34-from sprinkler splashes to fireplace ashes, I waited ages to see you there...

2K 133 15
                                    

the loneliest -maneskin
you're on your own kid-taylor swift


flashback

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

flashback

Taehyung yaz tatilini başka şehirlerde geçiren arkadaşlarının aksine her yaz olduğu gibi hiçbir yere gitmemiş, aynı şehirde geçirmeye devam etmişti bu mevsimi de. En sevdiği mevsime uygun olarak cıvıl cıvıl renklerle bezeli tişört ve yarım şortunu giydikten sonra güneş şapkasını siyah saçlarının üzerine yerleştirerek komodinin üzerindeki fotoğraf makinesini atmıştı sırt çantasına.

Sıcaktan bunaldığı bir otobüs yolculuğunun sonunda nihayet nefeslenebileceği sahile varmıştı esmer genç. Heyecanla birkaç kare yakalamaya başladı oraya ayak basar basmaz, onun için su gibi akıp giden saatlerin ardından biraz dinlenmek amacıyla sıcak kumlara oturdu, uzattığı bacaklarını sallayarak denizi seyredaldı. Gördüğü balıkçıl ile olduğu yerde dikelerek hızlıca doğruldu. Makinesini kaptığı gibi sessiz ve yavaş adımlarla onun birkaç görüntüsünü almaya çabaladı. Çektiği fotoğraflara memnuniyetsizlikle kaş çattı ve denizdeki büyük kayalara basarak dikkatlice ona yaklaşmaya çalıştı. Dengesini yitirdiği bir anda kendini denizde bulması da bir oldu. Birkaç çırpınış da fayda vermedi.

"Yardım, yardım edin! Korkuyorum! Çok korkuyorum! Baba!"

O sırada yakınlarda kampa giren basketbol takımının başarılı oyuncularından biri çırpınan bedenin bağırışlarını fark ederek suya dalmış, baygın bedeni karaya taşımıştı. Nabzının olduğunu anladığında tuttuğu nefesi bıraktı. Yuttuğu suyu boşaltması için aldığı ilk yardım eğitiminden öğrendiği hayat öpücüğünü uygulamaya başladı. Suyun çoğunu dışarı atan Taehyung öksürerek bulanıklaşan görüşüyle gözlerini aralamaya çalıştı. Suda ıslanan kıyafetleri akşam esintisiyle onu ürpertiyor, titremesine sebebiyet veriyordu. Bunu fark eden beyaz tenli hızlıca ayaklandı ve koşarak temiz, kuru kıyafetler getirmek üzere kamp alanına ilerledi.

Geri döndüğünde nefes nefese kalmıştı. Gördüğü ile sık nefesleri arasında zorlukla yutkundu. Elleri arasındaki kıyafetleri sıktı, gözleriyse karşısındaki manzaradan bir saniye olsun ayrılmadı. Kendinden habersizce dolan gözlerini kolunun tersiyle sildi agresif bir şekilde. Hüznünün öfkeye dönmesi çok uzun sürmedi.

Hislerini asla söyleyemeyeceği çocuk, az önce kurtarmak için çabaladığı çocuğun yanağını okşayarak ilgili gözlerle ona bakarken içi gitti. Taehyung'un üzerinde basket takımının kapüşonlusu vardı. Üşümesin diye giydirmiş olmalıydı diğeri.
(Yn: Conan Gray- Heather)

Kendisini fark etsin diye basket sahasından ayrılmadığı Jungkook, şimdi okulda zorbalığa uğrayan bu çocuğa ona hiç bakmadığı gibi bakıyordu. Umursadığı her halinden belliydi. Boğulmaktan az önce kurtulan gencin utangaç gülümsemesi, kızaran yanakları ve yorgun da olsa gülümseyişi derin bir soluk bırakmasına sebep oldu. Jungkook ona böyle güzel baksın diye ne çok uğraşmıştı oysa.

Ayaklarını sürüye sürüye kamp alanına dönerken üzüntüsünün yavaş da olsa intikam kırıntılarına döndüğünü hissediyordu Hyunsan. Hırsın kendini ele geçirmesine izin verecekti. Kendinde olmayan cesareti bulup kendi kimliğini zorbalığa uğrasa dahi saklamayan Taehyung'a büyük bir kin duymayı başlamıştı bile. Bastıramadığı yoğun duyguların, söyleyemediği kabullenemediği gerçeklerin onu böyle karanlık bir yola itmesine müsaade etmeye başlamıştı bile.

"İyi olduğuna emin misin?" diye kızaran yanakları okşamaya devam ederken sordu Jungkook.

Taehyung boğulmak üzere oluşunun ve okulun popüler çocuğunun kendini fotoğrafçılık kulübünden tanıması şokunu zar zor atlatırken  yanaklarını havayla doldurarak derin bir nefes bıraktı.

"Hmhm. Ama ilk öpücüğüm sen bana hayat öpücüğü verirken gitti ama... Ve ben hiçbir kısmını hatırlamıyorum! İleride nasıl anlatacağım ayrıntılarını?"

Jungkook'un endişeli hali kaybolurken bir kahkaha patlattı.

"Niye gülüyorsun ya?" diyerek hafifçe kolunu dürttü Taehyung.

"Çok tatlısın. İstersen hatırlatırım." Flörtöz çıkan ses tonuyla dudakları yukarı kıvrıldı Taehyung'un. Boşluğuna geldi ve ağzından aklından geçeni öylece söyleyiverdi. Jungkook'un gözlerine dalıp gitmişti çoktan.

"Hatırlat bir bakayım."

Dediğinin farkına vardığında gözleri kocaman oldu, eli ayağına dolaşacakken dudaklarına kapanan yumuşak et parçaları yüzünden kalakaldı. İrileşen gözleri sakince kapanırken bütün vücudunu daha önce yaşamadığı tatlı bir his kapladı. Elleri kahverengi saçların süslediği enseye ulaştı. Acemiliği her halinden belli olurken Jungkook'un hareketlerini kopyalamaya çalıştı. Bu yeni hisse bayılmıştı, kalbi yerinden çıkacak gibi atıyor, karnındaki garip ama hoş his onu bu dünyanın ötesine götürüyordu. Boşlukta süzülür gibi hissettiği anların ardından dudakları ıslak bir sesle birbirinden ayrıldı. Taehyung kapalı gözlerini soluklarını düzene sokmaya çalışırken araladı.

Jungkook'un elleri hala onun yüzünü kavramaya devam ederken "Şimdi peki? Artık ayrıntıları anlatabileceğin bir ilk öpücüğün oldu mu, hm?" diye sordu.

İkilinin gözleri birbirinden ayrılmamaya yemin etmiş gibiydi, "Evet, ben şey..." lafını nasıl devam ettirmesi gerektiğini bilemedi Taehyung.

"Hala üşüyorsun," titreyen bedene ithafen söyledi bunu , Taehyung da az önce yaşadığı yoğun duygulardan mı yoksa üşüdüğü için mi titrediğini bilmiyordu. "Sıcak bir şeyler içmeye ne dersin?"

Taehyung, Jungkook onun içini böylesine eritirken kafasını aşağı yukarı sallamakla yetindi. İkisinin de aklında birbirlerinin tatları ve o müthiş anlar varken kocaman gülümsemeleriyle ve hoş bir sohbet eşliğinde yakındaki bir kahve dükkanına yol aldılar. Bu aralarındaki o büyük havai fişeklerin ilk patladığı andı, ve ikisi de biliyordu ki bu asla son olmayacaktı.

Taehyung onu kurtarıp böylesine güzel davranan Jungkook'a daha çok kapılıp giderken Jungkook ona suni teneffüs yapanın kendisi olmadığını söyleme ihtiyacı duymadı. İkisi de mutluluk sarhoşuydu ve yakın bir zamanda ayılacağa benzemiyorlardı.


bölüm nasıldı? İki parçaya ayırmak daha iyi olur dedim çünkü bayağı uzundu ehe.

Kendinize iyi bakın

Bir sonraki özel bölümde görüşmek dileğiyle...



-En Yalnız

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-En Yalnız

En hüzünlü parçam olacaksın sen. Asla benim olmayacak parça. Çok açık, bu gece en yalnızı olacak. Sen hala soluduğum oksijensin. Gözlerimi kapadığımda senin yüzünü görüyorum. Bu eziyet, bu gece en yalnız olacak... 




pretty boy | taekook✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin