Gerçek Rüya

374 68 162
                                    

Bu dediğime inanır mısınız bilmiyorum ama uykusuz olmama rağmen sabaha kadar karşımda atölyesinde oturan çocuğu izledim.

Gözlerimi kırpmadığım zamanlar bile oldu diyebilirim. Gece uyumamış ve yeni bir çiçek resmi yapmıştı. Hep aynı çiçeği çiziyordu. Higanbana çiçeği...

Onu izlemeyi bıraktığım zaman çiçeği de araştırmayı düşünüyordum. Kameraya yaklaştığı zamanlar olmuştu. O kadar güzel bir yüzü vardı ki...
Yüzündeki çilleri, dolgun dudakları, küçük bedeniyle adeta peri gibi görünüyordu.

Gözlerimin ağrımasından artık ekrana bakamadığım için bu işlediğim suçu kesmem gerektiğini hissettim.

"Görüşürüz küçük peri.. Umarım bir gün karşılaşırız."

Bilgisayarı kapattıktan sonra derin bir nefes alıp camımdan odama vuran ve ışığı dışında soğuğa bir etkisi dokunmayan güneşe kısık gözlerimle baktım.

Gözlerim bütün gece bilgisayara bakmaktan o kadar ağrıyordu ki yatağa gidecek gücü bile kendimde bulamadım. Kollarımı masamın üzerinde birleştirdim ve başımı da kollarımın üzerine yerleştirip gözlerimi kapattım.

Gözlerimi kapatmamın birkaç saniye ardından uykuya dalacağımı biliyordum tabiki.

***

Çalan telefonumun sesiyle resmen yerimden sıçramıştım. Belime o kadar büyük bir acı vurmuştu ki istemsizce gözlerimi kısıp yüzümü buruşturmuştum. Kaç saattir bu sandalyede yatıyordum hiçbir fikrim yoktu.

Biraz doğrulup esnediğimde gözüm pencereye takıldı. Hava kararmıştı. Sabahtan akşama kadar burada uyumuş olamazdım.

Israrla çalan telefonum sinirlerimi bozmaya başlayınca alıp kimin aradığına baktım. Minhodan başkası değildi tabiki.

Telefonu açıp bıkkın bir şekilde kulağıma götürdüm.

"Neredesin sabahtan beri?"

"Gece uyumamıştım uyuyakalmışım."

"Kafa dağıtmaya gidelim diyecektim ama en iyisi senin evde dağıtalım daha rahat oluruz. Bizimkilere haber vereyim bir saate orada oluruz."

"Teşekkürler bana da fikrimi sorduğun için."

"Rica ederim."

Telefonu yüzüme kapatınca kaşlarımı çatıp birkaç saniye telefonun ekranına bakmamın ardından başımı iki yana salladım ve ayağa kalkıp banyoya ilerledim.

Kıyafetlerimi çıkartıp hızlı bir şekilde suyu ayarladıktan sonra suyun altına girip başımı havaya kaldırdım.

Su damlaları yüzüme çarptıkça vücudumun gevşeyip rahatladığını hissediyordum. Gözlerimi kapatmamla eş zamanlı hayalimde canlanan gece boyunca izlediğim çocuğun yüzünden bahsetmiyordum bile.

O kadar güzel bir yüzü vardı ki aklımdan ister istemez çıkartamıyordum.

Onu izlerken saatin geçtiğini bile hissetmemiştim. Yaptığım şey büyük bir suçtu ama yine olsa yine yapardım sanırım. O çocuğu tekrar görebilmek için yapardım.

Ne düşündüğümü fark edince kaşlarımı çatıp yüzümü sudan çektim ve gözlerimi açtım.

"Saçmalamayı kes Hyunjin."

Kendi kendime emir verip hızlı bir duş aldıktan sonra bornozumu üzerime geçirip banyodan çıktım.

Kapı çaldığında gözüm duvardaki saate takıldı. Bir saat olmuştu neredeyse büyük ihtimalle bizimkiler gelmiştir. Üzerimi giyme gereği duymadan kapıya ilerledim ve gülümseyerek açtım.

Higanbana | Hyunlix Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin