Sigara içmek için babamın tarif ettiği yolu kullanmak yerine yolu uzatarak farklı bir sokağa girdim. Güneşin batmasına sayılı dakikalar kalmışken dudaklarımın arasına yerleştirdiğim sigaranın ucunu tutuşturdum ve içime çektim. Çakmağı ceketimin cebi...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
.
"Dengemi sarsan kokun hep üstümde kalsa"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
.
Çağrı Koçak'tan
Öğle arasına gireli yaklaşık on, ben uyanalı ise beş dakika falan oluyordu. Uyuyakaldığımda ilk dersin ortalarındaydık. Öylece gözümü kırpmadan defterine not alan Zeyno'yu izlemiştim fakat büyüleyici kokusunun kaynağı başımın altında olduğundan daha fazla uyanık kalamamıştım.
Şimdiyse sağ tarafımdaki Duruyla birlikte kantine gidiyorduk. Ben uyurken hepsi okulu gezmişti ve bu yüzden onun adımlarına uyum sağlıyordum. Sessizce birkaç saniye daha ilerlediğimizde kantinin geniş kapısından içeri girdik.
Okulumuzunkine kıyasla daha küçük olan kantinde gözlerimi bizimkileri bulmak adına birkaç saniye gezdirdiğimde çok aramama gerek kalmadan onları ortadaki yuvarlak masada otururken buldum.
Berk girişi görecek şekilde sağında Ege, solunda ise Cemre oturuyordu. Cemre'nin solunda Hazal, onun yanında ise Zeyno oturuyordu.
Yakamoz Güzeli'ni görmek yine kalbimin sol karıncığında sızıya sebep olduğunda adımlarımı biraz daha hızlandırdım. Onunla yan yana olmak, bana bakması ve benimle konuşması daha önce hissetmediğim şeyler hissetmeme sebep oluyordu.
Özellikle gülümsemesi, beni büyülüyordu resmen.
Masaya yaklaştığımızda geldiğimizi ilk fark eden Cemre oldu. Yüzünde kocaman gülümsemeyle bize baktığında diğerleri de geldiğimizi fark etti. Masada boş sandalye olmadığından yan masadan iki tane çekerek Zeyno ve Ege'nin arasındaki boşluğa koydum.
Duru, Ege'nin yanına otururken ben de Zeyno'nun yanına oturdum. Biz gelmeden önce konuştukları konuya geri döndüklerinde ilgim tamamen Yakamoz Güzeli'ndeydi. Hazalla birlikte dönen muhabbetten farklı bir şeyler konuşuyorlardı.
