Hikayeye kapak ararken çok zorlandım umarım beğenmişsinizdir.
Küçüklüğümden beri oyuncu olmak istemiştim ama kimse bana güvenmemişti. Oyunculukta başarılı olduğumu biliyordum ama ailem işsiz kalabileceğimi, bu mesleğe fazla bağlanmamam gerektiğini düşünüyordu. Bu yüzden mimarlık okuyordum ama akşamları oyunculuk kursuna gidip kendimi geliştiriyordum.
Ailemle üç yıl önce bir anlaşma yapmıştık. Anlaşmamız şöyleydi: Oyunculuğa çok bağlanmayacaktım ve mimarlık okuyacaktım. Ama üniversite 3'e geçince Hollywood'a oyuncu olmaya gidecektim.
Tabi ki yanımda en iyi arkadaşım olan Defne'yi de götürecektim. O da benimle aynı şeyi istiyordu ve akşamları beraber kursa gidiyorduk.
Birlikte Hollywood'a gideceğimiz zaman oyuncu olmadan dönmeyeceğimize söz vermiştik.
Gitmemize dört gün kalmıştı ve Defne'yle Kıyafet seçmeye çalışıyorduk. Defne'nin klasik kıyafetler seçtiğini görünce " Niye bunları seçiyorsun, biraz havalı ol, belki birini bulursun." deyip pis pis sırıttım.
Defne'yi sinirlendirmek küçüklüğümden beri en Sevdiğim şeydi.
Defne kızmıştı ve kafama yastık fırlattı. "Aman ne çok acıdı Defneciğim, beni bir yastıkla mı döveceksin?" Deyip iyice sinirlenmesine neden oldum.
Defne kızıl saçlı ve yeşil gözlüydü bu yüzden gözlerinin renginin ortaya çıkması için yeşil giymesinin daha iyi olacağını söylüyordum. Ama o beni dinler mi! Burda iyiliğini düşünüyorum kırmızı kafa. Ne zaman fikrimi söylesem " Bana karışma ben siyah giyinmek istiyorum." diyordu. Ben olmasam Çoktan gotik olmuştu. En azından beni biraz dinlemiş ve klasik Kıyafetler giymeye başlamıştı. Ama asla etek veya elbise giymemişti.
Onun Tarzı buydu ama benim bir Tarzım yoktu, her şeyi deniyordum. Bu yüzden Defne bana "Karışık tarz" diyordu. Ona bu tatili mükemmel geçirtmeliydim bu yüzden sinsice bir plan kurdum.
Gideceğimiz akşam Defne'nin bavuluna siyah ve kırmızı renkli iki tane elbise, kot şort, sarı etek, yeşil bir tişört ve onun için bazı gotik kıyafetler koyacaktım. Böylece o klasik havasını değiştirmiş olacaktım. Bir gün bana teşekkür edecek.
Sinsice sırıttığımı görünce " Neye sırıtıyorsun sen?" Diye sordu. Fazla düşünmeden " Hiç sadece çok heyecanlıyım ondan sırıtasım geldi." dedim. "Ee bavulun hazır mı?" Diye sordu. "Evet, sen?" "Bende o zaman hadi dışarı çıkalım bütün günümü burda geçirmek istemiyorum." dedi. " Tamam." deyip evden çıktım.
Kafenin Bahçesine geldiğimizde iki kahve söyledik ve okulda olan biten her şeyden haberdar olan Defne arkadaşım konuşmadan duramadı. " Damla biliyor musun, Kamil Hoca derste uyuyunca telefonundan diğer hocalara mesaj atıp "Dersleri azaltalım çocuklar çok yoruldu demişler." Ya bir gün de sus Defne. " Ufff Defne şu anda okul hakkında konuşamayacak kadar yorgunum." dedim. " Iyi sustum zaten sana da bir şey anlatılmıyor." dedi homurdanarak.
