Hastaneye geldik adını hayla bilmediğim o adam arabadan indi "Yaralı var sedye getirin" diye bağımaya başladı yaklaşık iki üç dakika sonra sedye geldi ve Deniz'i sedyeye bindirdiler o adam durum hakkında bilgi vermeye başladı sonra ise Deniz'i amaliyat'a aldılar bu arada Seda, Sila, Anıl ve emir daha yeni gelmişlerdi telaşla sordular -Durumu nasıl?
-Bilmiyoruz amaliyat'a aldılar
O adam söze girdi
-Merak etmeyin iyi olacak çok fazla bir şeyi yok sadece göğüsünün altındaki kurşunun yeri biraz kiritik
-Ne yani eğer o kurşun ilerlemişse yani
kalbe doğru ölebilirmi.
-Sakin ol Bahar abla.
Anıl- Bir şey söyle diye adamın yakasına yapıştı Sıla hemen onları ayırdı ve Anıl Sıla'ya sarıldı ağlamaya başladı onun ağlamasıyla diğerleri de ağlamaya başladı bende kendimi zor tutuyordum kalktım ve dışarı çıktım neden bu saçma plana dahil olmuştum ki eğer ben kabul etmeseydim şimdi burda olmayacaktık belki diye düşünürken hickira hickira ağlamaya başladım birden gözümün önünde bir peçete belirdi verenin kim olduğuna baktığımda o adam
-Duygularını gizli yaşıyorsun?Bu sana zarar verir Peçeyi aldım ve
-Çünkü onların beni böyle görmesini istemiyorum onların yanında daha önce hiç ağlamadım ayrıca onları toparlayabilecek tek kişi benim. -Yaralı kişi senin neyin oluyor?-Omu o benim herşeyim ailem,arkadaşım ,sırdaşım, yoldaşım,kardeşim herşeyim herşeyim
-Biliyormusun çok şanslısın birçok insan bu kelimelerin anlamını yetirmişken senin onla aranda asla kopmayacak bir bağ var. -Evet o yokken ben olamamki aynı şey onun içinde geçerli biz beraber büyüdük Kolumdaki izi gösterdim
-Bak beni ona bağlayan şey bu ilkokulda özentiden dolayı kollarımızı kesip kanlarımızı birleştirmiştik öğretmenimiz
bunu görünce ailelerimizi aramıştı zaten öğretmenimiz ilk yardımı yapmıştı ama hastaneye gitmemiz lazımdı o zamanlar biz neyaptdıkki sadece kanka olduk diye düşünüyorduk ama sonradan anladık meğersem ölebilirmişiz önemli değildi zaten biz aynı yerde aynı zamanda doğmuşuz göbek bağımız bile aynı anda kesilmiş o yüzden beraber doğduysak beraber öleceğiz....Aaay özür dilerim senide sıktım ben
-Yok önemli değil ben böyle binlerce
hikaye dinliyorum
-Haa bu arada hayla tanışamadık adın ne? -Psikiyatrist,beyin cerrahı UZM.Dr Can Yavuz
-Bahar Güneş içerdekilerle tanıştınmı -Evet haydi kendini toparlada girelim içeri dedi
Ben bu ismi biryerden hatırlıyordum Can Yavuz çok tanıdık geliyordu. Neyse göz yaşlarımı sildim ve tam ayağa kalkarken onun telefonu çaldı açtı bir iki dakika konuştuktan sonra kapattı cebinden bir kart çıkardı bana uzattı
-Benim acil bir işim çıktı al bunu ameliyattan çıkınca beni ara -Tamam
O gitti bende karta bakıyordum kart da sosyal medya adresleri de vardı o adreslere sonra bakacaktım şimdi içeri gitmem lazımdı. Ameliyathaneye doğru yürümeye başladım. Amaliyathanenin kapısına vardığımda doktor amaliyattan çıkmıştı hemen yanına koştum
-Amaliyat çok iyi geçti hayati tehlikeyi atlattı normal odaya alınacak orda görebilirsiniz dedi ben derin bir oh çektim ve rahatlamıştım hem o amacına ulaşmıştı hemde sağ salim kurtulmuş du normal odaya geçti herkes odaya doluştu ben onun yattığı yatağın yanındaki sandalyeye oturdum diğerleride arka taraftaki koltuklara elini tutum ve eğer o ölseydi ben neyapacaktım diye düşünmeye başladım düşünürken gözümden bir-iki damla yaş aktı o anda oda gözlerini açtı ben hemen ayağa kalktım ona arkamı döndüm ve göz yaşlarımı sildim bunugörünce oda
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir ihanet binbir acı
Ficción GeneralCan dastum yol arkadaşım dediğim kişi bana bunu nasıl yapardı nasıl! Artık bu acıya katlanamıyordum yavaş yavaş intihara sürükleniyor dum. Bir seçim yapmam gerekiyordu yapacağım secimin şıkları şunlardı. Ya canımdan çok sevdiğim kardeşim dediğim kiş...