Bölüm 15: a little bit of drama~

149 8 4
                                    

Kitapta drama hiç yoktu aw birazcık katalım dedik

Gerçi sonradan hayvan gibi drama sokacağım ama nys alıştırma olsun bari


Yn'den~

Sabah 7 uyandığımda yatakta kimse yoktu. İlkte bir garipsedim. Sonra neyse dedim. Ekiple durmak istemiştir belki.. bende geri yattım. Baya bi uyumuşum. 10 da tekrar uyandım. Hala kimse yoktu. Korkmaya başlamıştım artık.. Aşağı indim. Orada da kimse yoktu. Ekibin evine gittim. Kapıyı çaldım. Açan olmadı. Telefonumu da bulamamıştım. Ya kötü bir şey olduysa?? Belki de ben abartıyorumdur. Belki sadece vlog çekmeye gitmişlerdir.. bende geri gelirler diye evde bekleme kararı aldım. Bu süre içerisinde telefonumu bulamadım. MP3 ümü taktım ve duygusal bir şarkı açtım. Çünkü neden olmasın. Ekibin evine gittim. Anahtarları vardı. Onların evini temizlemeye karar verdim. Bütün odalarını temizledim. 

Ali'nin odasına geldi sıra. Girdim içeri. Açmamla şok olmam bir oldu. Camı kırılmıştı? İçeri doğru kırılmıştı bir de. Yatağın yanından geçerek cam kırıklarını toplayacaktım.. yerde kan vardı? 

Korkudan ne yapmam gerektiğini bilemedim. Ne olmuştu böyle? Camlar neden kırıktı? Her şeyi geçtim NEDEN YERDE KAN VAR?! korkudan deliye dönmek üzereydim. Ellerim titremeye başladı. Ali'nin odası girişteydi. Ama bir ses orayı sonra temizlemem gerektiğini söyledi. "Allah kahretmesin! Ne oldu burada?!" Diye çığlık attım. Ciddiyim çığlık attım. Telefonumu da bulamıyordum. Arabayla saraya gitme kararı aldım.

Bahçede de kan vardı. Korkum gittikçe büyümeye başladı. Arabaya binecektim ama arabanın yerinde olmadığını farkettim. Yürüme mesafesinde değildi saray. 

Korkuyorum. Ali her zaman benim dert ortağım olmuştur. Ekipte en yakın dostumdur, has abim gibidir. Hepsi öyle ama Ali den her zaman farklı bir yakınlık aldım. İlk geldiklerinde bana en samimi davranan o olmuştu. Beni konuşmaya alıştıran da oydu. Ve ben hayatımın ilklerinin çoğunu onunla yaşadım. İlk onunla ağladım. İlk onunla gülmeye çalıştım. Ne kadar yapamasam da o benden umudunu hiç kesmedi. Bunları düşündükçe içim daralıyordu. 

Harbi harbi bir şey olduysa? Kan vardı yerde zaten belli ki olmuş. Ama ne oldu Allah aşkına? Hastaneye gitmiş olmalılardı ama hangi hastane?? Burda eve yakın en az 30 tane hastane vardı! Hepsine gidip bakacak kadar zamanım yoktu. Bacaklarımın titrediğimi hissettim. Yere oturdum biraz. Sonra elime göz taşım damladı. Ben.. ağlıyor muydum? Tabiki ağlıyordum. Ali'me bir şey olduysa ben yaşayamam. Ciddiyim yaşayamam. 

Telefonum da yoktu Allah'ım peki benim telefonum nerde?! Bu kadar mıydı yani? Ben böyle aciz aciz duracak mıydım bahçede? Yapacak bir şey bulamıyorum.. Ne yapmalıyım.. Şu an mantıklı düşünemiyorum. Bekle! Bu Allah'ın salaklarında ev telefonu olması gerekiyor! 

Ekibin evine bir umutla girdim. Ev telefonunu aradım. Kırılmıştı.Umutlarım bir anda yokulup gitti. Sıkılmaya başladım bu durumdan. Hem ağlarken aynı anda sinirliydim. Ne alaka benim telefonum yok? Neden yok? Her yere baktığıma o kadar emindim ki! En az 5 kere ev içinde turladım! ALLAH'IM NELER DÖNÜYOR ŞU AN?!

Soğuk bir rüzgar esmeye başladı. Çok umursamadım. Umursayamadım. İçeri girmedim. Dışarı da beklemeye karar verdim. 

''kandan rahatsız olanlar bir sonraki paragrafa atlasın''

Biraz zaman geçtikten sonra burnum kanamaya başladı. Deneyler yüzünden kendimi çok hırpalarsam sık bir şekilde burnum kanıyordu. Ama yine umrumda olmadı. Sadece Ali'yi düşünüyordum. Stresten kendime zarar verdiğimin farkındaydım. Ama engelleyemiyordum bu hissi. Ali'nin olmadığı bir hayatı istemiyorum. Burnumun kanaması durmazken ağzımda da kan tadı almaya başladım. Hala umrumda değildi. Sadece oturup ağlamaktan başka bir şey yapmadığıma inanamıyorum. 

Akşam olmuştu. Evet sabahtan beri gelmelerini bekliyorum ama gelmiyorlar. Gözlerimin kararmaya başladı. İçeri girip su almaya karar verdim. Gittim bir bardak adlım. Suyu içtim. Bilmiyorum ama suyu içerken sudan tat aldım. Garip bir histi. Bahçeye geri çıktım. Üstümde beyaz tişört, altımda ince bir eşorfmanla sabahtan beri ekibin geri gelmesini bekliyordum. 

