Lipton Poşet Çay

83 15 61
                                    

Kwin-yeon Lisesi, 11-D sınıfı, 4. derslerini işliyorlardı. Hocanın anlattığı hiç bir şeyi anlamayan Hwang Hyunjin, defterine resim çizmekle uğraşıyordu. Birinin omzuna dokunduğunu hissedince arkasını döndü ve arkasında oturan Kim Chaewon ile Kang Taehyun'u gördü. Gözlerini devirerek önüne geri döndüğündeyse Taehyun'un kıkırdadığını duydu. Arkasını geri dönüp Taehyun'a bakarak konuştu.

''Salak mısın Taehyuniye?''

Taehyun gülmeye devam ederken Hyunjin biyoloji hocalarının sesiyle irkilerek arkasını dönmüştü. 

''Çocuklar çay-kahve de ister misiniz?''

''Hocam bende Lipton'un paket çaylarından var vereyim mi?''

Hyunjin kafasını sol tarafına çevirdiğinde ayağa kalkmış elinde lipton paketi tutan Lee Minho'yu görmüştü. Bir kaç kişi kıkırdayarak gülerken hoca Minho'ya bakıp kaşlarını çatmıştı.

''O çay paketini sana sokayım mı?''

Bir kaç kişi ağzını kocaman açarak hocaya bakarken Minho dudağını ısırıp önüne dönmüştü ve çay paketini sıraya bırakmıştı. Hoca arkasını dönüp yeniden tahtaya doğru ilerlerken Hyunjin Minho'ya sırıtarak bakmaya başlamışt, Minho ona baktığındaysa gözlerini kaçırmıştı. Hoca dersi anlatmaya yeniden başladığında önüne dönüp resim çizmeye devam etmişti. Teneffüste kurtarıcısı Lee Minho'ya teşekkür etmeye karar vermişti.

***

''Lee!''

Hyunjin, teneffüste arkadaşlarıyla sınıftan çıkan Minho'yu kıl payı yakalamış ve arkasından seslenmişti. Minho Hyunjin'in sesini tanıyıp arkasını dönmüş ve ona bakmaya başlamıştı.

''Sağol diyecektim...''

Minho ilk başta kaşlarını kaldırmıştı, sonradan gülümseyerek Hyunjin'e bakmıştı ve konuşmuştu.

''Bir şey değil Hwang!''

Minho arkasını dönüp arkadaşlarıyla sınıftan çıkarken Hyunjin kendi kendine sırıtmaya başlamıştı. Tam sırasına doğru ilerlerken Lee Chaeryeong önüne geçip onu durdurmuştu. Hyunjin yüzünü ellerinin arasına almış gülümseyerek ona bakan Lee Chaeryeong'a anlam veremeyip kaşlarını çatmıştı.

''Shipledim siziii!''

''Hm?''

''Sizi shipledim dedimm.''

Hyunjin gözlerini devirip umursamazca sırasına geçerken Chaeryeong yine peşinden gelmişti.

''Ah, hadi ama Hwang! En azından kalp atışların hızlanmıştır.''

''Arkadaş bile değiliz Lee!''

''Yani ilgini çekti hm?''

''Hayır, kapa çeneni!''

''Gay misin, bari onu söyle!''

Hyunjin bir anlığına duraksayıp düşünmüştü. Daha önceden kimseden hoşlanmamıştı.

''Daha önceden kimseden hoşlanmadım.''

''O zaman kesin gaysin, Wattpad ficlerinde öyle oluyor çünkü!''

Hyunjin sert adımlarla ilerleyip kendini sırasına atmıştı ve derin bir iç çekmişti.

''Rahat bırak beni Lee!''

Chaeryeong gözlerini devirerek Hyunjin'in sırasından uzaklaşırken Hyunjin Chaeryeong'ı ve kafasında kurduğu saçmalıkları unutmaya çalışıyordu.

***

Ders 6. dersti; zil çalmış, herkes sınıflarına koşuşturuyordu. Minho o teneffüs arkadaşlarıyla dışarı çıkmak yerine yemekhanenin olduğu zemin katına inmişti. Orada, merdivenin altındaki büyük boşlukta kendi kendine vakit geçiriyordu. Zilin çaldığını çok sonradan fark eden Minho, içinden kendine küfürler sayarak 2. kata doğru çıkıyordu. Koşarken bir yandan da saçlarının alnına yapışmasını önlemeye çalışıyordu. 2. katın son merdivenlerini de çıktığında sol tarafa dönüp sınıfa doğru ilerlemişti, kapıyı çalıp duyduğu ses ile içeri girmişti.

''Bayan Shin, derse geç kaldığım için özür dilerim.''

''Ders saatlerini bilmiyor musun Lee?''

Minho, ingilizce hocası Bayan Shin'in ona ironik bir ima yaptığını biliyordu.

''Biliyorum..''

''O halde bir daha geç kalma. Otur.''

Minho sırasına doğru ilerleyip yanaklarını şişirerek yerine oturmuştu. Sağ tarafında duyduğu sesle kafasını çevirmişti ve arkadaşı Choi Yeonjun'u görmüştü.

''Min, neden geç kaldın?''

Minho omzunu silkmişti ve umursamazca konuşmuştu.

''Zili duymadım.''

''Salak.''

Yeonjun önüne dönüp gülmüştü. Minho da sırıtarak önüne dönmüştü. Bayan Shin bir süre hazırlık yaparken orta sıranın arka taraflarından gelen sesle arkasını dönmüştü.

''Hocam ödev vardı!''

''Amına koyayım Hyunjin, sus!''

Sınıfta ilk önce Hwang Hyunjin'in sonra da Choi Beomgyu'nu sesi duyulmuştu. Sonrasında ise uzun bir sessizlik olmuştu. Minho ödevin ne olduğunu bile bilmezken herkes tedirginlikle Bayan Shin'e bakıyordu. Bayan Shin ağzını açınca herkes pür dikkat onu dinlemeye başlamıştı.

''Ödev mi? Hangi sayfalar?''

Kimse cevap vermeyince Bayan Shin Hyunjin'e dönüp kaşlarını kaldırmıştı.

''Ödev neydi Hwang?''

Herkes delici bakışlarla Hyunjin'e bakarken Hyunjin ne yapacağını bilmiyordu. Hyunjin dudaklarını birbirine bastırıp ağzını açmıştı, sonra kararsızlıkla ağzını geri kapatmıştı. Tam o sırada sınıf başkanının sesi duyulmuştu.

''Hocam 143. sayfa!''

''Sağol Jung, ödevleri açın!''

Hyunjin içinden kendine kızarken Bayan Shin herkesin ödevlerini kontrol etmeye başlamıştı. Herkesin ödevi kontrol edildiğinde Bayan Shin tahtanın karşısına geçip ödevini yapmayanları okumaya başlamıştı.

''Kim Jisoo, Yang Jeongin, Shin Yuna, Huh Yunjin, Lee Minho, Im Nayeon, Kim Chaewon, Choi Beomgyu ve...''

Bayan Shin kaşlarını çatarak ve inanamayarak kağıda bakıyordu.

''Jung Hoseok?''

Herkes kafasını Hoseok'a çevirmişti ve ''enayi'' der gibi ona bakıyordu.

''Jung, ödevin sayfasını bana söyleyen sen olmana rağmen ödevini yapmadın mı?''

''Hocam, bana da sonradan söylediler.''

Bayan Shin bıkmış bir yüz ifadesiyle tahtaya dönmüştü. Sonra bir anda öğrencilere dönmesiyle hepsi irkilmişti ve ona bakmaya başlamışlardı.

''Bu işin dersi kaynatmasına izin vermeyeceğim, yeterince zaman kaybettik. Derse başlıyorum!''

***

Öhm selamlar.👋

Normalde Hyunin ve Minsung shipliyorum ama Hyunho bana çok güzel bir vibe verdiği için Hyunho fici yazmak istedim.😽

Bu arada ficte Taegyu olacak Beomjun shipperların linç yorumlarını görmek istemiyorum. Eğer bu fic tutarsa Beomjun shipperlara da bir sürprizim olur belki.

Her neyse umarım bu bölümü beğenmişsinizdir, fikirlerinizi belirtirseniz çok sevinirim. Oy vermeyi unutmayın.💕

Hocam ödev vardı | Hyunho/TaegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin