7-yabik

32 3 3
                                    

bu ficin nereye gittiğine dair hiçbir fikrim yok... öyle yazıyorum gidiyo

bu arada bazen önceden yazdıklarımı unutuyorum o yüzden herhangi bir mantıksızlık olursa yorumlarda belirtin lütfen

﹋﹋﹋

Jeon Jungkook - Ertesi Gün

"Bay Woo, kolum kırık diyorum size, nasıl çıkayım üç kat?" Diye yakındım.

Dün hastanede kolum alçıya alındıktan sonra eve gitmiştim ve Bay Woo'yu ikna etmek için neler söyleyebileceğimi düşünmüştüm. Sabah olur olmaz da direkt hazırlanıp okula gelmiş, Bay Woo'nun odasına girmiştim. Ders saatinden bir saat önce geldiğim için okulda çok az kişi vardı. Aşkım sekreter de gelmemişti galiba. Görememiştim hiçbir yerde onu.

"Tekrar söylüyorum Jungkook, anlaman için tane tane söyleyeceğim." Bıkmış bir şekilde alnını sıvazladı eliyle. Başına ağrılar girmiş gibiydi. "Kolunun kırılması, yürümene engel değil." Dedi bütün kelimeleri bastırarak.

Asla ikna olmuyordu! Demediğim şey, etmediğim teklif kalmamıştı. Kolumun kırık olmasının önemli olmadığını söyleyip duruyordu. Acaba rüşvet versem kabul eder miydi?

Alınmış gibi geri çekildim ve oturduğum tekli koltukta arkama yaslandım. Bu hareketlerim birazdan duygu sömürüsü yapacağıma işaretti, tabii Bay Woo bilmiyordu. "Peki ya psikolojik durumum ne olacak? Kolay bir şey yaşamadım, camdan düştüm resmen. Yükseğe çıkmaktan korkuyorum biraz... Birinci kata gelmek istememin bir sebebi de bu." 

Külliyen yalan.

Yüksekten asla korkmazdım. Yüksekten atlama tarzı şeyleri yapmaktan da çok hoşlanırdım. 

Bay Woo yüzünü baydı bana doğru. "Geçen sene yaptığımız lunapark gezisinde yükseklikle dolu olan bütün aletlere çekinmeden; hatta hevesle bindin Jungkook." 

Gözlerimi devirdim ve kapıya doğru çevirdim bakışlarımı. "Hemen de hatırla zaten." Diye mırıldandım kendi kendime. Bay Woo zeki bir adamdı. Keşke Bay Woo yerine müdüre gitseydim. Direkt tamam dedirttirirdim bence. Zaten gözünü açmaya üşenen bir adam. Benimle hiç uğraşmayacaktı büyük ihtimalle. Salak kafam! Belki Taehyung'u görürüm diye gelmiştim buraya.

"İzninle, yapmam gereken işlerim var. Ders de başlayacaktır. Hadi sın-" Bay Woo beni kovmak için konuşurken kapı tıklatıldı. Tıklatan kişi onay beklemeden içeri girdi direkt.  Zaten kapıda olan bakışlarım, kapıdan giren Sarışın ile kesişmişti.

Gözlerini kısarak biraz bana baktı Sarışın. Ardından beni görmezden geldi ve masaya ilerleyip elindeki kağıtları masanın üstüne koydu. "Müdür Bey bu belgeleri gönderdi Bay Woo. Acil imzalamanız gerekiyormuş."

Bay Woo kafasını sallayarak belgeleri önüne aldı ve masasının üstündeki kalemlikten kalem çıkartıp tek tek imzalamaya başladı. Sarışın da geriye çekilerek tekrar bana bakmaya başladı. Alayla güldü ve dudağında dilini gezdirdi. Birazdan kötü şeyler yapacağının garantisiydi sanki bu.

"Seni burada görmek ne güzel, Jungkook." Dedi alayla. Evet, bu Sarışın kesinlikle bir mikser görevi görüyor. Sürekli beni tehdit edip başımı belaya sokmasının başka açıklaması olamaz. Ortalığı karıştırıyor ve geriye çekilip izliyor resmen. Yılan.

"Seni görmek de çok güzel Sarışın." Yalandan gülümsedim ona doğru. Sarışın demem ile sırıtan yüzünü bıraktı ve kaşlarını çattı. Hoşuna gitmemişti galiba bu lakap. Gerçi, önceden de söylediğimde kızmıştı sanki?

Bay Woo kafasını belgelerden kaldırdı ve ikimize baktı şüpheyle. Birbirimizi tanıyor olmamız hatta muhabbetimizin olması onu rahatsız etmiş gibiydi. 

Love With İntern • TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin