Cesur Teklif

2.3K 11 0
                                    

Tuğçe evde tüm cesaretini topladı ve babasına açıldı. Okulu 1 sene daha uzamıştı ve burs alamamıştı. Ağlayarak adeta yalvardı babasına. Babası elbette kızının gözyaşlarına dayanamamakla birlikte çok sinirlenmişti, nasıl bir reaksiyon göstereceğini kafasında tartamıyordu.

Sadık: E ne olacak kızım? Nasıl ödeyeceğiz bunca parayı, hani bitiriyordun okulu?

Sözlerini seçerken kırıcı olmamaya çalışsa da öfkelendiği ses tonundan belli oluyordu. Sinirlerine hakim olmayı nispeten başarmıştı. 

O akşam yemeği üzüntüyle geçti. Tuğçe okulu bırakmanın eşiğine gelmişti. Ne yapacaktı? Okulu bırakıp evde mi oturacak, istemediği bir işte mi çalışacak, yoksa evlenip evinin kadını mı olacak?

Odasında bir sigara yaktı. Babası sigara içtiğini öğrendiğinde bu akşamki gibi tepki vermiş, öfkeyle karışık hayal kırıklığını dile getirmişti. Yine de yanında içmiyordu. Evde içmesi büyük cesaretti ama içinde bulunduğu durumu düşününce anlaşılabilirdi.

Aklına arkadaşının önerisi geldi. Aslında bütün gün düşünmüştü ama kendisini böyle bir durumun içine koyacak, hayal ettirecek cesareti bulamamıştı. Sigara belki buna katkı sağlıyordu. Ne kadar kötü olabilirdi? Mankenler, oyuncular, şarkıcılar bedenlerini satmıyor muydu? Bu da bir iş değil miydi? Ayrıca göğüsleri, kalçalarını beğenirdi hep. Böyle bir mecraya 'yakışacağını' düşünmedi değil. Ama ya partner? Kimi bulacaktı, kim yardımcı olacaktı, kiminle güvenerek sevişecekti? 

Aklındaki bu düşüncelerle salona gitti. Babası Sadık TV karşısında oturmuş şarap içiyordu. Camlar açıktı bu yaz sıcağında. Akşamüstü okul nedeniyle bozulan aralarını düzeltmek için birbirlerine daha yumuşak davranmalılardı. Tuğçe kendisine de şarap koydu. Oturdular ve saatlerce dertleştiler. Sadık kızına duyduğu öfkeyi bir türlü yenemiyor, onu bir türlü affedemiyordu. Tuğçe ise eli kolu bağlı olmanın çaresizliğini yaşıyordu.

İkinci kadehten sonra babasının omuzlarına masaj yapmaya başladı. Sadık ruhen olmasa da fiziksel olarak sakinleşmiş, rahatlamıştı. Kızını duvardan duvara vurmak istiyordu. Amacı ona zarar vermek değil, onu cezalandırmaktı. İsteklerine karşı gelinmenin bir bedeli olmalıydı belki de.

Tuğçe yine okul konusunu açınca bu sefer öfkesine yenik düştü, Tuğçe'nin genç kollarında çekiştirdi ve bir eliyle saçlarını çekerek yüzüne yaklaştı: "Beni çok sinirlendiriyorsun!"

Tuğçe garip bir heyecan duymuştu. Babasıyla ilk kez bu kadar hem fiziksel hem de duygusal açıdan yakınlaşabilmişti. "Canımı acıtıyorsun" dese de Sadık tüm gücüyle Tuğçe'yi sıkıyordu, bırakmak istemiyordu adeta.

Canı acıdığı belli olur şekilde bir fikrim var dedim Tuğçe: "Okul harcını nasıl kazanacağımı biliyorum. Yeter ki beni affet ve bana yardım et!"

"Nasıl?" dedi Sadık Tuğçe'nin gözlerinin içine bakarak. Gerginlik sanki tenlerinden birbirlerine yayılıyor, yaz sıcağının etkisiyle terleri ellerinden birbirlerine karışıyordu.

Tuğçe "Bana bırak" dedi ve babasının ellerini tuttu. İki yana koydu. Babasının pantolonun düğmesini iki eliyle birlikte açtı, fermuarı indirdi. Sadık ne olduğunu anlayamamıştı ki tepki bile veremedi önce. Boxerın altında sertleşmiş penisini nasıl saklayabilirdi? Tuğçe bir profesyonel gibi boxerı sıyırdı. Gördüğü en büyük penis olabilirdi. Hafif bir tükürük bırakarak babasının penisini ağzına almaya başladı. Bir yandan iki eliyle penisi kavrayıp tatmin ediyor, bir yandansa ağzını babasının koca penisinin tamamını almak için zorluyor, boğuluyor gibi sesler çıkarıyordu. Sadık daha önce hiç bu kadar gergin ve uyarılmış hissetmemişti. Nefes alıp vermesi hızlanmıştı. Tuğçe yalamaya devam etti.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 05, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Tuğçe ve Babası (18+)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin