Higanbana | Hyunlix

Hayal

Beynimi tırlamayan yüksek sesli müziğin eşliğinde tek yudumda içtiğim viskinin boğazımı yakarak aşağı inmesini hissettim. Viski her zaman sek içmeyi en sevdiğim alkol olmuştur. Genel olarak en sevdiğim alkol olması dışında tabii.

Garsonun beni görmesi için iki saat çaba sarf etmemin ardından çabam başarıyla sonuçlanınca bir tekila rica edip bizimkilere döndüm.

"Demek aşıksın."

"Ne?"

Chris'in söylediği şeye olan şaşkınlığım hem yüzüme hem de sözüme vurmuştu.

"Açık konuşmak gerekirse ben hiç tanımadığım birini evime götürmem. Aynı zamanda hayalini de göreceğimi sanmıyorum."

Göz devirip önüme konulan shot bardağının çevresindeki tuzu yalayıp shot attıktan sonra limonun suyunu emip çöpünü masanın bir kenarına fırlattım.

"Size bir şey anlatanda kabahat."

Henüz yanımdan ayrılmamış olan garsondan bir tekila daha isteyip arkama yaslandım. Bar tabureleri hayatımda gördüğüm en rahatsız şeylerdi.

"Yorum da mı yapmayalım?"

"Boş konuşma sevgiline odaklan."

Seungmin bir anda "Sevgili değiliz." Diyerek çıkışınca sesli bir kahkaha atıp önüme getirilmiş diğer shot bardağını da aynı şekilde attıktan sonra başımı iki yana salladım.

Yavaş yavaş kafam güzel olmaya başlıyordu.

Bira sipariş eden Jisungu fırsat bilip ben de bir bira isteyince bu geceki son alkolüm olmasına karar verdim. Alkolün mide bulantısını yaşamak istemiyordum.

"Bira istediğine göre bu geceki son alkolün."

Jeongin'in söylediği şeyle başımı olumlu anlamda sallayıp arkama yaslandım ve gözlerimi kapattım.

Çoğu insanın başlangıç alkolüdür bira ama ben nedense birayla içmeyi bitiriyordum. Garip bir şekilde beni rahatlatıyordu bu yüzden sona saklıyordum.

Gelen şişe birayı hafifçe köpürterek bardağa doldurduktan sonra tek solukta bitirdim.

"Bana müsade kafam çok dönüyor."

"Taksiyle git bu şekilde araba kullanamazsın."

"Bunu bana mı söylüyorsunuz?"

Kıkırdayarak söylediğim şeyle endişeli bakışlarının geçmesini bekledim ama geçmemişti.

"Hadi ama beni tanıyorsunuz daha kötüyken de milyonlarca kez araba kullanmıştım. Hwang Hyunjin asla alkolden ölmez."

Elimi kaldırıp kısa bir selam vermenin ardından hesabı ödeyip bardan çıktım.

Esen soğuk rüzgar vücuduma öyle etkili çarpıyordu ki istemsizce ayılmamı sağlıyordu. Hissettiğim mide bulantısını umursamadan hafif sağa sola sallanarak arabama doğru ilerledim.

Arabaya binip başımı geriye yasladım ve gözlerimi kapattım. Bunu yapmamla birlikte yoğun bir baş dönmesi ortaya çıktı ve mide bulantısını da beraberinde getirdi.

Arabanın kapısını açıp yere doğru eğildim ve midemde ne varsa dışarıya çıkarttım. Bunu yaparken de neye güldüğümü bilmeden aptal aptal gülüyordum.

"Beyefendi iyi misiniz?"

Midemi boşalttıktan sonra tükürüp torpido gözünden ıslak mendil aldım ve ağız çevremi temizledim.

Karşımda bana endişeyle bakan kadına gülümseyip iyi olduğumu söyledim.

"Bu şekilde araba kullanabilecek misiniz?"