Bayılmak

112 3 0
                                    

Abimin ölüm haberini aldığımda bayılmıştım. Evet hepsi bir rüyaydı. İyiki bir rüyaydı. Soo-ho ölmemişti.İnanamasamda tam yanımdaki sandalyede uyuyordu.Tabii ki bu rüyanın gerçek olmamasının kötü bir yanı da vardı.Hala bu yurtta esiriz.

Soo-ho'yu uyandırmak istemedim çünkü uyurken çok güzel görünüyordu.Biraz izlemek istiyordum sadece.Ne olabilirdi ki? Ama o sırada içeri doktor girdi ve benim uyanık olduğumu gördü.O kadında bir tuhaflık vardı emindim beni her Soo-ho ile gördüğünde bizi ayırıyordu.Soo-ho da uyanınca hemen bana baktı ve yerinden kalktı.Bende yemekhanedeki yerime döndüm.

Yanımdakiler ne olduğunu sordular. Ben cevap veremedim.Soo-ho'nun adamları abimi öldürmüştü. Bu acımı iki katına çıkarıyordu. Ben Soo-ho'yu seviyordum ama ona olan sevgimin azaldığını hissedebiliyordum. Abimin bana verdiği atkıyı almak için ayaklandım ama oradaki komünist pisliklerden biri bana silah doğrulttu. Bende yerime oturdum. Şu anda çok güçsüzdüm. Onlara karşı çıkamazdım. Babamın bizi en yakın zamanda çıkartmasını istiyordum.

Soo-ho beni yanında sürüklemişti.Neden hep böyle anlamıyorum. Ben ona böyle mi davranmıştım? Ona hergün yemek getiriyordum,yarasını temizliyordum. Onun bu şekilde davranması hiçte hoş değildi.
Beni mutfağa sürükledi.Sandalyenin üstünde abimin bana verdiği atkısını gördüm. Hemen alıp boynuma doladım. Soo-ho bana bir şey söyleyecek gibi duruyordu. O yüzden yüzüne baktım. Gözlerine. Aşık olduğum gözlerine...

"Yeong-ro ben özür dilerim. "

"Abime bunları yaptıktan sonra mı pislik? "

"Sence bunu ben mi yaptım? "

"Senin adamların olduğunu söylüyorlar. "

Omuzumdan tuttu

"Bunu yapmalarını ben istemedim. "

"Ama gel gör ki yaptılar! "

Kendimi toparlayıp konuştum.

"Senden bir şey istiyorum, son bir şey. "

"Nedir? "

"Lütfen abimin cenazesine gitmeme izin ver lütfen. "

"Bunu yapamayacağımı biliyorsun. "

"Senden tek isteğim bu lütfen. "

"Yeong-ro bunu yapmayacağım. "

O komünistlerden birine seslenip beni götürmesini istedi. Bende sürüklene sürüklene tekrardan yemekhaneye gittim.
Jeong-min yanıma geldi. Ne olduğunu sordu. Bende abimin öldüğünü söyledim. O aramızdaki en aklı başındakı kişiydi bundan dolayı ona çok güveniyordum. Beni teselli etme çabası boşunaydı acı iki taraflıydı. Abimi öldüren kişiler sevdiğim kişinin adamlarıydı. Kafamı dağıtmak istediğim için başka şeyler düşünmeye çalıştım ama bu ortamda ne düşünebilirdim ki? Etrafa bakınca bir kadın yurdunda mahsur kalmış insanları görüyordum.

Rüyamda nasıl kaçmıştık ki? Onu bile hatırlamıyordum. Rüyamı hemen unutmuştum. Ama birkaç sahne hala aklımdaydı. Onlardan biri Soo-ho'ya kahve yaptığım ve o kahvenin aklından silmek istediğin şeyleri sildiğini söylemiştim. O da

"O zaman bunu da sil"

Diyip beni öpmesiydi. Hayali bile güzeldi. Onun dışında tüm herkesin babamın ANSP müdürü olduğunu öğrendiklerinde bana kötü davrandıklarını da hatırlıyordum. Ben rüyamı hatırlamaya dalmışken bir ses duyuldu...


Eğer iki tane oy gelirse ikinci bölümü atarım canlar. <3

Good Ending/Haesoo TAMAMLANAMADIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin