Bölümü okumadan önce ilk bölümü tekrardan okumanızı tavsiye ederim çünkü baya bir değiştirdim.
Bazen insanlar doğru şeyi yapıp yapmadıklarından emin olmadan hareket ederler.Yaptıları şey bir hata da olabilir,hayatlarında yaptıkları en doğru şeyde.İşte böyle bir bilinmezliktir aslında yaşam bazen yaptığımız en yanlış şeyler,en doğru olanlardır ve bazen ise yaptığımız en doğru şeyler,en büyük yanlışlardır.Kestiremezsiniz.
Taehyung'da kestirmedi.O akşam yaptığı şey doğru da olabilirdi,yanlışta.Ama o umursamadı.Kucağına aldığı adamla beraber arabasına doğru ağır ağır ilerliyordu.Adam sessizdi,gece gibi.Ama onun sessizliği,yüz binlerce insanın cümlesinden daha güzeldi.Ay ışığı da tenine çok yakışıyordu,Taehyung adamın gözleri kapalıyken bile bu güzellik karşısında büyülenmişti.Kim bilir adam gözlerini açtığında neler hissedecekti.Arka koltuğun kapısını açtı ve adamı dikkatli bir şekilde yatırdı.Kendi de şoför koltuğuna geçtikten sonra arabayı çalıştırdı.Evine doğru sürdü.Evine vardıktan sonra arabayı çalışır vaziyette bırakıp içeri girdi.Jimin'e seslendi."Hey Jimin orada mısın?"yanıt gecikmedi."Mutfaktayız."Taehyung mutfağa doğru yürümeye başladı ve mutfaktaki sandalyede oturan yaşlı kadın ve Jimin'i gördü."Oh,sen Taehyung olmalısın.İtiraf etmeliyim babana benziyorsun ama umarım huyun ona benzemez,o anneni severdi ve iyi bir kocaydı ama iyi bir baba değildi sanırsam."Taehyung'un siniri bozulmuştu,gıcık olmuştu bu kadına gecenin bu saatinde gelip babasının iyi bir koca olmasından mı konuşacaktı yani.Fikirini kendine saklamadı."Buraya bunun için mi konuşmaya geldiniz?"Kadın bozulmuş gibiydi,tabikide yaşlı bir kadının elinden eleştireceği şeyi alırsan sana kızardı elbet."Büyükannen bir hafta kadar önce beni aradı ve benden bir şey istedi.Ona bir şey olursa sana bir mektubu teslim etmemi istedi." dedi ve ona bir mektup uzattı.Taehyung kadına teşekkür etti ve "Saat geç oldu,isterseniz ben bırakayım sizi"dedi artık kalkması gerektiğini ima ederek.Kadın ise reddetti,kendi gidebileceğini söyledi ve gitti.Kadın gider gitmez"Araban neden hala çalışır durumda?" diye sordu Jimin.Taehyung elindeki mektubu sonrasında açıp okuyabilmek için masanın üzerine bıraktı ve ardından"Sana gösteririm ama Namjoon ve Seokjin hyunga bir şey söyleme.Tamam mı?"dedi.Jimin sır saklamaktan nefret ederdi ancak o kadar merak etmişti ki sır saklamaya razıydı.
Taehyung,Jimin'i de alıp arabasına gitti ve ona Han Nehri'nin orada olanları anlattı.Sonra" İşte o burada" diyerek arka kapıyı açtı.Adam hala baygındı ve hala güzeldi.Jimin biraz korkmuştu"Ama adamlar ona ne yapmış olabilirler?","Hala yaşadığından emin misin?" gibi bir sürü soru sordu.Taehyung'un neredeyse hiçbirine bir cevabı yoktu.Sadece adamın hala hayatta olduğunu biliyordu.Ne yapacakları hakkında da hiçbir fikri yoktu.Ancak tek bildiği o adamı orada tek başına bırakamayacağıydı.Her ne olursa olsun.
Jimin'e döndü ve "Onu daha fazla arabada tutamayız." dedi.Haklıydı da,adam sonsuza dek arabada kalamazdı.Jimin de onaylayınca Taehyung bir kez daha adamı kucakladı ve onu misafir odasına taşıdı."Şimdi ne yapacağız?"diye sordu Jimin,hala bu yabancı adamın yüzünü incelerken."Uyanmasını bekleyeceğiz"diye yanıtladı Taehyung,hala büyülenmiş bir şekilde adamın yüzüne bakarken.Daha adamı göreli bir saat bile olmamasına rağmen adam ona hiç yabancı değildi.Sanki kendini bildi bileli bu adamı tanıyormuş gibiydi.Sanki adam hayatında hep varmış gibiydi,hiç ayrılmamış hep oradaymış gibi.Sanki eviymiş gibi,ailesiymiş gibi.Daha adını dahi bilmediği bu adam,sanki onun hayatının bir parçasıymış gibi hissetmişti Taehyung.Bu çok mantıksızdı.Her açıdan,ama bazen mantık aramamak gerekir.Çünkü bazı şeyler mantıkla açıklanamaz.
Bu sefer Taehyung'u düşüncelerinden ayıran şey,ellerinde menekşe demeti tutan adamın uyanmasıydı.Kahverengi gözlerini açmış karşısında onu izleyen iki adama bakıyordu.Bir süre sonra da sessizliği bozdu,"Neredeyim ben?" Taehyung bir açıklama yapması gerektiğini bildiğinden hemen Han Nehri'nin orada yaşananları bir kez daha bu adama anlattı.Ancak anlatırken bir yandan da adamın gözlerine kitlenmiş,tekrardan büyülenmişti.Adamın güzelliğini bir kere daha ancak bu sefer tam olarak görmüştü.
"Şerefsiz Jack,demek menekşelerle attırmış beni.Pezevenk."Sorulması gereken sorular vardı ancak bu soruları kesinlikle Taehyung soramayacaktı.Çünkü adamın mükemmelliğini düşünmek ile meşguldü.Taehyung'un bir şey sormayacağını anlayınca Jimin sormaya karar verdi."Kusura bakma daha yeni ayıldın falan ama sen kimsin?Jack kim ve senden ne istiyor?"Adamdan yanıt gecikmedi."Ben Jungkook,Jeon Jungkook ya da diğer adımla Violet.Jack ise babamın baş düşmanın oğlu ve benim eski sevgilim.Tabi ben bilmiyordum kimin oğlu olduğunu,çok güzel kandırmıştı beni.Ben kim olduğunu öğrenip ondan ayrıldıktan sonra bile bırakmadı peşimi bu seferde bunu yapmış." Sonra Taehyung'a döndü Jungkook denen adam."Size de çok teşekkür ederim bayım bana yardım ettiğiniz için."Sonunda kendine gelebilen Taehyung cevap verdi."Sorun değil,ben Taehyung bu arada".
"Tanıştığıma memnun oldum Taehyung."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Roses for Violet|tk
Fanfic"Elimdeki koz senin aşkın,Violet" violets for roses-lana del rey