"Damla!!!!!!"
"Yine mi dedem ya!" Dedim içimden. Rüyamda dedemi tekrar görmek istemiyordum. Ama zaten Karşımda duran o değildi.
Gözlerimi açıp bana seslenene baktım. Defne sinirle bana bakıyordu. Onu böyle göreceğime dedemi göreyim daha iyi. " Noldu?" Diye sordum. " Hmmm acaba nolmuş, ders başlamış olmasın!" Dedi. Ayağa Kalkıp saate baktım. Ders başlayalı sekiz dakika olmuştu.
Koşarak banyoya gidip Yüzümü yıkadım. Üstüme bir Şeyler giyip edebiyat sınıfına doğru koşmaya başladım. Defne de arkamdan geliyordu. Sınıfın kapısına gelince hemen kapıyı tıklattım ve hocayla burun buruna geldim. Derse geç kalmanın cezası ne olacaktı bakalım.
Yok böyle ceza! Hoca bize konusu hayatın gerçekleri olan beş sayfalık bir hikaye yazmamızı istemişti ve yarın Sınıfta onu okuyacaktık. Al işte Damla rezil oldun.
Defne bana çok sinirlenmişti, beni Öldürmek istediği her halinden belli oluyordu. " Keşke seni beklemeseydim, April'la gidebilirdim ama gitmedim. Bıdakine beklemeyeceğim." " Aman Defne bende sana kalmıştım zaten beklemezsen bekleme." Ikimizde yerlerimize oturduk ve ders boyunca birbirimize bakmadık. Bu nasıl bir şansdır!!!!
Teneffüs olduğunda Clara Yanıma geldi ve bugün onunla buluşup buluşamayacağımı sordu. Buluşuruz demiştim ama pek istediğimi sanmıyordum. Bir de ödevim vardı.
Ikinci ve üçüncü derslerde pek bir şey olmamıştı, sıradan tiyatro dersleri. Kursta hep yapıyorduk zaten. Ama bugünkü başka bir talihsiz olay beden dersinde olmuştu.
Erkeklerin basketbol maçı vardı ve biz kızlar sadece izleyecektik, çok sıkılmıştım ve hava çok sıcaktı bu yüzden odaya gitmeye karar vermiştim.
Hoca dersten kaçtığımı anlamasın diye koşarak odaya doğru ilerledim. Tam Köşeyi dönecekken biriyle çarpıştım ve yere düştüm. Acıyla inledim ve elimle bacağımı tuttum. Yere düşünce pantolonumu yırtmıştım ve dizim kanıyordu. " Ahh! Çok acıyor." dedim. Hala çarpıştığım kişinin kim olduğunu bilmiyordum. Sonra kim olduğuna bakmak için başımı kaldırdım. Yerde benim gibi dirseğini tutan Lucas'ı gördüm.
Bağırmamak için dudağını ısırıyordu. Utanmasa ağlayacaktı. " iyi misin?" Diye sordum, onun konuşmaya hevesi yok gibiydi ama ona beni yere düşürmenin Hesabını soracaktım. " Ah hadi ama bir dirseğini çarptın diye bu kadar da acımış olamaz." Bana üzüntülü bir ifadeyle baktı ve zorla " Gel de bak." dedi.
Yerden Kalkıp yanına gittim. Koluna bakmak için eğilince yaranın çok derin olduğunu gördüm. Nereye çarpmış olabilirdi ki. Etrafa bakınca merdivenden çıkmış bir metal Çubuk gördüm. Sanırım tamir etme ihtiyacı duymamışlardı. Yarasına tekrar baktım. Çok fena bir şekilde kanıyordu. Omzundan çekip, " Revire gitmeliyiz." dedim. Güçlükle kalktı ve revire doğru ilerledik.
Gelince revir şaşkın bakışlarla Lucas'ın koluna baktı ve üstüne bişeyler sürüp yara bandı yapıştırdı. " Odana git ve dinlen." dedi revir Lucas'a. Sonra bana dönüp " Arkadaşına yardım et. Bacağını da yaralamışsın." " Bu benim suçum değildi." dedim ve revirden çıktım.
Sinirlenmiştim, böyle bişey için beni suçlayamazdı. Benden sonra Lucas'da revirden çıktı ve odasına doğru gitmeye çalıştı. Yürürken topallıyordu, onu görünce bir yanım ona acıdı ve yardım etmeye karar verdim.
Odasına kadar gelince kapıyı açtı ve içeri girdi. " Teşekkürler." dedi ve yüzüme baktı." Olduğun yerde kal." dedim şaşırmıştı ama hareket etmedi. Ona doğru yaklaştım ve yüzüne tokat attım. " Bu da neydi şimdi?" Dedi yüzünü ovuştururken." Sinek vardı da." dedim ve odadan çıktım. Aslında sinek yoktu ama revire olan sinirimi birinden çıkartmak istemiştim. En azından biraz rahatlamama neden olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyunculuk Akademisi
Teen FictionBEKLE BİZİ HOLLYWOOD SENIN İÇİN GELİYORUZ!!! Damla en yakın arkadaşıyla beraber Hollywood'a gider ama şanssızlık peşini bırakmaz. Oyuncu olmak sandığından da zordur. Özellikle işin içinde aşk varsa.