Uçurum mavisi gözleriyle karışık zümrüt yeşili gözleri olan adam bayzanur'a döndü ve dedi ki siktir et Ben artık onu istemiyorum Benimle evlenir misin diye sordu. Bayzanur ağlamaya başladı. Bu sevinç gözyaşları yavaş yavaş akarken vücudundaki başka sıvılarla karışıyordu. Beyzanur o sırada o kadar mutlu oldu ki vücudu bu kadar strese dayanamadı ve altına işemeye başladı. Bacaklarından akan altın sıvısı sarıyı görünce uçurum mavisi gözleri ile karışık Zümrüt Yeşil Gözleri olan adam gülümsedi ve diz çöküp onun bacaklarını yalamaya başladı. Beyzanur'un çeşmesinden akan altın suyu içmeye devam eden uçurum mavisi gözleriyle karışık zümrüt yeşili gözleri olan adam artık başka bir dünyada yaşıyordu sanki. Rana şehir Onun umurunda bile değildi. Bu koku ona köydeki eski günlerini hatırlatmıştı. Ahırda çalışırken özellikle ineklerin süt verirken Kendilerini tutamayıp dışkı yaptığı anları hatırladı. O sıralarda Yaramazlık yapıp oraya işeyip sıçardı. Inek gübreleri ile kendi gübreleri karışır ve köye Hayat verirdi. Bu gerçeği onun dışında hiç kimse bilmiyordu. Bu nedenle Beyzanur Onun için çok özeldi. Gözleri bayzanur'un gözlerini bulduğu zaman Beyzanur da onun uçurum mavisi ile karışık ümitleşir gözlerine daha fazla dayanamadı ve osurmaya başladı.