"Hyunggu."
Yanan, ellerini hafifçe masaya yaslanmış Hyunggu' nun iki yanına koyup gülümserken dudağını hafifçe yaladığında yüzüne bir sırıtış belirdiğinde yüzünü sola çevirdi Hyunggu.
"Hadi ama." diye mırıldandı dudaklarını boynuna hafifçe sürterken.
"İstemiyorum Yanan." Göz devirerek Yanan' ın omzuna ellerini koyup ittirdiğinde oturduğu yerden kalkarak mutfağın ondan en uzak olan köşesine geçti.
"Sürekli kavga ediyoruz. Beni kıskandırmayı kesmelisin."
Onu duymazlıktan gelerek cebinden çıkarttığı telefonunun bildirimlerini karıştırırken arkadaşlarından gelen birkaç bildirimi üstten okuyordu. "Sürekli ölen sevgilinden bahsetmen hiç kavga sebebimiz değil tabiki."diyerek mutfağı terke etmek adına ilerledi ekrana bakmayı sürdürürken.
Burnunun kemerini hafifçe sıkıp birkaç büyük adımla çoktan onun yanına ulaşırken kolunu kavradı. " Sadece geçmişimi bilmeni istiyorum diye anlatıyorum. Birbirimizden gizli saklı geçmişimiz olmamalı."
"Öyle Yanan, haklısın." Mırıldanırken sevgilisinin kendisini kolları arasına almasına müsade etti.
Yorulmuştu Hyunggu, fazlasıyla. Sürekli bu olayları yaşamaktan, eski sevgilisiyle olan anılarından ve dahasından... Hepsi onun kalbini yaralıyordu ama Yanan üzülmesin diye her zaman kendi canının yanmasına müsade ediyordu.
Sevgi, fedakârlık isterdi ama Hyunggu tüm benliğiyle ona fedakârlık yapmaya çalışıyordu. Fark etmiyordu ki asıl bu onları mahvedecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
castle in the snow | kinan
Fanfiction"Bitirelim." dedi adam dudakları arasındaki sigarayı içine çekerken. Omuz silkti Hyunggu, aylardır hem bedenen hem ruhen kendini yoran adamın gözlerinin içine baktı. "Olur." Adam beklemediği sözlerle şaşırırken daha bitirmediği sigarasını yere attı...