Yıldızlar vardı gökyüzünde. Yıldızlar ne kadar net görünüyordu. Yüzümdeki kanlar kurumuştu artık. Ama hala gözümdeki yaşlar bitmemişti. 

Saat gece 3 oldu. Ama hala kimse gelmedi. Her yerimin uyuştuğunu hissediyorum. Yüzümün üstünden hafifçe geçen o rüzgar.. artık hissedemiyordum o rüzgarı. Sonra kedim geldi yanıma. Ağzında Ali'nin bana yaptığı süs eşyası. Aldım ağzından. Baktım. Kendi elleriyle yapmıştı bunu bana. Uykumun geldiğini hisstettim. Ama uyuyamazdım. Onlara ihanet gibi geliyoru bu. Sadece bahçedeki çimenlerin üstüne doğru uzandım. Kedim içime doğru sokuldu. Hava soğumuştu. ama içeri gidecek gücüm yoktu. Gözlerimi kapatmadan sokağı izlemeye başladım. Etrafta birbirini kovalayan yavru kediler.. yanıp sönen bir araba farı. Komşularımızın hepsi yazlığa gittiği için bütün ışıkları kapalıydı.Bu yüzden Karanlık insanın yüzüne daha net vuruyordu. Belki de bu yüzden yıldızlar daha belirgindi bu mevsimde. Aslında her şey çok tatlıydı. Ama benim aklımda ise sadece Ali vardı. 

Sadece Ali'yi de düşünmüyordum. Herkesin odasında damlalar halinde kanlar vardı. Ama en çok Ali'de vardı. O yüzden onu daha çok düşünüyorum.

 Gözlerimin yavaşça kapandığını hissettim. Kapatmamaya çalışsam bile engel olamadım. Kapatmıştım gözlerimi. Ali'yle olan anılarımı düşündüm. Doğum günlerimde gülememe rağmen beni güldürmeye çalışan biri. Temas sevmesem bile ellerimi tutp beni dışarı çıkaran biri. Deneylerden sonra benimle en çok ilgilenen biri. Kuzenim Melisa'nın öldüğü gün ellerimin titremesine ve ağlamama engel olan biri. O mükemmel biri.

Şu an burda olsa kesin ''neden ağlıyorsun güzellik? Sana hiç yakışmıyor.'' diyip sarılırdı bana. Ben ise sessizlikle onu sarılırdım. Saçımla oynamayı çok severdi. Özellikle bukle yapınca. Parmağının etrafında dolandırırdı saçımı. Ben ise hep kızardım ona. ''bırak saçımı abi! bozuyorsun.'' derdim. O ise beni takmadan ''saçını sonra ben yine yaparım güzellik.'' derdi. Bana güzellik demeyi severdi. 

Gelip saçımla oynasa yine? Hiç kızmam söz veriyorum.. Sadece yanımda olsun yeter..

Kapattığım gözlerim 1 saat sonra tekrar açıldı. Kedi yüzümün önüne gelen saçlarla oynuyordu. Kediyi kucağıma alıp hıçkırarak ağlamaya başladım. Hiçbir zaman duyguları bu kadar derinden yaşamamıştım. İğrenç bir histi bu. Çığlıklarımı kimsenin duyamayacağının farkandıydım bu yüzden hiç durmadım. 

 Beni de yanlarına alsalar ne olurdu sanki? Beni böyle merakta bırakmasalar ölürler miydi? Böylesi çok mu daha iyiydi gerçekten? Beni böyle salak gibi evde bırakmak? Hem ne demeye benim telefonumu yanlarına alıyorlar? Onlara da ayrı sinirliyim. Beni nasıl yanlarına almazlardı? Ali'ye bu kadar önem verdiğimi bilmelerine rağmen! Hem benim hiç kullanmadığım bir gücüm daha vardı. İnsanların fiziksel yaralarını iyileştirebiliyordum. Ama suç bende. Bilseler ilk beni uyandırırlardı. Bu gücümü hiç kullanmadım. Kendi üstümde de kullanamıyorum zaten. Ben Ali'ye iyi gelebilirdim. Ama.. ama.. sadece ağlamak çok sinir bozucuydu. Hissedemiyorum vücudumu. Soğuktan uyuşamazdı. Sonuçta yaz ayındayız. Ama bir sıcak bir soğuk olduğu için olabileceğini düşündüm. Bana her şey olabilir. Sorun değil. Sadece ekip iyi olsun o bana yeter. 

Ağlamam tam 2 saat sürmüştü. Saat sabah 5 olmuştu. Saati bizim evin camından görebiliyordum. Artık kendimi hiç hissetmediğim kadar yorgun hissediyorum. Burnum bu 2 saat içerisinde tekrar kanadı. Etrafımda kan dışında bir şey yoktu. Yüzüm, kıyafetlerim hepsi kan içinde kalmıştı. Çimenlerde de -özellikle yattığım yerlerde- kan fazlasıyla vardı. Göz altlarımın şiştiğini hissediyorum. Dudaklarım çatlamıştı. Su içmek istiyordum. Ama kalkacak gücüm yoktu. Kedim de uyanmıştı. Üstüme çıkıp yüzüme dokundu. Ona sımsıkı sarıldım. Sesini çıkarmadı. Sonra başım döndü. Tekrar yatma kararı aldım. Tekrar burnum kanadı. Ağzımdaki kan tadını da takmıyordum. Gözlerimi bu sefer kendi isteğimle kapattım.


FMLSJGLGHLGL ÇOK DRAM OLDU SANKİ 

NEYSE BAKALIM EKİBE NOLDU .d

HAHA TABİKİ BİR SONRAKİ BÖLÜMDE

hadi byeees <3

Denek~ (Mentor x Yn)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin