Koşarak girdiğim derse nihayet yetişmiştim. Geç kalacağım diye ödüm kopmuştu. Asla yaptığım bir hareket değildi çünkü. Her zaman çok dakik olmuşumdur. Geç kalsam hocamın gözündeki itibarım zedelenirdi allah korusun.
İçeri girdiğimde hoca girmemişti ama tüm sınıf önlüklerini giymiş hocayı bekliyordu.
"Asiye nerdesin sen ya"
"valla bir an öldün sandım. Yani ölüm döşeğinde bile olsan gelirsin ya sen. Ancak ölürsen gelmezsin diye düşündüm"
Okulun ilk gününden beri kendisinden haz almadığım Doruk Atakul konuşmuştu.
"ah canım öyle mi. Sence ben gelmeyecek sana burayı bırakır mıyım"
"woowww bu nasıl bir hırs güzelim, yalnız fazla hırs öldürür haberin olsun"
Doruk Atakul un o her zaman kullandığı abartılı tepkisi ile konuşuyordu. Ben ise ona karşı kullandığım sinir bozucu gülüşümü takınıp kollarımı göğsümde bağladım.
Ona doğru bir adım attım."birincisi ben senin güzelin değilim"
Bir adım daha attım.
"ikincisi hırs iyidir tatlım, adamı zinde tutar. Senin gibi boş beleş gezerek hayatımı kaydırmaz"
Bu sefer Doruk bana karşı o gıcık gülüşünü kondurdu suratına.
Bana doğru bir adım attı.
"birincisi bana tatlım deme acayip gıcık oluyorum"
Yine bir adım daha atmıştı.
"ikincisi boş beleş dediğin adam bölüm birincisi hatırlatırım"
Ahh işte benim zayıf noktamı biliyordu bu pis herif. Evet maalesef ki beni geçmişti. Ama yemin ederim kopya ile olduğuna eminim. O kadar azdı aramızdaki fark neredeyse yok gibiydi.
Birinin öksürme sesi ile düşüncelerimden sıyrıldım.
"yalnız arkadaşlar siz köprüde karşılaşan iki inaçı keçi olsanız da dışardan görünen görüntü pek öyle değil"
Doruğun yancısı Berkin dediği ile bulunduğumuz konumu fark etmiştim. Resmen Doruk Atakul ile burun buruna gelmişiz farkında değiliz. Hemen onu omuzlarından ittirip kendimden uzaklaştırdım. Ve yanından hızla geçerek amfiye girmiştim.
Benim arkamdan da hemen tek arkadaşım diyebileceğim Gizem geldi. Evet çok arkadaşım yoktu. Az insan çok huzur felsefesiydi benimki. Evet az insan Gizemdi. Ne var saha başka biri daha mı olmalıydı.
Uffg yine kendi kendime konuşmaya başladım. Çok yapardım bunu. Bir gün sesi düşüneceğim diye ödüm kopuyordu.Hoca sınıfa girince hemen defterimi çıkarıp kalemlerimi hazırladım. Ses kayıt cizahımı da.
"başladı bizim kayıtmatik"
"şhhhh sussana. Kızım sende az gayretli mi olsan yemin ederim boş geldin boş gidiyorsun"
Gizem bir kaç saniye bana bakış attı ve yanımdan kalkıp gitti.
Gitmesine bozulsamda takmamaya çalıştım. Benim birinci olmam gereken konular vardı. Onun tribi ile uğraşacak değildim.
Yine yoğun bir şekilde geçmişti ders. Kalemi sıkarak yazdığım için orta parmağımın tırnak kısmının yanı şişerdi hep. Ama ben severdim bunu çalıştığımın göstergesiydi.Amfiden çıkarken çıkışta Gizemi Doruk Atakul un arkadaş grubu ile beraber gördüm. Maşallah hemen onlara gidesi varmış hanımefendinin.
İnatla yanlarından saçlarımı savurarak gittim. Kapının önünde beni özel arama bindim. Şoförüm de hemen çalıştırdı arabayı.
Eve girdiğimde çantamı sinirle attım. Gizemin yaptığına canım sıkılmıştı. Yani ne var öyle dedim diye küsüp gidiyor bebek gibi."hanımım"
"ayy Emine sultan önümü kopardın. Ayrıca bana neden hanımım diyorsun"
"bey abi geldi de"
Emine sultan bizim evde hizmetlimiz di. Ama benim için pamuk yürekli bir tatlıydı. Anneni küçük yaşta kaybediğimiz için o vardı hep hayatımda. Onun elinde büyüdüm.
"a babam mı geldi"
Koşarak babamın olabileceği yere yani yemek odasına gittim. Kocaman 22 kişilik masamızın başında oturuyordu.
"babacığım hoş geldinnn"
Babam oturduğu yerde elini kaldırıp benim durmamı istedi. Bu onun bana yaklaşma sadece sus hareketiydi.
Boğazımı temizledim ve tekrar konuştum.
"hoş geldin baba. Nasılsın"
"iyiyim, geç otur yemeği ye"
Babamı özlediğim için hemen çaprazındaki sandalyeye oturmak istedim ama babamın boğazını temizleyerek teeee karşısındaki bilmem kaç metre ötedeki sandalyeyi gösterdi.
Istemeyerek de olsa gittim oraya.Babam sessizce yemeğini yiyordu ama benim konuşasım vardı. Okulda olanları anlatmak istedim.
"ay bugün neler oldu biliyor musun Emine sultan. Gizem varya gizem. Bugün azıcık sert konuştum diye benim ezeli rakibimin yanına gitti inanabiliyor musun. Ayu nasıl sinir oldım varya resm..."
"YETEERRR"
Babamın masaya sertçe elini vurup yüksek sesle bağırması ile cümlem yarıda kaldı.
"ne yapıyorsun sen ya. Ben senden bunu mu istedim Asiye. Sen okula bunlar için mi gidiyorsun. Okuyup doktor olacaksın. En iyisii olacaksın. O kendini bilmez adam olamayan Adnan dan almak istediğim intikam için okuyorsun unutma bunu"
Babamın cümlesini tamamlar tamamlamaz odadan çıkmıştı. Bakışlarım Emine sultana kaydığunda bana üzülerek bakıyordu.
Neden üzülüyordu ki. Ben alışıktım bu duruma. Neden doktor olduğumu her zaman biliyordum.
Hayalim olduğu için mi.
Hayır babamın hayali olduğu için.
Sahi benim hayalim var mıydı.
Sanmıyorum...
En iyisi olmak için verdiğim mücadeleyi neden görmüyordu ki babam. Oysa ben bir kere beni takdir etsin. Bir kere kıvırcık saçlarımı okşasın diye ne çok çırpındım.
Ben Asiye, Asiye Eren.
Babasının hayallerini yaşatmak içşn kendi ruhunu, hayllerini bir tarafa gömmüş bir kızım.Selam gençler
Öncelikle ülkemizin başına gelenler için çok üzgünüm. Milletimizin başı sağ olsun.
Dilim varmıyor ama
Aranızda o taraftan olanlar varsa, hayatını kaybeden veya ailesinden kayıpları olan varsa Allahımdan rahmet diliyorum.
Yaralanan lar ve evleri yıkılanlara da sabır be metanet diliyorum.
Dularım sizinle.
Ülkecek sarsıldık ve delirecek gibi olduk. Biraz olsun kafa dağıtmak istedim. Sizlerinde ihtiyaçı var diye düşündüm.
Keyifli olur mu bilmem ama iyi okumalar. 🥺
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MR. Doctor & MRS. Doctor
Teen FictionBeni bilen bilir, çılgın bir deliyim dksjsjs. Dün gördüğüm resim ile hayal dünyam depreşti. Ve herkesin de öyle olduğunu düşünüyorum. Asdor ve OnYaz ı bir de doktor olarak okuyalım beraber. Pink'in True Love şarkısında dediği gibi; "Sometimes I hate...