Waddiwasi

96 11 3
                                    

Bazı derslere ne bilim kitapta böyle değildi diye düşünmeyelim. Büyülere hakim değilim o kadar araştırıp yazarım zaten. Iyi okumalar :)

Lan bu arada karakterlerin görünümleri aşırı sevdiğim azbakan tutsağındaki halleri olarak hayal edebilirsiniz

.

Derse odaklanmış bi şekilde profesör Snape'i dinliyordu. Bazen iyi güzel geçiyordu da şuan aşırı sıkılıyordu.

Etrafa baktı. Herkesin de ondan pek bi farkı yoktu. Hermione dışında. Can kulağıyla dersi dinliyor arada not alıyordu. Ron ise elinden destek alarak uyukluyordu.

Üzerinde bir çift göz hissetti. Mavi gözleri ile Draco onun etrafı izleyişini izliyordu.

Harry önüne döndü. Fazlı bakmıştı.

"Pişt harry? Harry?!"

Draco'nun seslenmesi tekrar arkasına dönmesini sağladı. Sırıtarak ona bakan bi Draco elindeki kağıttan yaptığı kuşu havada yüzüne doğru gelirken yakaladı.

Kağıttan bi kuş yapmıştı Draco. Peki neden Harry'e verdi ki?

Kağıttan olan kuşu açtı.

Okulda senin hakkında dedikodu çıkmış doğru mu pottah?
-draco

Kaşları çatıldı. Ne dedikodusu?
Draco'ya döndü hala gülerek ona bakıyordu. Tam ne alaka diyene kadar ders bitti.

"Derste dediklerimi bir dahaki derste uygulayarak gelin sözlü yapıcam."

Snape sınıftan çıkarken harry de kitaplarını topluyordu. Çantasını hemen omzuna alıp draco sınıfta mı diye baktı. Yoktu.

Nefesini verdi. Illaki bir daha denk gelirlerdi. Sonraki dersi olan Bitkibilim için iksir sınıfından çıktılar.

*

Bütün dersler bitmiş bi şekilde ortak salonda oturan üçlü gün içinde olan şeyleri konuşuyorlardı.

"Dostum saçmalama. Draco bu kesin aklında bi şey var. Ama ne?"

"Hadi canım! Ciddi misin ron!"

"Harry,Ron sizce de biraz abartmıyor musunuz? Tamam derste kuş şeklinde sana bi not vermiş olabilir Draco ama belkide amacı farklı. Bilemeyiz."

"Ya okulda dedikodumun dönmediği bi gün yok. Günü geç 5. Senemiz. Ne konuşuyorlar ben nerden biliyim şimdi abi?"

"Dostum belkide dedikodu yayacak senin hakkında okula!"

Ron aydınlanma yaşamış gibi konuşunca harry dayanamayıp koltuğa bıraktı kendini.

"Offf ron saçmalama. Burda bana Draco'nun ne kadar zeki ve akıllı olduğunu söyletme. Gelip Harry'e neden okula onun dedikodusunun çıkarttığını belli etsin?"

"Bilmiyorum ki herm. Neyse uykum geldi benim. Yatalım mi?"

"Ben biraz sonra gelicem ron sen yat. Iyi geceler."

"Çok kafana takma harry. Bende yatıyorum iyi geceler size."

Ron ve hermione'ye el salladıktan sonra başını tekrar koltuğa koydu.

"Neden ben? Hayır niye yani? Kafayı yiyorum galiba."

Ortak salonda kimse kalmamıştı. Uykusu da gelmemişti Harry'nin.

"Napsam pelerini mi alsam çapulcu haritasını mı alsam? Odaya bi geçiyim de bekarım sonra."

Odaya girdiğinde Ron çoktan uyumuştu. Hatta biraz horluyordu.

Yatağa girip çapulcu haritasını eline aldı harry.

"Yemin ederim hayırlı bi iş düşünmüyorum."

Çapulçu haritasında koridorlara baktı. Gözleri birini arıyordu ama nerdeydi? Yasak ormanda girişinde draco'nun adını gördü.

"Ne yapıyo bu salak orda?"

Yatağının altında olan valizinin içinden görünmezlik pelerinini alıp odadan çıktı.
Bi yandan da koridorda herhangi bi profesörle karşılaşırsa diye çapulcu haritasına bakıyordu.

Hogwarts arkasında kalmıştı. Yasak ormana giden yolda pelerinini çıkartıp çıkartmamak arasında kaldı. Koşmasını gerektiren bi durum yoktu. O yüzden çıkartmamak mantıklı geldi. Hem draco harry'i görürse ormanın içine girme ihtimalini düşündü harry.

"Aynen hermione draco ÇOK zeki ve akıllı aynen. Resmen yasak ormanın içine girmediği kalmış ne planlıyor öğrenmem lazım. Zaten sohbet edecek halimiz yok uzaktan bakarım."

Konuşa konuşa yasak ormana yaklaştı harry.

"Bende iyice kafayı yedim ha kendimle çeliştim resmen. Bırak kalsın ne bok yiyorsa yesin sik gibi kalsın sanane olum. Kafamı karıştırdı ondan bu haldeyim ben."

Çapulçu haritasına baktığında biraz daha yaklaştığını fark etti harry.

Bi ağaca yaslanmış gökyüzüne bakıyordu draco. Sesizce arada 1 ağaç bırakacak şekilde uzaktan izledi draco'yu.

Ne planlıyor olabilirdi ki yada ne derdi vardı?
Belkide biraz hava almak istedi? Astronomi kulesine giderdi gerçi sonuçta orayada çok gidiyordu.

Bi anda draco'nun olduğu tarafa dönmesiyle gerildi.

"Harry. Burdasın dimi?"

Üstündeki pelerini çıkarttı.

"Artık varlığımı bile hisseder olmuşsun draco. "

Gülerek ona bakan draco nefes verdi.

"Sen ne zaman beni yanlız bırakacaksın harry? Nereye gitsem arkamda nefesini hissediyorum. Anladım çok seviyosun beni."

Draco gülerek konuşurken harry de gülerek onu izliyordu.

"Aynısını benim sana demem lazım ama nieysee."

Biraz sessizlik olurken birbirlerine bakmaya devam ettiler. Harry'nin gülümseyişi ciddileşti.

"Neden burdasın? Gecenin bu saatinde yasak ormanın girişinde. Tamam iyi bi geçmişimiz yok kabul. Tehlikeli Draco."

"Uyuyamadım. Hava almak istedim. Sen niye burdasın pottah?"

"Uyuyamadım."

"Anladım."

Sorup sormamak arasında gidip geliyordu harry. Sorsa draco ne derdi onu kestiremiyordu. Sormazsa bir daha böyle onunla sakin ve insan gibi konuştukları bi ana denk gelemiyeceklerinden emindi.

"Sor."

"Hmm?"

"İçini yiyo fark ettim. Sor hadi."

"Neden bugün bana o kuşlu kağıdı verdin?"

Harry'e gülümseyerek bakmaya başladı draco. Bilmediği çok şey vardı. Belki de kendisi bile yeni yeni öğreniyordu.

"Bilmem."

🗿

ne?

Hayde bismillah başladık bi yola ama yol nasilllll güzel neyse nasıldı bölüm?

Kağıttan Kuş - drarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin