2.bölüm

4 2 2
                                    

İnanmak başarmanın yarısıdır hadi inanalım.

2.bölüm "Tarumar"

Esmehan (Günümüz)

Gözlerimi kırpıştırdım, neler olduğunu anlamıyordum. Sanırım ağrı geçici bir bayılmaya sebep olmuştu. Tam kalkacakken farklı giyimli biri yanıma geldi. "Siz buraya nasıl girdiniz?"

Kaşlarımı çattım, onu anlamıyordum. Dahası onun üst kata girmesi yasaktı. Sultanımız onu görürse kellesini alırdı. Arkasını döndü ve 'Poyraz' diye bağırdı. Aynı giyimli biri daha geldikten sonra bir erkek daha geldi.

Onlar ne yapıyorlardı, buraya girmeleri yasaktı. Sultanımız görürse üçümüzün de kellesi giderdi. Ayrıca ne biçim giyinmişti bunlar? Biri kolumu tuttuğu an onu yere yapıştırdım, normalde bunu yapmam yasaktı ama şu an yardım isteyemezdim. Yaşamak istiyorsan onları öldürmek zorunda kalacaktım.

Onlara tüm gücümle saldırmaya devam ederken birden bacağımın uyuştuğunu hissettim, oraya dönüp baktığımda kan aktığını gördüm. Adamlara tekrar baktığımda birinin elinde tuhaf bir şey olduğunu ve onu bana doğru doğrulttuğunu gördüm.

Onlara karşı koymaya devam ettiğimde ikinci bacağıma da bunu yaptılar, sonrasında ise dayanmam sadece birkaç saniye sürmüştü.

***

"İnsanlar konuşarak anlaşır aptallar!" Bir kadın sesi duydum, onları anlamıyordum. Bir süre ses gelmedi sonra ise bir erkek konuştu. "Biliyoruz ama onu uyardığımızda konuşmadan aniden bize saldırdı, onu güçten düşürmek için ateş ettik biz de..."

Kadının sesini tekrardan duydum. "Dövüşseydiniz?" Başka bir erkek sesi duydum. "Onun kadar iyi dövüşemiyorduk." Kadın bağırdı. "Madem dövüşemiyorsunuz neden sizi eğitiyoruz biz, nesiniz siz boş gezenin boş kalfası mı?"

Gözlerimi yavaş yavaş açmaya başladığımda ise hiçbir şey anlamamıştım. Kolumdaki şey neydi? Ayrıca sultanımız iki erkek ile aynı odada bu şekilde bulunmama nasıl izin vermişti? Kadına baktığımda ise şokla gözlerim açıldı. Erkeklerin yanındaydık ve kadının tesettürü yoktu. Görevli onu uyarmamış mıydı? Tazir cezası yerdi.

Erkeklerden dolayı doğrulmaya çalıştığımda bacaklarımına acıması ile beraber inledim. Sesimi duyan kadın hemen yanıma geldi, bana gülümsedi. "Kusura bakma lütfen sadece uyarmaya çalışıyorlardı." Sonra bacaklarıma baktı ve onlara dönüp dişlerini sıktı ve ekledi. "Normalde bu kadar agresif olmamaları gerekiyordu!"

Erkekler ondan korkarcasına uzaklaştılar. Ne dediğini bir türlü anlamıyordum. "Konuşamıyor mu?" Erkeklerden biri konuştu. "Bilmiyoruz hanımefendi. Zaten yanında ne kimliği ne de telefonu var." Kadın sinirle başını ovalarken içeri üçüncü bir erkek girdi. "Komiserim?" Kadın ona sinirle bağırdı. "Ne var?" Kadın sonrasında öksürdü ve adama tekrar bir şey söylemedi. "Devam et sen." Adam başını salladı ve diğer erkeklere döndü. "Bizi komiser ile baş başa bırakın lütfen."

Erkekler çıkarken kadın ellerini beline koydu, adam konuşmaya başladı. "Detaylı bir araştırma yaptık ama evini, telefonunu, yakınını hatta kimliğini bile tespit edemedik." Adam ona her ne dediyse kadın şaşırmıştı. "Bulmak zorundayız Akif, kadın muhtemelen konuşamıyor hatta söylediklerimi anladığından bile şüphem var. Onu iki kurşun çıkarılmış bir şekilde öylece bırakamayız."

"Komiserim benim dikkatimi çeken başka bir şey var." Kadın kaşlarını çattı. "Ne gibi?" Adam ona yaklaştı. "Kadında küçük bir bez çuval buldum. İçinde akçeler vardı. Üstündeki simgelere bakarsak Kanuni Sultan Süleyman'ın döneminden..." Kadın gözlerini büyüttü. "O zaman bu kadın bir tarihi eser kaçakçısı olabilir?"

Eskisi Gibi DeğilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin