six. <kiss me twice 'cause it's gonna be alright.>

123 6 61
                                    

"sen... sadece salata yemek istediğinden emin misin?"
dedi tarık gözlerini kısarak.

evet, etten hoşlanmıyordum ve resmen bir et restoranına gelmiştik.

"evet, tavuklu salatamla oldukça mutluyum ben." dedim gülümseyerek.

efes'le oynadıkları maçtan bu yana iki hafta geçmişti. o zamandan beri buluşamamıştık çünkü benim izmir'e gitmem gerekmişti. fakat sürekli mesajlaşıp durmuştuk.

ona karşı ön yargılarım da kırılmıştı. artık daha sevimli biriydi gözümde.

"peki, ne var ne yok?"

bu nasıl bi soru ya? hiçbir kaçış yolu yok. yarım yamalak cevap verebileceğim bir seçenek de yok. kısacası çok net bir soru, hayatımda neler olup bitiyor öğrenmek istiyor.

"iyi, iyi her şey yani. sen?"

"her şey yolunda bende de. birinin kalbini çalmaya çalışıyorum, onu da başarırsam her şey iyi." diyip güldü.

ben de güldüm. bu hedefine son bir haftada daha da fazla yaklaşmıştı.

"bence çok yaklaştın." dedim salatamdan bir çatal daha alarak.

kaşlarını kaldırıp bana baktı. "nasıl yani?"

"baya." gülümseyerek söylediğim şeye o da gülerek cevap verdi.

"çok iyi."

bir saat olmuştu ve yemeklerimiz bitmişti. birkaç dakikadır sessizlik hakimdi ortama. o konuşacakmış gibi dudaklarını aralıyordu fakat konuşmuyordu.

"hesabı ben öderim." sessizliği bozan ben olmuştum.

zaten bana bakan gözleri daha da yoğunlaşmıştı. "ben öderim, gerek yok."

"ne demek gerek yok? ben de yemek yedim."

o da aynı şekilde bakmaya devam ederek cevap verdi. "ciddiyim. bu seferlik benden olsun. bir dahakine de sen ödersin artık."

daha fazla tartışmayıp kafamı salladım. "ayak üstü date de aldın, fark etmedim değil." dedim ve güldüm.

onun yanında fazla gülüyordum. bu iyiye işaret değildi.

o da güldü ve beş dakika kadar sonra mekandan ayrıldık. hava çok güzeldi. zaten yürüyerek gelmiştik.

"burada yürümeyi seviyorum." dedi boğaza bakarken.

gece de ayrı bi güzel oluyordu gerçekten. çok kalabalık da değildi ayrıca.

"evet, güzelmiş."

"senin kadar güzel olmasa da idare eder."

güldüm. neredeyse sabahtan beri bana iltifatlar yağdırıyordu.

bir banka oturduğumuzda denize doğru bakıyorduk.

"beni nereden buldun?"

dedim alakasız olarak. bayadır konuşuyorduk fakat beni nereden gördüğünü asla sormamıştım ona.

"şehmus, mayıs'la konuşurken görmüştüm. o stalklarken çoğu resimde sen de vardın."

gözlerimi ona çevirdim. mayıs'ın hesabında başka arkadaşlarıyla olan fotoğrafları da vardı, özellikle bana yazması beni bi tık şımartmış olabilir.

"mayıs aslında iyi biri, yani şehmus'a davranışlarından bahsediyorum."

kaşlarını kaldırıp alay eder gibi baktı. "şehmus'tan iğreniyormuş gibi davranıyor."

dudaklarımı ısırdım. "bence, ondan hoşlanıyor. yoksa asla birini bu kadar terslemez."

tarık gözlerini denize çevirdi. bir süre konuşmadı.

"ben de senden hoşlanıyorum."

elimde olan telefonumu sıktım. bu akşam çok zordu cidden.

"sen de, hoş birisin."

"yağmur, ciddiyim."

o bana bakarken ben gözlerimi denizde tutmakta ısrarlıydım.

"bana bakar mısın?"

gözlerimi ona çevirdiğimde bana bir kedi gibi bakıyordu.

bu kadar şirinlik fazla.

"bence, seni öpmemin tam zamanı."

soru sorarmış gibi konuştuğunda yutkunmuştum. çok açık sözlüydü. sanırım, tam zamanıydı. kafamı salladım.

gözleri parladı ve biraz daha yaklaştı bana. dudakları dudaklarımın üzerindeydi artık. gözleri hala açıktı. bi tık utanıp gözlerimi kapattım.

çok tatlıydı. beş saniye falan sürmüştü ama çok iyi hissettirmişti.

benden uzaklaştığında bana bakmaya devam ediyordu. burnu kızarmıştı.

"çok tatlısın." dedim ve güldüm. o da gülümsedi.

//

"ayrılık vakti."

dedim hala bana sarılırken. evimin önündeydik ve bir dakikadır sarılıyorduk.

"ben ayrılmak istemiyordum."

sesi boğuk çıkmıştı, kafasını boynuma gömdüğünden dolayı.

çok tatlıydı, dayanılamayacak kadar.

"tekrar buluşabiliriz."

"ben hiç ayrılmk istemiyorum."

onu kendimden uzaklaştırdım ve ellerinden tuttum.

"tekrar görüşene kadar, hoşça kal."

dedim ve yanağından öptüm.

gülümsedi ve kafasını salladı. "sen de hoşça kal."

//

"CAMDAN SİZİ GÖRDÜM ÇOK TATLIYDINIZ AZ KALSIN BAYILIYORDUM."

üstümdeki hırkayı çıkardım ve mayıs'a güldüm. koltuğun tepesinde bağırıyordu.

"sen bizi mi izledin?" dedim sahte bir sinirle.

"yani, gözüm takılmış olabilir. biliyorsun asla yapmam normalde."

yanına oturdum ve ona sarıldım. bugün sevgi patlamasından ölecektim neredeyse.

//

nbr
raileena<13.
KISS ME TWICE CAUSE ITS GONNA BE ALRIGHTT💌

çöpçatan.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin