(smut)
Kalem eteğini aşağı çekiştirerek patronunun ofisine doğru yürümeye devam ettin. Kalın topuklularının sessiz koridorda çıkardığı ve hızla atan kalp atışlarının çıkardığı sesten başka bir şey duymuyordun. İki gün önce ofiste olanlar bacaklarını birbirine bastırmak istemene neden oluyordu.
Derin bir nefes alıp Nanami'nin ofisinin kapısını çaldın. "İçeri gel." Baskın sesi seni yine titretmişti. Terleyen ellerini hemen silip kapının tokmağını tuttun ve aralanan kapıdan Nanami görüş açına girdi. "Buraya gel Yn."
Bu kadar resmi olan sesin ne kadar şehvet dolu olabileceğini geçmişte birçok kez öğrenmiştin.
İçeri girdiğinde masanın karşısında oturan başka bir adam dikkatini çekti. Resmi kıyafetlerini giyiş tarzı onu beyefendiden çok bir serseri gibi gösteriyordu. Tutam tutam saçları yeşil ve delici gözlerini saklamıyordu. Dudağına dik inen yara izi ise ona daha vahşi bir hava katıyordu.
"Seninle önemli bir mesele konuşmamız gerekiyordu." Nanami arsız bakışlarını çekinmeden vücudunu saran kıyafetlerinin üzerinde gezdirdi. Aynı bakışı seninle göz teması kurarken yapan diğer adam da seni fazlaca geriyordu. İstemsizce yutkundun ve diğer adamın karşısındaki sandalyeye oturdun. "Dinliyorum efendim." Efendim hitabını daha içten söylemen ikisinde de bazı şeylerin uyanmasına neden oluyordu.
"Bu Toji ve benim yakın bir arkadaşım. Aynı zamanda yeni ortaklık yapacağımız şirketin başında o var." Elini uzatıp Toji ile el sıkıştın. Dokunuşu sende ürperti yaratıyordu, iç çekip geri çekildin. İç güdülerin bu odadan kaçıp gitmen gerektiğini bağırıyordu ama yerinde usluca oturmaya devam ettin.
"Yn hanım çok güzelsiniz." Alakasız bir şekilde ortaya laf atan Toji'ye şaşkınca baktın. "Ah, teşekkürler."
"Bana ait olan her şey güzel." Nanami de Toji'ye meydan okurcasına konuştu. Tam olarak neler döndüğünü anlayamıyordun ama arada kalmış gibi hissediyordun.
"Yn yanıma gel." Nanami, Toji ile olan göz bağını bozmadan sana kesin bir emir verdi. "Peki..." Küçük adımların onun yanına yöneldi. "Nanami-san?"
"Otur." Hareketli sandalyeyi kaydırıp oturman için kucağında yer açtı. Toji'ye kaçamak bir bakış attın. Yabancı bir adamın karşısında böyle konuşması seni utandırmıştı. "Hâlâ ayaktasın Yn." İtiraz etmek istedin ama Nanami'ye karşı gücün olmadığını bildiğin için dediğini yaptın.
"Uslu bir kızın var Nanami..."
"Evet, öyledir..." Nanami vücudunu sıkıca saran gömleğinin düğmelerini yavaş yavaş açmaya başladı. Yüzün Toji'ye dönük olduğu için daha çok utanmaya başlamıştın. "Na-nanami-"
"Benim için çok sıkı çalışıyorsun. Seni ödüllendirmeme izin ver."
"Birlikte paylaşalım." Toji ayağa kalkıp masanın üzerinden size doğru eğildi ve sütyenden taşan dolgun göğüslerine yukarıdan bakma fırsatına erişti. "Bunu kaldırabilir misin güzelim?"
"Evet, yani sanırım..." Nanami zaten seni zorlarken bu iki iri cüsseli adamla nasıl baş edeceğini bilmiyordun.
"Bana bak." Nanami, Toji ile olan bakışmanı kesip yüzünü kendisine çevirdi ve hırçınca dudaklarına saldırdı. "Bana da ver." Toji kolundan tutarak seni masanın üzerine çekti. Kalçaların Nanami'nin görüş açısındayken çenen Toji tarafından kavranıp seni Nanami'den daha sert olduğunu kavrayan bir öpüşmeye çekti.
"Ah!" Kalçana yediğin bir şaplak Toji'nin ağzına inlemene neden olmuştu. "Küçük sapık uzun zamandır akıtıyormuş." Nanami iç çamaşırını çekiştirerek çıkarırken sen hâlâ Toji'nin izin verdiği kadar nefes almaya çalışıyordun.
