Herşeyin Başlangıcı

15 2 3
                                    

Karanlık bir hava,kopkoyu bir kahve ve önümde duran bilgisayar...Yeni bir romana başlamak için daha uygun bir zaman düşünemiyordum.En sevdiğim klasik parçalardan birini açıp onun eşliğinde yazmaya başladım.Metrodayken aklıma gelen taslağı not aldım ve romanı metin sayfasına dökmeye başladım.Karanlık bir hava,dağ evi, yaratıklar,kaderleri belirsiz bir grup...  Romanın ilk bölümleri çok güzel gidiyordu.İstediğim korkuyu ve gizemi hissettirmişti.Romanı yazarken zamanın nasıl geçtiğini farketmemiştim ama uyku bastırınca 7.bölümde bırakmak zorunda kaldım. Gidip gece bakımımı tamamlayıp pijamalarımı üstüme geçirdim.Uyumadan önce telefonumdaki bildirimleri kontrol etmeye karar verdim.Bildirimler arasında sadece 1 tanesi dikkatimi çekti.
"Yarın 6'da hazır ol.Yeni bir mekan açılmış,"Girdap Kafe".          Bakalım bir nasıl."
"Tamamdır.İyi geceler."
"İyi geceler."



Romanı yazmaya devam ederken saatin 6'ya yaklaştığını farkettim.Yavaş yavaş hazırlanmaya başladım.Beyaz bir kazak altına bej rengi bir kot giydim. Kumral saçlarımı maşa ile dalgalandırdım ve hafif bir makyaj yaptım.Son olarak parfümümü de sıktım.Parfüm önemliydi.O sırada telefonuma bir mesaj geldi.
"Aşağıdayım."
Hemen montumu giyip aşağıya indim.Karşımdaki siyah arabaya gülümseyerek bindim ve Efe'nin sinirli durmaya çalışan yüzünü görünce kahkaha atmaya başladım. Gülmemek için kendini zor tutan dudakları,gülünce kızaran yanakları ve kalın çatık kaşları...Bana trip atmaya çalışıyordu ama yine becerememişti.Doğrusu trip atmakta haklı olabilirdi.Entomofobisi olan birine plastik böcek dolu bir hediye kutusu vermek ne kadar doğruydu bilemem.
"Ya bak seni bu kadar etkileyebileceğini düşünmedim.Özür dilerim Garfield."
Efe gülerek bana
"Şu lakaptan vazgeçmeyeceksin, değil mi?"
"Elbette."

Araçtan indiğimde karşımda masmavi bir kafe duruyordu.Efe ile oraya girdik. Hoş manzarası olan bir masaya oturduk.Son derece güler yüzlü bir kız yanımıza geldi.
"Girdap Kafe'ye hoş geldiniz.Ne alırdınız?"
"Siz bize en sevilen tatlınızı ve sıcak içeceğinizi getirebilir misiniz?"
"Elbette."
Kız siparişleri hazırlamaya gitti ve Efe ile sohbet etmeye başladık.

Girdap Kafe güzeldi.Orada herşey harika görünüyordu. Bir süre sonra siparişlerimiz geldi Bana bol çikolatalı bir sufle,Efe içinse karadutlu cheesecake geldi. İçeceklerimiz de oranın özel bir kahvesiydi. Enfestiler.Hesap ödemek için yazı tura atmaya karar verdik.
"Ben yazıyı seçiyorum.O net kazanacak."
Asla yazı seçmekten vazgeçmiyordu.Bir gün mutlaka yazıyı ben kapacaktım.
"O zaman ben de turayı seçiyorum."
Efe 1 TL'yi havaya fırlattı ve yakalayıp Eline yapıştırdı.
"Yazı! ben kazandım!"
Hesabı ödemek için kalktım ve kartımı çantamda aramaya başladım ,dağınık olmayı seviyordum ama bazen zor oluyordu.O kartın yerini gine zor buldum.
Yürürken bir şeye yapıştım.
"Biraz daha önünüze bakın!"
Çarptığım dağa kafamı kaldırıp baktım.
"Kusura bakmayın ama yolun ortasında da durulmaz!"
Gözleri çok güzeldi.Orman gibiydi.Capcanlı,yemyeşil...
"Yolun ortasında durmadığımı çok iyi biliyorum hanımefendi." Sesi inanılmaz güzeldi.Kadife gibiydi...
"Off!Tamam.Özür dilerim ,oldu mu?"
Gülümseyerek "Oldu."dedi.
Çok güzel gülüyordu.

"Dolunay hala ödemedin mi?"
Efe'nin sesi ile bir an irkildim.
"Hemen ödeyip geliyorum."
diyerek yakışıklı beyefendinin yanından geçtim ve hesabı ödedim.Biraz hızlanarak Efe'nin yanına yetiştim.
"Dolunay bu hava normal mi sence?"
Dışarıda gözlerimi gezdirdim.Evet,ben de 1 saat içinde bu derece hava değişimini garip bulmuştum ama olabilirdi.Ne de olsa yağmur sonrası gökkuşağı da çıkabiliyordu.
"Yani.Normaldir herhalde.Ama yağmur dinene kadar bende film izleyelim.Senin evine göre daha yakın ne de olsa."
Efe için endişeleniyordum.Kendisi yeni ehliyet almıştı ve bu havada kullanacak kadar dikkatli bir sürücü de değildi.Benim evim hem yakındı hem de benim evime kadar ben kullanabilirdim.
"Hangi filmi izliyoruz?"
"En son yarım bıraktığımız filmi izleyelim."

Yaklaşık 7-8 dakikada eve vardık.Ben kıyafetimi değiştirirken Efe filmi açıyordu.Kıyafetlerimi değiştirdikten sonra atıştırmalık bir şeyler almak için mutfağa gittim.1 paket cipsi ve 1 tabak kurabiyeyi tepsiye koydum.
"Dolunay hadi gelmiyor musun?"
"Geliyorum.Hemen içecekleri koyayım."
İçecekleri de bardaklara boşaltıp tepsiye koydum ve salona doğru gittim.
"Nihayet geldin.Filmin devamı için sabırsızlanıyorum."
Filmi izlerken aklımda Ultra Mükemmel vardı.Gülüşü,gözleri,sesi... İnanılmaz ilgi çekici birisiydi.Mavi hareleri, toprak gibi saçları ile muhteşem bir uyum içindeydi.Hayatımda ilk kez birisini bu kadar düşündüğümü farkettim.
"Heeeeey! Dolunay sen beni dinlemiyor musun?"
"Pardon Efe.Dalmışım."
"Kız hangisi gruptaydı?"
"Efe ne saçmalıyorsun?"
"Cevap ver!"
"Eee ee..."
"Tak taaak!"
"Tak taaaak!"
"Bu neydi Efe?"
Efe tedirgin duruyordu.Bu benim daha çok korkmamı sağlamıştı.
"Dolunay sakin ol.Film izlemeye devam edelim. Normaldir yani.Yağmur çok şiddetli."
Efe'nin yağmur bahanesiyle kendisini de avutmaya çalıştığını düşünüyordum.O yüksek tıklama sesini yağmurun çıkardığına inanmıyordum ama Efe'nin de dediği gibi film izlemeye devam ettik.
"ÇATT! AGHR AGHR UGCH!"
Bu ses kesinlikle yağmura ait değildi.
Efe bağırarak "Kim var orada?"
"Efe korkuyorum."
"Sakin ol Dolu- "
"İMDAT!"
Elektrik kesilmişti.
"Dolunay sessizce evde ne olduğuna bakıcağız.Eğer tehlikeli bir şey ile karşılaşmayacağımızı umuyorum.Ama eğer kötü bir şeyle karşılaşırsak arabaya doğru koşuyoruz. Sakin olmalısın."
Efe'nin gergin olduğumuz anlarda hepimizi sakinleştirmesi ama anı atlattıktan sonra en sakin olamayan olması onu benden ayırırdı.Ben ise tam zıttıydım ama Efe beni sakinleştirebiliyordu.Efe elimi sıkıca tuttu ve evde sessizce dolaştık.Yatak odamın kapısını sessizce açtığımızda karşılaştığımız manzara karşısında şok olmuştuk.

SESSİZ SENARYOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin