Ufak ısırıklarıyla kasıklarındaki ısının gittikçe arttığını hissediyordun.
Geceliğin iplerinin omuzlarından düşmesine izin verdin. Hızlı nefes alış verişlerinle hareket eden göğüsün Sukuna'nın seni daha da fazla arzulamasını sağlıyordu.
Kafasını boyun girintinden ayırmadan iki büyük eliyle göğüslerini avuçladı. Onları sıkıp bazense sertleşmiş uçları parmaklarının arasında sıkıyordu. Bu andan itibaren bastırdığın inlemelerini daha fazla tutamıyordun.
Altındaki ıslaklık gittikçe artıyordu, Sukunayı içinde istiyordun.
"Sukuna... Lütfen..."
Geceliğin eteklerinden tutup hızla üzerinde çıkardı ve onu da sabahlığının yanına yolladı.
