castle in the snow | kinan

six, the end.

"Yanan, kapıda. " dedi Hansol oturma odasına girerken.

Duyduğu isim ile başını geriye attı Hyunggu. Üzerinde yorgunluk ve bıkmışlık vardı. Yıpranıyordu, hatta yıpranmak ne kelimeydi! Yanan; eğlenceli, sürekli mutlu olan kişiliğini öldürüyordu ilişkileri ilerledikçe.

Hyunggu ayaklandı, Hansol ise onun omzunu patpatladı. Başını salladı sadece arkadaşına, ardından kapıya doğru ilerledi. Kapının kolunu tutup aşağı indirmek zor geliyordu ama yapmıştı sonunda Hyunggu. Kasvetli ruhu bundan kurtulmak istiyordu artık.

Kapıdan çıktı ve arkasından hemen kapadı. Sonuçta Hansol' un yine olası bir kavgada aniden yanına gelmesini istemiyordu.

Kapının yanındaki duvara yaslanmıştı Yanan, yeni kahverengiye dönmüş saçları onu yine beyefendi gibi göstermişti ama Hyunggu mavi saçlarını severdi hep.

"Sonunda gelebildin." dedi Yanan cebinden çıkarttığı sigara paketi ve çakmağa bakarken.

Paketin içinden bir dal aldı, dudaklarının arasına götürdü ve Hyunggu sadece onu kapının pervazına yaslanarak izledi.

Çakmakla yaktıktan sonra cebine elindekileri geri koydu, ağzında duran sigarayı bir eliyle tutarak destek verdi.

Nefret ederdi Hyunggu sigaradan ve Yanan bunu çok iyi bilirdi. Ama buna gülümsedi sadece şu an.

"Böyle devam mı edeceğiz? Sıkıldım Hyunggu."

Yine cevap vermedi, çünkü konuşsa hiç susmayacağını herkes biliyordu. Derin nefes aldı sadece, Yanan'ın ağır parfümüne karışan sigara kokusunu soluyabilmiştı ve boğazı yanıyordu. Sigara kokusu bile ona iyi gelmiyordu.

"Madem  öyle" dudaklarından sigarayı önce çekti ve sonra dudaklarını yaladı.
"Bitirelim." dedi adam dudakları arasındaki sigarayı içine çekerken.

Omuz silkti Hyunggu, aylardır hem bedenen hem ruhen kendini yoran adamın gözlerinin içine baktı. "Olur."

Adam beklemediği sözlerle şaşırırken daha bitirmediği sigarasını yere attı ve ayağıyla ezdi.

Hyunggu ise büyük bir yükün altından kalkıyor gibiydi.

-the end-