Hava kararmaya Başlamıştı ve eve gelmiştim. Hollywood'u düşünüyordum. Orada kesinlikle büyük Şeyler olacaktı bunu hissedebiliyordum. Ama içimden bir ses bana fazla emin olmamam gerektiğini söylüyordu. "Hanginizi dinleyeyim kardeşim bi susmadınız, sayenizde uyuyamadım."dedim içimdeki seslere. Elime bir kitap Alıp okumaya başladım ama fazla zaman geçmeden uyuya kaldım.
SABAH
Annemin beni kahvaltıya çağırmasıyla uyandım. Yüzümü yıkadıktan sonra aşağı indim.
Kahvaltımı yaparken annem bana " Bavulu hazırladın mı? Biletler hazır değil mi? Uçak saat kaçta kalkacak? Sizi havaalanına kim bırakacak? Bir sorun çıkarsa beni ara emi? Ufff hadi kızım ye şu yemeğini!" Diye sorular sordu ama hiç birini cevaplamadım, dinledim mi ondan bile emin değilim. " Tamam ben bu soruları bir kağıda yazar cevaplarım hadi ben gidiyorum." deyip evden çıktım.
Parka doğru yürümeye başladım ve bir banka oturdum. Telefonumu açıp gelen mesajlara baktım. Defne kafede buluşalım diye mesaj atmıştı. Itiraz etmeden oturduğum banktan Kalktım ve kafeye gittim.
Ben geldiğimde Defne beni bekliyordu ve sinirli görünüyordu. " Senin Yüzünden bir saattir burda bekliyorum." dedi sinirle. " Neden beni çağırdın?" Diye sordum. Iyi bir nedeni yoksa onun saçını yolacaktım. " Şu mesaja bak." deyip Mesajı gösterdi.
Sevgili Defne Özdemir,
Hollywood'a geldiğinizde bizim oyunculuk akademimizde yatılı olarak kalacaksınız. Size okulu gezdirmesi için oda arkadaşınız April States'i görevlendirdim. Kendisi senaryo yazmakla görevli. Umarım akademimizi beğenirsiniz, oyunculukta iyi şanslar.
Müdür
Jason Williams" Vay be Amerikan bir oda arkadaşımız olacak." dedim sırıtarak. " Hemen Hollywood'a gitmek istiyorum!" Diye bağırdı Defne.
Biraz daha konuştuktan sonra kahveleri içip kalkıyorduk ki
" Günün geri kalanında ne yapacağız?" Diye sordum." Hmm bizim eve gelip korku filmi izlemeye ne dersin? Diye sordu. Yapacak bir şeyim olmadığı için " İyi hadi gidelim." diyip kahvelerin Parasını verdik. Bu adamlar bizim içtiğimiz kahveler sayesinde zengin oluyorlar!Defne'nin evine geldiğimizde annesi bizi karşıladı. Buluşma Faslı geçince Defne bir film açtı. Sekiz Yaşında olsaydım altıma yapardım ama üniversiteye gittiğim için fazla kormamıştım.
O gece Defnelerde kalmıştım ve koltukta uyumuştuk. Bir mesaj sesiyle uyandım ve havanın karanlık olduğunu anladım. Saate bakmak için telefona bakınca bir mesaj geldiğini görmüştüm. Hangi dinsiz imansız sabahın ikisinde mesaj atardı ki. Kimin attığına bakınca Selin'den geldiğini gördüm.
Saat biraz geç biliyorum ama yarın Defne'yle bizim eve gelmeye ne dersiniz?
Yarın Yapacağımız bir şey yoktu ve yine kafeye gitmek istemiyordum. Hemen "Evet, tabi." diye mesaj attım.
Sabah olmasına daha çok olduğu için kendimi uyumaya zorladım. Saat 2.30 olduğunda uyumayı başarmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyunculuk Akademisi
Teen FictionBEKLE BİZİ HOLLYWOOD SENIN İÇİN GELİYORUZ!!! Damla en yakın arkadaşıyla beraber Hollywood'a gider ama şanssızlık peşini bırakmaz. Oyuncu olmak sandığından da zordur. Özellikle işin içinde aşk varsa.