Ipeğin anlatımı ile;
Bugün öğrendiğim en önemli şey ise sizi mutlu edip güldüren insan gün gelince o mutluluğunuzu alıp sizi gözyaşlarınız ile ortada bırakıyormuş.
Mesajını kaç sefer okuduğumu bilmiyorum sadece tekrar ve tekrar okuyup duruyorum, her okuduğum da kalbim de bir sancı bir sızı oluşuyor ben senin için her şeyden vazgeçerken sen benden vazgeçmiştin çoktan.
WhatsApp:
Buğra: [Abim şey benim sevgilim var]Sevdiğin vardı başka eller seni benden bizi birbirimizden almıştı. Ben sana adım adım gelirken o yoldan beni geri çevirdin, ben sana her adım attığım da sen hep bir duvar ördün karşıma hepsine gücüm yetti de bu son duvara yetmedi be sevdiğim oracıkta kaldım ne adım atabiliyorum ne dönebiliyorum, öyle bir haldeyim ki, ama merak etme sen bana nasılsın diye sor beni merak et ben yine iyi olurum.
Içimde fırtınalar kopsa da yüzümde ki gülümseme gitmiyordu, kalbimi söküp atmak oradan seni silmek istesem de kıyamıyordum kalbimde öyle güzel yerdesin ki öyle güzel bir tahtın var ki oradan seni çıkarmaya Kıyamazdım. Ben seni birine anlatmaya çekinirken sen çoktan ellerin olmuştun en çok acı veren şeyde buydu ya, insan hayalini birine anlatırsa o hayal gerçek olmazmış onu çiçek eker gibi toprağa ekmek lazımmış insan nefsi işte nazar eder diye söylememek lazımmış ben bu sözü duyduğumdan beri seni kimselere anlatmak istemedim benden alırlar diye korkarken çoktan almışlar sevdiğim. Kimdi seni benden alan o kız, benden daha mı güzeldi, daha mı akıllıydı, kimdi....
WhatsApp:
İpek: [Hayırlı olsun abi.]
Buğra: [ Sağol abiciğim ilk ya heyecandan oldu]İlkin olmayı, ilkim olmanı isterken iki yabancı mı olacaktık şimdi, seninle kurulan hayalleri ne yapacaktım ben, seninle olan fotoğrafı peki, bu acıya daha fazla dayanamayıp odaya çıktım, elimden sadece ağlamak geliyordu başka bir şey yapamıyordum. Sığındığımı sandığım insanın limanında can vermiştim bugün.
Telefonu bir köşeye fırlatıp sakinleşmeye çalışıyordum ama buna ne kalbim nede gözyaşlarım izin veriyordu. Nefes almak iki defa bu kadar zor geliyordu bu dört duvar arasına seni koyup yanlız olmadığıma sevinirken, senin beni çoktan dört duvar arasın da yanlız bıraktığını farkettim.WhatsApp uygulamasına girip o kızın kim olduğunu sormaya tam cesaret etmişken, Hatice abladan bir mesaj geldiğini farkettim bu halde Buğra hariç kimse ile muhatap olamazdım. Ne tuhaf ki o kızda bana İpek sana bir şey söyleyeceğim diye mesaj atmıştı. Içimden lütfen o olmasın diye dua etsem de mesajına girdiğim de gözyaşlarıma hakim olamamıştım...
WhatsApp:
Hatice: [İpek belki Buğra abin söylemiştir
biz sevgili olduk]Zaman durmuş, kalbim durmuş her şey durmuş gibi yada ben aklımı kaybetmiştim, kendi ellerimle sana ulaşmak için inşa ettiğim her bir basamak birer birer üstüme düştüğün de anladım gerçekleri, havalara uçuyorken, yere çakılmanın acısını en çokta kalbim hissediyordu. Bahçelerim yanıyordu sanki ve benim gözyaşımdan başka su yokmuş misali akıyordu damlalar gözlerimden.
Dört duvara sıkışmış nefes almaya çalışıyordum, her nefes alıp verişimde üstüme duvarlar daha çok gelmeye başlıyordu, oysa bu dört duvar bile seni nasıl sevdiğimi senden daha iyi biliyordu. Bu duvarlar yetmiyormuş gibi üstüne bir de sen aramızda duvar örmüştün. Seni sevdiğim gibi bir duvarı sevip ona değer verseydim o bile çiçek açardı ama sen bana her şeyi çok görmüştün, sen bana bir tatlı kaşığı mutluluğu bile çok görmüştün. O kıza kepçe kepçe mutluluk dağıtırken bana çok görmüştün.
Yatağımın üstün de duran kulaklığı alıp, koşar adımlar ile evden uzaklaşmaya koyuldum, her bir adımım bir öncekinden daha hızlıydı sağıma soluma bakmadan koşuyordum, içimde ki bu acıyı nasıl söküp atacaktım kalbimden bilemiyorum, yıkıp dökmek istesem de her yeri hiç bir şey yapamaz olmuştum sanki ellerim kollarım bağlanmıştı olmuyordu yapamıyordum, bu acı bütün vücudumu esir almışcasına bana eziyet ediyordu, nefes alamaz olmuştum. Bir banka oturup kulaklığı telefona takıp
'Aslı güngörün - Kalp kalbe karşı' şarkısını açıp gökyüzünü izlemeye başladım, her bir sözü kalbime bir hançer misali saplanıp çıkıyordu, ve en acı dolu kısım gelip çatmıştı, kalp kalbe karşı derler sende üzüldün mü diyordu.. Küçükken dinlediğim şarkı şimdi bana daha çok anlam katmaya başlamıştı, küçükken öylesine dinleyip gülerek ezberlediğim şarkı bana şimdi acı veriyordu, sahi sende hissediyormuydun şimdi üzüldüğümü, hissediyormuydun gerçekten, kalblerimiz bir miydi seninle, anlıyor muydun beni bunu bilmeye öyle ihtiyacım vardı ki. Kendimi ne kadar tutmak istesemde durmak bilmeyen gözyaşlarıma engel olamamıştım. Sen benim en büyük çaresizliğim oldun Buğra sen en büyük acım oldun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk mevsimi 2018
RomanceKaranlığa aşık olan bir çocuk ve o karanlıktan korkan küçük bir kız çocuğunun aşk hikayesine hoşgeldiniz... Bir nefes kadar yakın bir nefes kadar da uzaktın, tutsam sıkacakmışım korkusu bıraksam gidecekmişsin korkusu...