(1) Her Şeyin Başlangıcı

54 5 3
                                    

(16 Yıl Önce)

Sabine; Olmayacak Tom, ben bu çocuğu dünyaya getirsem dahi bakamayız. Zaten bir çocuğumuz var, doğduğu zaman onu yurda bırakmak en doğrusu olacak.

Tom; Hayır Sabine! Ben bu çocuğu istiyorum, ya ne güzel hayallerimiz var. Bir kız çocuğu bahşedildi bize: Ve görevimiz onu büyütmek. Sonra bir çaresine bakarız.

Sabine kararlıydı, doğumuna 1 hafta kalmıştı ve kararını vermişti. Kızını, canını, evladını her ne kadar içi sızlasa da bırakacaktı. Önüne çıkan ilk kapının önüne koyup, yüreğine taş basacaktı. Geceleri planlar yapıyor, ağlayarak uykuya dalıyor, kabuslar görerek gecenin bir köründe uyanıyordu

*Hastane de*

Sabine; Doğumum sabaha karşı olmuştu, kızım erkenden çıkmak, dünyaya "Merhaba" demek istemişti. Her anne gibi sevinmek yerine, ben ağlıyordum. Çevremdekiler mutluluktan ağladığımı düşünüp, onlarda hüzünleniyorlardı. Ama hayır, ben Marinette'i bırakacağım için ağlıyordum.

Son kez sarıldım ona, kokusunu doya doya içime çektiğim sırada, ağlamam şiddetlenmişti. Tom, tam da baş ucuma gelip "Şimdi onu bırakmaya gönlün el veriyor mu?" Diye mırıldandı, hayır anlamında başımı sallasam da içim evet diyordu.

Tom yorgun olduğumu düşünerek, kapının önüne doğru bir kaç adım attı. O sırada orta yaşlarda bir hemşire gelip Marinette'i kucağımdan aldı. "Nereye götürüyorsunuz kızımı, ah!" Kendimi hızla ileri doğru attım ve dikişlerim acısı ile tüm vücudum sarsıldı.

"Sakin olun hanımefendi, iyi değilsiniz. Kızınızı küveze götüreceğim. Her bebek gibi" Dedi ve koluma bir serum taktı. Ağrı kesici olduğunu düşündüğüm serum, kısa sürede beni uykuya daldırdı.

Uyandığımda, Marinette: Tom'un kucağında ağlıyordu. "Ver" dedim halsizce, "Acıkmış olmalı" Tom onu kucağıma uzattığında, üzerimde ki örtüyü ve tişörtümü açıp kollarımla sardım kızımı. Emzirmeye başladım, bu günleri çok özleyeceğimi düşündüm.

Bir kaç dakika sonra Marinette kafasını göğsümden kaldırdı ve, minicik sesiyle gülümsedi. Kucağım da uyuya kaldığın da, onu tekrardan öpüp kokladım. Kokusunu, ciğerlerimin en derinine kadar çektim. Burada bir gün daha kalmam gerekiyordu, ama yapamam. Kalırsam Marinette'e alışacağım ve onu bırakamayacağım.

Hava kararmaya başladığında, Marinette hastanenin yanı başıma koyduğu beşikte uyuyordu. Tom ise aşağı da hava alıyordu. O, burada kalacağımı henüz bilmiyordu. Bu konu da şanslıydım. Karnımı tutarak ayağa kalktım, terliklerimi de ayağıma yarım yamalak geçirip yürümeye başladım. Odanın kapısını sessizce açtım ve hastane koridoruna adımımı attım.

Burası kadın doğum yatakhanesi olduğundan, her oda da bebek sesleri vardı. Aşırı derecede mutlu ebeveyn sesleri, koridoru süslüyordu adeta. Sağa sola bakınarak ve bir elimle karnımı tutarak yürüyordum. Arkamdan ince sesli bir kızın, "Buyurun hanımefendi" diye seslendiğini duydum. İrkilerek arkamı döndüğümde, kelimeleri beynimde sıraya sokarak konuşmaya başladım.

"Ben bugün doğum yaptım" diye söze girdim, sanki anormalmiş gibi.

Kız başını sallayarak beni dinliyordu, "Çıkışımın yarın olması gerekiyordu, fakat evde bir oğlum var, yaşı küçük ve bakacak kimsesi de yok. Bu saate kadar evde yalnız kaldı, artık onu bırakamam evde. Mümkünse çıkışımı yaptırmak istiyorum." Diye mırıldandım.

"Peki, sizi anlıyorum. Fakat burada gözetim altında kalmanız lazım. Eşiniz eve gidemez mi?" Hayal kırıklığı ile başımı sağa sola salladım, "Maalesef gidemez. Beni anlıyorsanız, gerçekten gitmem lazım" Kız tekrardan başını salladı.

Miraculous AdriNette - Vampir KâbusuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin