En Sevdiğim Rehin

55 2 0
                                    

Bir ses duyuldu

"Aranızdan 10 kişiyi bırakacağız.10 kişiyi de rastgele seçeceğiz. "

Yine rehinleri serbest bırakacaklardı. Bunu daha önce de yaptılar. Beni de serbest bırakmaya çalıştılar. Ama bütün bunlar benim suçumdu.Beni serbest bıraksalar hiç adil olmazdı. Ben kendi isteğimle rehin olmuştum.

"Sen! "

Ah yine başlıyordu. Neden inatla beni seçiyordu ki? Tam ben ayağa kalkacakken Bun-ok ayağa kalktı.

"Onu nasıl dışarı çıkarırsınız? Onun yüzünden rehin kaldık. Bu çok saçma madem ben çıkamıyorum o da çıkmayacak!"

Yine rutin şeyler beni dışarı çıkartmaya çalışıyorlar ve Bun-ok yine benim dışarı çıkmamam için bağırıp çağırıyordu. Artık benim de ayağa kalkmam gerektiğini anladım.

"Gerçekten beni anlamıyor musunuz? BEN DIŞARI ÇIKMAYACAĞIM! "

Bağırdım. Onlara bağırdım. Şimdi ne yapacağım? Anlık bir sinir yüzünden pencerede bekletilmek istemiyordum. Gerçekten çok aptaldım. Ama Soo-ho beni pencerede bekletmezdi değil mi? O sırada bir ses yükseldi.

"Tamam anladım sen pencere önünde kalmak istiyorsun. Şunu pencerenin önüne götürün kalsın orda aklı başına gelsin. "

Ses Soo-ho'nun du.Aslında pencere önünde kalmak çok kötü gelmemişti ama onun bunu söylemesi üzücüydü.O komünistlerden biri beni pencerenin önüne götürdü. Bu ortamda bile onu düşünmem canımı çok sıkıyordu. Ben onu seviyordum ama onun beni sevdiğinden hiç emin değildim. Cidden biraz mantıklı düşünmeliydim. Rüyamda neler olmuştu ki? Keşke hatırlasaydım. Kendimi zorlasam hatırlardım belki. Neyse ki pencerenin önünde duracağım için çokça zamanım olacaktı. Tamam ilk başta neleri hatırladım. Soo-ho ile öpüşmemi ve babamın kim olduklarını öğrenmeleri. Peki Soo-ho ile başka neler olmuştu acaba? O kadın... O kadını bağlamışlardı. O bir suçlu muydu? Peki ya o ajan? Onu da hatırlamam gerekiyor. Of bu çok zor en azından o kadının kötü olduğunu hatırladım. Ondan uzak durmalıyım.

Soo-ho'nun ölümünü de hatırlıyorum tabii. O ayrı bir trajedi. Onu kim neden öldürmüştü? En son onun üstündeydim. Onun ölümünü gördüm. Sonra da etrafıma bakıp nerede olduğuma baktım. Tavan arasındaydık. Evet bunu da hatırladım. Ama bu çok işe yaramazdı.

Ben bunları düşününene kadar gece olmuştu. Herkes uyumuştu. Ben bu gece de uyuyamayacaktım. Ben bunları düşünürken Soo-ho içeri girdi. İlk önce uyuyanlara sonra bana baktı. Bana doğru yaklaştı. Ve yine sürükleniyordum.Günlük rutin haline geldi bu artık. Soo-ho beni 207.odaya götürdü. Masanın üstünde yemek vardı.

"Ye bunları hadi. "

"Kendimi ne gibi hissediyorum biliyor musun? "

"Ne gibi? "

"Köpek."

"Niye böyle düşünüyorsun ki? "

"Köpeğe de eğitim verince aynı bizim gibi oluyor. Önüne yemek koy ye hadi de yer. Şurada dur de durur. Otur de oturur, kalk de kalkar.Durumumuz benzer. "

"Eun Yeong-ro"

Sesi çok güzel gelmişti. Adımı çok güzel söylüyordu.

"Efendim? "

Bana doğru yürümeye başladı. Bedenim benden ayrı bir şekilde hareket ediyor gibi geriye doğru gitmeye başlamıştı. Kulağıma eğilip;

"Böyle düşünme, sen benim en sevdiğim rehinimsin. Sonuna kadar yanımda kalacak tek rehinimsin."

Dedi. Sözleri beni çok etkiliyordu.Bana daha çok yaklaştı. Tam ben heyecandan ölmek üzereyken birinin sesini duyduk.

"Bakıyorum da rehinlerle çok iyi anlaşıyormuşsun ha yoldaş Soo-ho? "

Zaten bu kadın gelmese olmazdı. Soo-ho hemen geri çekildi. Sonra kadın yanıma gelip bana;

"Sakın Soo-ho ile ilgili başka şeyler düşünme. Zaten o benim. Sen burdan nasıl çıkacağını düşünmeye bak."

Tamam artık bu ortamdan gitmeliydim. Ben kapıya yönelip çıkacakken Soo-ho beni omuzumdan tuttu ve sürüklemeye başladı. Yine aynı şeyler...




Geçmiş olsun herkese. Umarım iyisinizdir.









Good Ending/Haesoo TAMAMLANAMADIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin