b30(finalisko

543 52 20
                                    

''JİSEOK OJELERİM NERDE''

''YA BANA NEDEN SORUYOSUN OJE BEKÇİN MİYİM GİT BAKSANA ODAMA''

''ODANDA BULAMADIĞIM İÇİN SORUYORUM MAL EVLADI''

''YA Bİ SUSUN ARTIK BE''

junhanın bağırışıyla ikili susmak zorunda kaldı. konser günü olduğu için erkenden (beomgyunun ısrarları yüzünden) gitmek zorundalardı ve beomgyu son dakika ojesini bulamadığı için evde cıngar çıkartmıştı. sevgilisinin eski sevgilisi geleceği için daha da gergindi ve bu da önüne kim gelirse kızmasına sebep oluyordu. jiseok heyecandan sabahlamıştı. jooyeonu görebileceği için ilk defa bu kadar heyecanlıydı çünkü ne giyeceğini veya ne yapacağını söylememişti. 

''beomgyu ojeye ihtiyacın yok üstün yetiyo zaten kanka''

''gunil uçarım bak sana''

''ya yalan mı amına koyayım''

''ne var giydiğimde ya''

''kanka üstün pullu altın deri zaten millet sana bakmaktan eline bakamaz bence''

''hyukaya afiyet bal şeker olsun o zaman ne diyelim''

jiseok bunu demesiyle kafasına bir yastık yedi. o da ekoseli mavi kırmızı bir bere ve tüylü aynı renklerde bir kazak giymişti. boynuna birkaç kolye takıp uzun kavgalar üzerine altına sadece siyah yırtık kot giymişti. beomgyu ve junhan kavga ederken kendini gunilin kollarına attı. ilk defa bu kadar huzurlu ve mutlu hissediyordu. jooyeonu sevmeye başladıktan beri sanki bir büyü gibi her şey iyileşmeye başlamıştı, jooyeon jiseoka gerçekten iyi gelmişti. 

normalde sürekli gülen birisi değildi. küçükken bir kavgada dişi kırılmıştı ve o zamandan beri gülüşünü sevmezdi, aynı çevresi gibi. hep içine kapanık biriydi, arada kuzenleri gelirdi onlarla konuşurdu. onun dışında arkadaşı zaten yoktu. 10. sınıfta gunil ile tanıştığında en başta gunilin kafası kırık bir manyak olduğunu düşünmüştü. sonrasında beomgyuyu tanıdığında gunilin aslında gayet sakin biri olduğuna karar vermişti. her ne kadar beomgyuyla sürekli kavga etse de onsuz yapamayacağını biliyordu. herhangi bir şey olduğunda sığındığı ilk kişiydi ve o olmasa büyük ihtimalle hiçbir şey olmazdı. junhanla en son tanıştığında kayıp kardeşini bulmuş gibi hissetmişti. halihazırda bir abisi vardı ama junhan gerÇekten küçük kardeşi gibiydi. ona zarar geldiği an kafayı yiyecek gibi oluyordu. 

jooyeonla 9. sınıfta küstüklerinden beri konuşmamıştı. bu yıla kadar.

tam unutmuşken birden bir kavgayla hayatının ortasına bomba gibi düşmüştü. nereye baksa oradan jooyeon çıkıyordu ve bu gittikçe sinirlerini bozmaya başlamıştı. sonradan jooyeona tepki verilmezse daha da kızdığını fark edince kendi davranışlarını durdurdu. gün boyu tek eğlencesi jooyeonu kızdırıp kavga çıkarmaktı. en azından hayatına heyecan geliyordu bir şekilde. arkadaşları çoğu zaman ders çalışıyordu, beomgyu günün yarısı huening kaiyle bir yerde cilveleşiyordu ve ona sadece jooyeon kalıyordu. jiseok da bunu alışkanlık haline getirdi. belli bir zamandan sonra jooyeon da kendisinin bu hareketlerine alışmıştı. artık tepki bile vermeden sadece yumruğu yiyordu. 

''JİSEOK BİR ŞEY SÖYLE ŞUNA YA''

''ne söyliyim noluyo anlamadım şu an neyin kavgası''

''abi bak diyorum ki erken gidelim, eski sevgilisi gelicek diyorum, çocuk sevgili falan umursamıyo dümdüz yavşıyo diyorum. junhan bana diyo ki bir şey olmaz gideriz sonra. GİDİCEM DİYORUM OĞLUM GİDİCEM KALK YA''

''junhanın bu rahatlığı peki''

''kanka en fazla nolucak çocuk öper yani''

''ay ben bayılıcam öper diyo jiseok tut beni benim tansiyonum düşüyo ağlicam nolur gidelim''

everyday i hate you • gayeonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin