Perfume shop//Taegyu\\

A sweet holiday.

Beomgyu, bu sabah heyecanlı bir şekilde yatağından kalktı. Tatil günlerini seviyordu, ama en çok da tatil günlerini sevdikleriyle geçirmeyi seviyordu.

Kendine bir omlet bir de kahve hazırladı, telefonunu aldı ve masaya oturdu. Taehyun mesaj atmıştı.

//Texting\\

Taehyun: Günaydın bebeğim.

Beomgyu: Günaydın!

Taehyun: İyi uyudun mu bakalım?

Beomgyu: Evet.

Taehyun: Hmm, iyi bakalım.

Beomgyu: Sonra görüşürüz!

Taehyun: Görüşürüz.

Mutlu hissediyordum, yemeğimi bitirdikten sonra üstümü değiştirdim, ve Taehyun'u beklemeye başladım. Birkaç dakika sonra kapı çaldı, açtığımda bir çiçek ile birlikte Taehyun'u görmek beni mutlu etmişti.

"Hadi gidelim."

"Tamam."

Arabanın ön koltuğuna oturdum, o da yanıma geldiğinde arabayı çalıştırdı. Gitmemizi beklerken ona döndüğümde bana baktığını fark ettim.

"Bir sıkıntı mı var?"

"Emniyet kemerini takmayı unutma, Gyu."

Yaklaştı ve benim için bağladı. Yol boyunca konuştuk, şarkı söyledik ve sonunda bahsettiği evine geldik. İndiğimde ummadığım kadar güzel bir manzara ile karşılaştım. Kuş cıvıltıları, çiçekler, kelebekler.. Hayal gibiydi.

"Cennette yasiyorsun, Taehyun."

Gülümsedi. Ahh, o gülümseyiş.. Her yanın harika, Taehyun. Evin içine girdik, en az evin dışı kadar güzeldi. Evi incelerken konuştum;

"Evinin dağınık olmasını bekliyordum."

"Normalde bu kadar toplu değil, inan bana."

Kıkırdadım, hoş birisiydi. Konuşmasından saygılı biri olduğu anlaşılıyordu, kahve yaptı, beraber içtik. Sonrasında ise yatak odasında oturmaya karar verdik.

Yatağa uzandi, eliyle yanına gelmemi işaret etti, bende yanına yattım.

"Merak ediyorum, Beomgyu."

Dedi, boynuma yaklaşırken. Ona doğru döndüm, nefesini hissedebiliyordum. O an, sadece o vardı benim için. Sessizligi bozdu.

"Dükkanında, sana ait bir koku var mı?"

"Nasıl yani? Benim kullandığım bir koku mu?"

"Hmhm, var ise hepsini ben alacağım."

Gülümsedim, yine yanağımdan öptü. Sanırım gerçekten iyi biriydi. Onu sevmiştim, o da beni sevmişti.