*beatrixin ağzından*
Bugün haftasonuydu ama yapabileceğim hiç birşey yoktu ben sabah spor olsun birde hava alırım diye dışarı çıktım.etrafta yürümeye başladım bir tane parka girip orda oturdum saat erken olduğu için parkta kimse yoktu.bende boş bir salıncağa bindim ve kulaklığımı takıp sallanmaya başladım tabi gözlerimide kapadım.uçuyormuş gibi hissediyordum biraz sallandıktan sonra saati merak edip gözümü açtığımda yanımda sallanan birinin olduğunu fark ettim .kafamı çevirdiğimde bu kişinin hyunjin olduğunu gördüm o da benim gibi gözleri kapamış kulaklığıyla sallanıyordu.
'hyunjin' ilk seslenişimde duymamıştı tekrar seslendim
'efendim'
'ne işin bu saatte burda'
'asıl senin ne işin var' diyince bir duraksadım o da ne dediğini hatırlayınca yutkunup
'yani şey için sormuştum saat erken sıcacık evinde oturabilirdim' bu cevabına gülmüştüm.
'ev mi '
'ev mi derken evin yok mu senin sokakta mı kalıyorsun' işte şimdi gülme krizine girmiştim.hyunjin çok saf ve masumdu tam bir bebek gibiydi ama bir o kadarda karizmatik suratı fiziği sesi çok erkeksi ve güzeldi.
'neden gülüyorsun kötü bişey mi dedim' kahkalarımı tutarak.
'hayır sadece çok masumsun onun için güldüm'
'masum olduğum için mi ben mi masumum' bunu dedikten sonra evet anlamında kafa sallamıştım ama bu işte bişey vardı .çünkü bu cümleyi sanki bişey yapmışta sen öyle san der gibi demişti.ama takılmamıştım çünkü zamanında bende bir sürü şey yapmıştım onun için olabilcek şeylerdi bunlar.
'hyunjin' bunu dememle kafasını bana çeevirip noldu gibisinden kafasını sallamıştı.
'dışarda yemek yemiyorsun biliyorum ama benimde hiç eve gidesim yok hadi size gidelim bende kahvaltı hazırlayım nasıl fikir' bunu dememle bana şaşkın ve güvensiz gözlerle bakıyordu. 'tabi istersen istemessen okey yine o eve dönüp kahvaltı yada ne yaparlarsa yada yapmazlarsa yerim offf çok saçmalayıp uzattım dimi' ben böyle diyince oda yüzünü yumuşatıp güzel bir gülümsemişti.tanrım çok güzeldi onu o an yiyesim vardı fakat yaparsam büyük ihtimalle buyuk bir tranma yaşardı zaten çok korkaktı . ben bunları düşünürken bana sesleniyormuş tabi nerde en son bana dokununca ona döndüm.
'iyi misin 10 defa seslendim ama duymadın olur tabi sanada uygunsa ama evde tek değilim yani changbin hyung var sana olur mu'
'olur bana fark etmaz'
'nasıl bu kadar çabuk güveniyorsun '
'ne gibi'
'ya sana zarar verirsek mesela napcaksın ' hyunjin bunu diyince bir korkmuştum ve fikrimden vazgeçicektim.
'o ne demek hyunjin korkutma beni'
'yine korkutucuyum dimi biliyorum neyse sen gelicen mi gelmicen mi'
'bilmiyorum öyle dedin bir güvenimi sarstın'
'o zaman karar ver üşüdüm eve gidicem'
'tamam geliyorum' dedim ve ikimizde eve doğru yürümeye başladık yol boyu ikimizde konuşmadık hatta müzik diledik o kendi kulaklığıyla bende mecburen kendi yani şöyle mecburum ilk o taktı sonra bende sıkılınca mecburen taktım. her neyse eve geldiğimde .işte o evi gördüm annemin intihar ettiği ev .yerimde öylece kalmıştım ne geri ne de ileri gidebiliyorum hyunjin ise kapı için anahtarı arıyordu changbin denen çocuk kapıyı açmıştı hyunjine bişeyler diyordu beni gösterdiğinde hyunjin bana bakmıştı.ve gel diyordu ama o an ölmüştüm annemin ölümü cesedi kendisi sözleri herşeyi kafamdaydı .ve gözümden yaş akıyordu.hyunjin benim ağladığımı görünce koşar adımlara yanıma gelip ne olduğunu soruyordu ama ben hiçbir şey yapamıyordum .sadece eve bakıyordum o kata .hyunjin beni kucağına alınca gözümü evden çekip onunkine baktım o ise bana bakıp ben yanındayım dercisine bana gülümsemiş eve içeri sokmuştu .içeri girdiğimizde ben titriyordum resmen elim ayağım boşalmıştı.hyunjin beni koltuğa oturtmuştu ve o changbin denen çocuğu yanıma gelmiş bana bişey ler diyordu ama ben anlamıyordum.evde sadece benim sesim vardı en sonunda biri bana sarıldığını hissettim ama o an bişey aklıma gelmediği için o kişi her kimse kucağına çıkmıştım ve sarılmıştım.o ise sadece sarılıyordu sarılma dediğim ise sadece eli belimdeydi ve hiç tepki falan vermiyordu sonra fark etmiştim ben hyunjinin kucağına oturmuştum.ama kafamı kaldırcak halim yoktu .en son gözlerimi kapatmıştım . yumuşak bir yere yatmıştım bunu hissetmiş ama kıpırdayamıyordum uykuya dalmadan önce kafamda bir ağırlık hissetmiştim ama uyku ağır bastığı için idrak edememiştim
*hyunjinin ağzından*
kapıyı açmaya çalışırken kapıyı changbin hyung açmıştı ben tam içeri adım atacakken
'arkadaki kim 'diye sormuştu.arkama baktığımda beatrix yatak odam kitlenmiş bakıyordu ve ağlıyorduda koşar adım yanına gidip ne olduğu sormuştum ama bir türlü cevap alamıyordum en son nasıl yaptığımı bilmediğim bir halde onu kucağıma alıp onu salona götürdüm.changbin onu koltuğa oturtmamı söylemişti bende ne dediyse yapmıştım.içerden su getirmişti veriyoduk ama içmiyordu.sadece hıçkırarak ağlıyordu .
'noldu kıza bu kim '
'sıra arkadaşım beatrix '
'noldu niye bu kadar ağlıyor'
'bilmiyorumki bi anda oldu'
'tamam bak şimdi bu kız buyuk ihtimalle sana güveniyor onun için ona sarıl'
'sarılayım mı manyak mısın sen nasıl yapim senin dışında kimseye dokunmadım ben he bide birkaç defa beatrix e dokunmuştum ama o da zorunlu'
'tamam işte kız kötü birine benzemiyor hatta senin benim gibi yaraları var onu tedavi etmemiz lazım ben şimdi yukarıdan sakinleştirici alcam'
'benimkilerden mi'
'evet'
'tamam nerde biliyorsun'
'evet' diyip yukarı çıkmıştı bende mecbur beatrixin yanına oturmuştum.sonra elimi yan omzuna atıp çok hafif sarılmıştım tabi tam bir sarılma değildi ama en azından temas etmiştim. ama o bir anda benim kucağıma oturmuştu ve hıçkırarak ağlıyordu kollarını boynuma sarınca napacağımı bilememiştim.korktuğum başıma gelmişti .bende yavaşca ellerimi beline koymuştum ama sadece bir dokunmaydı o ise boynumu ve tşörtümü ıslatıyordu ağlayarak.changbin hyung aşağı inip bizi böyle görünce şaşırıp olduğu yerde kalmıştı.
'h-hyunjin'
'ne sence ben mi aldım o çıktı bir anda '
'o mu çıktı'
'evet diğer kızlardan farkı yok yardım et'
'bence pek öyle değil sürtünmüyor sadece oturuyor bu da bişey bence yada seni öpmeye-'
'tamam hyung anladım devamını lütfen getirme yoksa bende birazcam ağlıcam ikimizle uğraşaksın'
'sakın sakın valla bırakırım sizi'
dedi ve beatrixe bana da yaptığı iğneden yaptı tabi yapmasıyla hıçkırık ve ağlamalar dindi sonra üstümdeki ağırlık biraz daha hafifleşti ve kendini bana bıraktı.
'ee şimdi napcam'
'git yukarı yatır '
'senin odana yatırsam olur mu'
'olur hadi git sonra gel ilacını iç bugun içmemişsin'
'sende iyi takipçi oldun başıma'
'sus cevap verme hyunguna git yatır kızı yürü marş marş'
bu hareketine göz devirmiştim sonra ikimizde gülmüştüm ben olduğum gibi kaktım ve yukarıya changbin in odasına beatrixi yatırdım üstünüde bir güzel örtmüştüm.Bebek gibiydi, şişmiş dudakları burnu, kırmızı yanakları çok güzel ve tatlıydı .daha sonra elindeki dikiş izini görmüştüm.fırsat bu fırsat hazır uyuyorken nazikçe incelemiştim onu yuzunde morluk ve yaralar vardı elinde ise buyuk bir dikiş izi vardı.Nolmuştu bu kıza o kadar merak ediyordumki,daha fazla dayanamayıp içimden geldiği gibi davrandım ve kafasına küçük bir öpücük kondurdum sonra aşağı tekrar changbin hyungun yanına indim.