Gojo X Yn

1.4K 62 73
                                    

Bu sefer soft bir oneshot ile karşınızdayım yüce okurlar. Eğlenerek ve o anı yaşıyormuş gibi okumanız dileğiyle.
_______________________________

"Gojo nerede kaldın? Eve ne zaman geleceksin?" Sürprizin için güzel bir yemek masası hazırlamış ve eşinin eve gelmesini bekliyordun ama lanet avlama işi uzun sürmüşe benziyordu.

Tam Yuji'yi aramak için telefonunu eline almıştın ki Nanamiden iki mesaj gördün.

Nanami
Yn acilen ***** Hastanesi'ne gelmelisin

Hastane? Ne demek oluyordu bu? Ya Gojo'ya birşey olduysa! Panikle evden çıktın, trafik kurallarının çoğunu umursamadan arabanı Nanami'nin söylediği hastaneye sürdün. Ardından telaşla resepsiyona gidip Gojo'yu sordun.

"Bir üst kat, sağ taraftaki 126 numaralı oda." Merdivenleri koşarak çıktın, Nanami'yi fark edince aynı hızla onun yanına gittin.

"Nanami Gojo'ya birşey mi oldu!? Ne oldu!? Şu an iyi mi!?" Nanami omuzlarında tutarak seni sakinleştirmeye çalıştı.

"Sakin ol yn, ağır bir yara aldı ama şu an durumu iyi." Bacakların seni taşıyamadığını hissettin, düşmeden önce Nanami seni tuttu.

"Yn! Otur lütfen." Hemen yanınızda, koridordaki koltuklardan birine oturmana yardım etti. O sırada varlığını yeni fark ettiğin megumi de başı eğik bir şekilde karşına geçti.

"Çok özür dilerim Yn-san, benim yüzümden oldu..." Anlamamış bir ifadeyle bakınca devam etti. "Benim yaptığım bir hata yüzünden Gojo-sensei bu halde..." Dokunsan ağlayacak gibi bakıyordu. O sırada Nobara'da yanınıza gelmişti. "Kendini suçlama Megumi, senin bir suçun yok."

Sen korkudan titremeye devam ederken Gojo'nun odasından doktor çıktı. Ümitle iyi birşeyler söylemesini bekledin.

"Hastanın durumu gayet iyi." Tuttuğun nefesini rahatlayacak verdin. "Şu an sadece bir kişi ile görüşebilir." Kimseyi dinlemeden odaya girdin, şu an umrunda olan tek şey eşindi.

Yatakta baygın yatan eşini görünce göz yaşlarını tutamadın. Yavaş adımlarla başucuna kadar gittin. "Gojo..." Elini tuttuğunda hissettiğin soğukluk içini ürpertti. Köşedeki sandalyeyi alarak hastane yatağının hemen yanına oturdun.

Soğuk elini ısıtmak için avuçlarının arasına aldın, Gojo elini sıkarak uyandığını gösterdi. Şaşkınlıkla açılan yaşlı gözlerini Gojo'nun mavi gözlerine sabitledin. Heyecanla hemşire çağırmak için kapıya doğru gittin. Odaya giren hemşire hastanın bu kadar çabuk uyanmasına hayret etse de serumla ilgilenmeye devam etti.

"Eve erken geleceğime söz vermiştim... Üzgünüm..." İçinde bulunduğu duruma zıt bir şekilde gülümsüyordu.

"Saçmalama. Sana bişey olucak diye nasıl korktum haberin var mı?" Şakacı kişiliği şu anda bile varlığını belli ediyordu, endişelenmemen için böyle yaptığını biliyordun ama korkun hâlâ geçebilmiş değildi.

Bugün ona müjdeli haberi güzel bir gece ile vermeyi planlıyordun ama herşey birbirine girmişti.

"Sevgilim, birşey söyleyecektin sen bana." Böyle birşey bir hastane odasında nasıl söylenir bilemiyordun.

"Önemli birşey değildi... Eve gittiğimizde-"

"Bana yalan söyleme Yn. Ne zaman yalan söylesen gözlerini kaçırıp parmaklarını çıtlatmaya başlıyorsun." Gojo seni gerçekten çok iyi tanıyordu, öyle ki yalan bile söyleyemiyordun.

Heyecandan kalp atışların hızlanmış ve göremesen de yanaklarındaki yanma hissine bakılırsa kızarmıştın. Derin bir nefes alıp heyecanına engel olmaya çalıştın. Gojo'nun elini alıp karnının üzerine koydun. Gojo'nun merakla bekleyen bakışları bir anda kaşlarını çattı. Aklına bir ihtimal geliyordu ama sen söyleyene kadar kesinleştiremezdi. Sesinin titremesini engellemek için yutkundun. "Hamileyim."

Hâlâ biraz önceki söylediğini sindiremeyen kocana merakla bakıyordun, çocuk konusunu hiç konuşmamıştınız bu yüzden bir ihtimal istememesinden korkuyordun.

"Se-sen nesin!?" Yarasını umursamadan doğrulmaya çalıştı. Onu durdurmak istedin ama çoktan dikleşmiş ve Şaşkınlıkla karnına bakıyordu. Karnının üzerindeki elini gezdirmeye başladı. Orda küçük bir bebek vardı. İkinizin bebeği, sizin bebeğiniz.

"Be-ben ne diyeceğimi bilmiyorum. Şu an o kadar mutluyum ki." Bakışlarını karnından alıp gözlerine yöneltti ve o an Gojo'nun gözlerinin dolu olduğunu fark ettin. "Sevgilim? Neden ağlıyorsun?" Taşan iki damlayı yanaklarından sildin. "Ben sadece... çok mutluyum..."

"GOJOOO-SENSEİİİİ!!" Birden odaya dalan yuji duygusal anınızı bölünce Gojo yanaklarındaki yaşları hızla sildi. "Sensei? Bişeyi mi böldüm?" İkimizde kahkahayı patlatınca yuji hâlâ anlamamış bir yüzle size bakıyordu. "Ah velet, Sensei'n şu an hayatının en mutlu ikinci anını yaşıyor." Kaşlarını çatarak ona baktın. "İlki neydi?"

Ellerini tutarak avuç içlerini öptü. "Seninle evlendiğim gündü."
____________________

Nerede bitireceğimi bir türlü kesinleştiremiyordum, burası iyi gibi
Herneyse Okuduğunuz için teşekkürler<3

Jujutsu Kaisen Oneshot Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin