1.BÖLÜM

904 31 5
                                    

Selamm. Neden yazmayayım dedim ve pat diye burdayım.. Umarım seversiniz. Yazım hatası olursa görmezden gelin lütfen,İyi okumalar...

"Saori! Sen de bizimle gelmek ister misin?"
Başımı ağır ağır Mei-chan'a çevirdim. Normalde olsa onlarla dolaşmayı isterdim fakat şu anda hiç havamda değildim.
"Siz gidin daha sonra takılırım ben size"
"uhm.. Peki bay bay!"
Sessizce çıkış kapılarında doğru gittiklerini izledim. Ders bitiminden sonra Kitapçıya gidip çalışmam gerekiyordu. Çantamı topladıktan sonra gelen seslerle kafamı dışarıya çevirmiştim. Üstünde Çete üniformasıyla duran iki çocuk yine birilerini dövüyordu. Normalde böyle şeylere sessiz kalamazdım. Ancak diğer çete liderlerinin kızlara yaptıklarını duyunca kendimi geri çekmiştim. Ben olaya girmiyordum fakat yardımcı öğretmenlere söyleyip olay yerine gitmelerine rica ediyordum.
Derin bir nefes alıp sınıftan çıktım. 15 dakikaya kadar kitapçıda olmazsam bu sefer kesin kovulurdum! Tek hayalim elime biraz daha para geçince buradan siktir olup gitmek!

Kitapçıda geçen üç saat boyunca çok yorulmuşum. Yeni gelen kitapları yerleştirmek hiç kolay değildi. Saat 21:34 olunca dükkandan çıktım. Normalde bu kadar saat kalmazdım ama dediğim gibi, yeni gelen kitaplarla uğraşmak kolay değildi. Ara sokaklardan her ne kadar geçmek istemesem de en kestirme yolları kullanmak daha rahat olurdu. Kendimi gergin hissedince kulaklığımı takacaktım ki gelen inleme sesleriyle durdum. Bir adamım bağırış sesleriyle de inleme sesleri karışınca, merakıma yenik düşüp gelen sese doğru ilerledim.
"Lütfen bir şans daha lütfen!"
"Kes siktiğimin pezevenki! Uzatın şu bıçağı!"
Gördüğüm manzara karşısında resmen dilim tutulmuştu! Resmen adamın parmaklarını keseceklerdi!
"ahh-uahhh!" adamın acı dolu seslerine karşı yüzümü buruşturmuştum. Karanlık olduğundan dolayı beni göremiyorlardı. Bıçağı tutan adam delicesine kahkaha atıyordu! Resmen manyaktı. Hemen gidip polis çağırmak için geri adım atacakken ayaklarımın birbirine dolanıp yere düşmem bir oldu. Gerçekten şansıma sokayım!
"Noluyor lan orada?!"
Hemen ayağa kalkıp kaçmaya çalışmayı düşünüyordum ki, sırtımdaki çantanın çekilmesiyle olduğum yerde tökezlemem bir oldu.
Hadi hadi hadi! Ah sıçayım! Korkudan arkamı dönünce iki tane yeşil,öfkeyle parlayan göz görmeyi planlamıyordum. Üstelik ağzındaki yaralar onu daha da korkutucu yapıyordu!
Gözlerini kısıp "Sen nereden çıktın aptal?!"
Daha sorusuna cevap veremeden "Hattori getir susturucuyu! Öldürün şu aptal kızı!"
Ben gözlerimi şaşkınca açıp ona bakarken o ise bana son derece ciddi ve kızgın bir suratla bakıyordu. Nasıl yani, gerçekten de ölümüm kuytu köşe bir yerde, ağzında kocaman yaraları olan ve son derece korkunç bir adamın elinden mi olacak?!

Impossible baby/Sanzu HaruchiyoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin