Bölüm 4, Sen, benim düşlerimdeki en güzel gecesin.

146 25 55
                                    

yorum, yorum, manifestledim

iyi okumalar.:)





Nara, Japonya

Önce bölge polisi geldi. Dış yüzeyi göçüklerle dolu, tozlu, kaportasında bir dizi anten bulunan fakat hâlâ çalışır durumdaki Amerikan yapımı bir V8 araba ve onunla gelen tek bir Nara bölge memuru. Eli silahında, yavaşça arabadan çıktı. Gözleri Yoongi ve Andre'ye kilitlenmişti. Temkinli adımlarla yaklaştı. Yoongi ve Andre olanları anlatıyor, görevli cesedi kontrol ediyordu. Sonunda, "Lanet olsun," diye mırıldanıp aceleyle destek ekibini çağırdı. On beş dakika sonra iki polis arabası kayarak gelip arkalarında durdu. Polisler genç, uzun ve sıskalardı. Siyah beyaz karışımı olan arabalarından çıktılar. Canlı mavi üniformaları puslu, güçsüz ışığın altında bile renkli buzlar gibi parlıyordu. Cinayet mahalli koruma altına alındı ve güvenlik bandı çekildi.

Görevlilerden biri Andre ve Yoongi'yi sorguluyor, diğeri arabadan getirdiği dizüstü bilgisayara ikisinin verdiği cevapları kaydediyordu. Yoongi kim olduklarını, neden geldiklerini ve daha önemlisi Ren Suzuki'nin kim olduğunu söyledi.  Kiyotaka Katsuta'yı temsil eden kişi olduğunu söylediğindeyse görevlilerden biri hızla uzaklaşıp el mikrofonundan biriyle konuşmaya başladı.

Muhtemelen daha fazla ekip çağırıyordu. Takviye birliğinin gelmesini beklerlerken Yoongi, "Kiyotaka Katsuta'yı biliyor musunuz?" diye sordu. İçlerinden biri cevap verdi. "Buralardaki herkes Katsuta'yı bilir."

"Neden?" diye sordu Andre. Diğer görevli aralarına girdi. "Federaller az sonra burada olacak."

Yoongi, "Federaller mi?" diye yakındı. Görevli başını salladı. "Katsuta federal tutuklu. Tokyo'dan gelen kesin talimatlar var. Onunla ilgili bir şey olursa merkeze haber verilecek. Ben de az önce öyle yaptım. Şey, yani ben başkomisere haber verdim, o merkeze iletecek."

"En yakın federal şubesi nerede?" diye sordu Andre.

"Takashi," diye yanıtlayınca, "Ama burası Nara... Federallerin burada aynı bir ofisi yok mu? Buraya çok uzak," dedi. "Onlar gelene kadar burada durmak zorunda mıyız? İkimiz de çok yorgunuz."

"Komiserim de yolda. Onunla konuşabilirsiniz." Yirmi dakika sonra komiser geldi ve pek sempatik olduğu söylenemezdi. Adamlarıyla konuşmak ve olay yerini incelemek için arkasını dönüp uzaklaşmadan önce söylediği tek şey "Burada bekleyin," olmuştu.

Olay Yeri İnceleme Ekibi de birkaç dakika sonra gelmişti. Hepsi paketleyip etiketlemeye hazırdı. Andre ve Yoongi, Ford'un bagajına yaslanıp onları izledi. Ren'in ölümü, Yoongi'nin koroner ya da adli tabip- Japonların hangi sistemi kullandığını bilmiyordu-olduğunu düşündüğü kişi tarafından resmen ilan edildi. İnceleme ekibi ve polis görevlileri arasında kurşunun hâlâ kurbanın kafasının içinde olduğuna dair kısa bir konuşma geçti.

"Çıkış yeri yok, direk temasla öldürülmüş, muhtemelen de küçük kalibreli bir silahla," diye ekledi Andre. "Ama yine de öldürücü bir temas," diye cevap verdi Yoongi. "Her vuruş öyledir. Kafatasını çatlatır, yumuşak beyin dokusunu kinetik enerji dalgalarıyla zerreleştirir, organın çökmesinin ardından da büyük çaplı bir beyin kanaması oluşur. Hepsi saniyeler içinde olup biter. Tak. Öldü."

"Sürecin nasıl işlediğini biliyorum, teşekkürler," dedi Yoongi kuru bir ifadeyle. Oturmaya devam ederlerken zaman zaman Japon polislerinin kendilerine baktıklarını görüyorlardı.

"Şüpheli miyiz?" diye sordu Andre.

"Şüpheli olmadığı kesinleşene kadar herkes şüphelidir."

Bir süre sonra komiser geri döndü. "Amirim yolda."

Michelle kibar bir şekilde "Amir dediğiniz kim oluyor?" diye sordu. "Nara Bölgesi Emniyet Amiri." "Tamam. Ama biz ifadelerimizi vermiştik," dedi Yoongi.

Dead ExperimentHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin