Love With İntern • Taekook

2-üç beyaza bulanmış kafa

İyi okumalarr~~

﹋﹋﹋

 Jeon Jungkook

Teneffüs zili çalar çalmaz, Hobiseok ve Namjoon hemen dibimizde bitmişti. Neler olduğunu detayına kadar anlatmamızı istemişlerdi haliyle. Ben de iyi bir insan olduğum ve yalan söylemeyi sevmediğim için, her şeyi anlatıvermiştim. Tek görüşte aşk denen şeyin gerçek olduğunu kanıtlamıştım resmen.

İkisi de ağzı açık şekilde bana bakakalmıştı. Daha adını bile bilmediğim sekreteri öyle güzel anlatmıştım ki, normalde romantizm özürlüsü olduğumu düşünen arkadaşlarım küçük çaplı bir şoka girmişti.

"Öyle yani. Kısacası aşık oldum..." Ellerimi çenemin altında birleştirip boşluğa bakmaya başladım. Ders boyunca yüzü aklımdan çıkmamıştı. Uyumak için gözlerimi kapattığımda bile kusursuz yüzü aklıma gelmişti. Sadece bir kere gördüğüm güzelliğinin böyle içime işlemesi normal miydi?

"Bu anlattığın sekreter bizim katın sekreteri." Namjoon sonunda şaşkınlığını atlatmış olacak ki konuştu.

"Bizim katın sekreteri derken?" Kaşlarım çatık bir şekilde cevap verdim.

"Evet. Üç sekreter ve üç kat olduğu için her sekreter bir kattan sorumluymuş. Ders hocası söyledi. Bizim sınıfa defteri vermeye gelen sekreter aynı senin anlattığın gibi," Elini havada sallayarak arkasındaki duvara yaslandı. Bizim sınıfımızda, duvar kenarı en arka dörtlüde oturuyorduk. Şimdi fark ettim de, keşke hyunglarımla aynı sınıfta oylaydık. Çok eğlenceli olacağına eminim. "Benim pek dikkatimi çekmedi ama sınıfın yarısı salyalarını akıttı etrafa. Sınıf salya seli olacaktı neredeyse..." Aklına bir şey gelmiş gibi yüzünü buruşturdu. "Başka bir şeyin seli olmasından iyidir."

Hoseok bu yarım yamalak espriye gülerken ayıplayıcı bakışlar attım ona. Benim helalimdi artık o sekreter, kimse benden alamaz onu. Bu yüzden, bu konuda şaka yapılmasını istemiyordum.

Demin düşündüğüm şey aklıma gelince kelimeler istemsizce döküldü dudaklarımdan. "Hyung... Benim için sınıfta kalır mıydın?" Gözlerim tahtada olduğu için hangisine dediğim anlaşılmamıştı. Zaten herhangi birine de dememiştim. Öyle ortalığa konuşmuştum.

"Hayır."

"Evet."

Namjoon ve Hobiseok bakıştı biraz. Aynı anda cevap vermişlerdi. Hobiseok kabul ederken, Namjoon reddetmişti beni.

"Ne diyorsun Hoseok? Bu salak için sınıfta kalıp geleceğini tehlikeye mi atmak istiyorsun?"

"Ben de buradayım." Buradayım sonuçta, arkamdan konuşur gibi sövüyorlar falan.

"Ya oğlum hep sınıfta kalmayı merak etmişimdir. Bunun için kalmam zaten, eğlencesine olur." Yanımda oturan Jimin sessizce muhabbeti dinliyordu. En köşeye pusmuş, üstündeki sweatine gömülmüş, öylece bakıyordu. Uykusu var gibiydi. Derste de uyumuştu zaten.

"Hâlâ buradayım." Dedim kendimi tutamayıp.

"Eğlencesine sınıfta mı kalınır, mal mısın?" Namjoon Hyung kaşlarını çattı ve sırtını duvara iyice verip arkasına doğru dönmeye devam etti. "Hadi diyelim kaldın. Ben üniversitedeyken bir sene daha mı geçirmek istiyorsun Jungkook'la?"