Sınıftan içeri girdiğimizde gözüme birisi takıldı.
Nil benden önce davranıp arkadaşlarının yanına gitmişti. Nereye giderse bende peşinden gidiyordum. İlerledikçe o çocuğun yanına gidiyordu. Bende takip ederek yanlarına gittim.Nil ile arkadaşlardı ve grupları vardı. Bende birazdan o gruba dahil olacaktım .
İçeriye girerken gözüme takılan çocukta bu gruptaydı. Adını gerçekten merak ediyordum ve içimde onunla tanışmak gibi bir istek vardı.
Ama kendimi basit kız imajına çeviremezdim. Lafa dalıp direk onunla konuşmak hiç hoş olmazdı.
Kendimi hemen yeni gelmişken kimseye ezdirtmezdim. Ağır başlı ve zor kızı oynayacaktım. Bakalım sene sonuna kadar hangi maceralar beni bekliyor .
"Ee Nil, yanındaki ufaklıkla bizi tanıştırmayacakmısın ? "
Konu bana döndüğünde kafamı kaldırdım ona baktım.
Aslında adım Milan Irem Kaya ama irem ismini sevmiyordum ve Milan ismi daha havalı geliyordu.
"Tanıştırayım, tanıştırayım . Bu Milan Îr-"
Bu sırada lafa ben atladım. Kimsenin sevmediğim ismimi bilmesine gerek yoktu.
"Milan . Adım Milan "
Benden böyle bir atak beklemedikleri için ikiside şaşırarak bana bakıyorlardı. Babamın koyduğu bir isim olduğu için türk isimlerinde benim ismime uygun olmadığından İrem ismi konulmuştu. Annem yurtdışında büyüdüğü için benim adımın yabancı olmasını istemiş. Bende İngiltere'de doğdum. Babam ve annem Türkiye'ye dönme kararı aldığı için buraya yerleştik. Liseye kadar okul hayatında hiç bir zorluk yaşamadım ama son sınıfımda bazı nedenlerden dolayı okulu bıraktım.
Şimdiki tek sorunum karşımdakı ultra yakışıklı çocuktu. Ben ona bakarken konuşmaya başladı.
" Bende Berk ufaklık " dedi.
Yüzümde istemeden de olsa tebessüm oluştu. Nedenini bilmiyorum ama benimle konuştuğu için mutlu olmuştum. Bu yılın çok güzel geçmesini istiyordum.
*****
Zil çalmıştı ve sınıfa hoca girmişti. Arka sıralarda yer olduğu için oraya geçtim. Nil in yeri vardı ama kendimi yalnız hissetmemek için yanıma oturdu.
Tabi ki ben ders dinlemek yerine Berk'e bakıyordum. Sınıfa yeni gelmiştim ama derslerimle ilgileneceğime ona bakıyordum. Nil'in beni dürtüklemesiyle hemen kafamı ona çevirdim. Nil'e 'ne oldu' dercesine bakıyordum. Gözlerini benden çekerek karşıya bakmaya başladı. Bende Nil'in baktığı yere baktım. Karşıda bana bakan bir çift kızgın göz vardı.
"Efendim hocam" . Bakışları değişmesede biraz yumuşamıştı.
"Kendini tanıt bakalım". Herkes gözlerini bana çevirmiş benim konuşmamı bekliyorlardı. Berk'te bana doğru bakıyordu. Yüzünde anlamlandıramadığım bir gülümseme vardı.
"Adım Milan. Önceki okulumda yaşadığım dolayı bu okula geldim."
Konuşmamı bitirdiğim zaman hoca hala bana bakıyordu.Kafasını 'tamam' anlamın da sallayıp tekrar konuşmaya devam etti.
"Hoşgeldin sınıfa alışırsın umarım." Neyi ima ettiğini anlamadım ama kafama takmak istemiyordum. Dersimiz Tarihti. Dersi anlatırken mutlaka hocaların gözünün içine bakmaya çalışırdım. Böylece daha çok anladığımı ve hocalara karşı iyi bir intibâ bıraktığımı hissederdim. Ama hocaya değil gözünün içene bile bakamıyordum. Çünkü dersi anlatırken bile bana bakıyordu. 'İnsan hiç mi başka yere bakmaz' diye içimden söyleniyordum.
Nihayet ders bitmişti. Biraz daha kalsaydım sıkıntıdan patlayacaktım. Herkes sınıftan çıkmaya başlamıştı. Nil yanımdan ayrılıp birazdan geliceğini söyledi. Bende başımı 'tamam' anlamında salladım.
İlk sınıfa girdiğim zaman tabi ki Berk'in yanında oturan kız dikkatimi çekmişti. Benim tam zıttımdı. Sarı saçları o kadar dikkat çekiyordu ki kıskanmamak elde değildi. Gözleri kahvenginin en koyu tonundandı. Benim kumral saçlarımın güneşte sarıya dönük bir tonu vardı. Gözlerim ne çok koyu nede çok açıktı. Kendim ile barışık biriydim. Hiç kimse benim dış görünüsümü yargılama hakkına sahip değildi.
Sarışın kız Berk'in kolundan tutup kaldırmaya çalıştı. Sonunda pes edip;
"Canım niye kalkmıyorsun hadi bahçeye çıkalım"
İçimi bir öfke kapladı. İçten içe kıza sövüyordum. 'Ben senin o canım diyen ağzını yüzünü...' böyle devam ettim ama hala sakince onlara bakıyordum. Daha ilk günden başka ne yapabilirdim ki.