Gerçek Gibi Hissettirmiyor

59 3 2
                                    

Aptal komünist sayesinde odama gittim kalem alıp peçeteye:

"Buradan nasıl çıkabileceğimizi bir tek siz bilebilirsiniz.Lütfen bana yardım edin. Sizi o iplerden kurtarmaya çalışacağım."

yazdım. Hemen aşağıya indim. Onun yanına gitmem gerek. Yemek sırasında ona yemeğini yedirirken verebilirim. Tamam o zaman şimdi biraz beklemeliyim.Tabii ki bu yurtta olaylar bitmezdi. Mutfaktan bir ses yükseldi.

"Bırak beni bırak."

Ne oluyordu yine?Hemen arkadaşlarımın yanına gittim. Onlar da korkmuş gözlerle bakıyorlardı. Sonra bir silah patladı. Başımızdaki komünist oraya koştu. Herkes korktuğu için bağırıyorlardı. Ben hemen o ajan adamın yanına gittim. Peçeteyi verip yerime oturdum. Soo-ho mutfaktan çıkıp yanımıza geldi. Ve şöyle söyledi,

"Herkes sakin olsun. Kaza kurşunuydu."

Bunu der demez art arda iki ses daha geldi.
Silah patlaması ve kadın bağırışı.

O kadın... O kadın ölmüş müydü? Soo-ho hemen mutfağa koştu. Ve geri gelip yaralı kimsenin olmadığını söyledi. Bir yandan ajan adama bakıp bir yandan da Soo-ho'ya bakınca dikkat çekiyordum. Soo-ho'nun dikkatli bakışlatı üstündeydi.Daha fazla ajana bakamadım ve önüme döndüm. Yemek zamanının gelmesini beklemeliydim.

Sonunda yemek zamanı geldi ve ben hızlıca yemeğimi yiyip o adama da yedirmek için, ve konuşmak için, yanına gittim. Yemeğini yedirirken bir yandan da konuştuk.

"(Kısık sesle) Notumu okudunuz mu? "

"(Kısık sesle) Okudum ve nasıl yapacağımızı biliyorum. "

"(Kısık sesle) Nasıl yapacağız? "

"(Kısık sesle) Bodrumdaki çıkış çok güvenli olmasa da orası hariç hiç bir yer olmaz. "

"(Kısık sesle) Nasıl bodruma ineceğiz? "

"Yeong-ro benimle geliyorsun."

Bu adam nerden çıktı. Tam adamla konuşuyordum.

"Ne oldu? "

"Gel dedim. "

Kolumu tutarak beni çatıya sürükledi.Çatı ne alakaydı? Beraber onun eskiden kaldığı eski koridor müdüresinin odasına gittik. Bir dakika her şey rüyamdaki gibiydi. Sadece kahve yoktu. Ne saçmalıyorum ben. Sadece çatıya geldik. Bir şey yok bunda.

"Ülkeme ihanet edemem. "

"Ne oluyor Soo-ho? "

"Sana aşık oluyorum Yeong-ro! "

"Soo-ho... "

"Ülkeme ihanet edemem. "

"Ama bana ihanet edersin? "

"Hayır... hayır öyle değil-"

"Ülken benden değerli mi Soo-ho? "

"Hayır... hayır değil. "

"O zaman kimi seçeceksin?Beni mi ülkeni mi?"

"Beni burada yaşatmazlar Yeong-ro. "

"Ben seni yaşatırım Soo-ho. "

"Baban beni öldürmek istemiyor. Ama o yanındaki diğer adam beni öldürmek için türlü türlü oyunlar oynuyor."

"Babamla konuşabilir miyim Soo-ho? "

"Üzgünüm Yeong-ro, doktor şu anda seninle ilgili hiçbir şey duymak istemiyor.Sanırım o beni seviyor."

"O kadına hiçbir şey yapmadım! "

"Biliyorum tatlım. "

Bu adam şaka mı yapıyordu. Tam sırasıydı kendine aşık ettirmenin. Tatlım demişti. Ben zaten ona aşıkken o daha da kendine aşık ettiriyordu.

"Tatlım? "

"Sen istesen de istemesen de seni seviyorum ve sadece ikimiz varken sana böyle sesleneceğim."

"Soo-ho."

"Efendim tatlım? "

"Sen şaka mı yapıyorsun? "

"Tabii ki hayır hepsi gerçek. "

"Gerçek değil gibi. Hiç gerçek gibi hissettirmiyor."

"Hepsi gerçek tatlım. "

"Mutfaktan gelen sesler neydi Soo-ho? "

"Artık seni götürmem gerek tatlım. Hadi gel. "

Daha fazla uzatmadım ve aşağı arkadaşlarımın yanına gittim. Arkadaşlarım neden bu kadar dalgın olduğumu sordular fakat cevap vermedim. Aklım hem Soo-ho'da hem ajanda hem de mutfaktaki o olayı neden Soo-ho'nun söylemediğinde kaldı.

Şimdi Kuzeyde mi güneyde mi kalacaklarına karar veremedim sizce nerede kalsınlar lütfen yazın canlar.

Good Ending/Haesoo TAMAMLANAMADIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin