Şaka Gibi Geçen Bir Sorgu

107 15 5
                                    

Saatler sabaha doğru 5.45'i gösteriyorken bende sorguya girmek için gereken belgelerin fotokopisini çıkartıyordum yazıhanede.Bu sorguya bizzat girmek istemiş yanıma kimseyi istememiştim,onunla yalnız konuşmam lazımdı sadece siyah camın ardından Müdür Bey'in isteği üzerine psikiyatrist dinleyecekti konuşmalarımızı.Son kez çektirdiğim fotokopileri dosyanın içine koyup sıralamayı değiştirmeden diziyordum,gönderdiği mesajlar,olay yerinin çektiği fotoğraflar hepsi içindeydi.Veri tabanında parmak izi çıkmadığından henüz bir sicil çıkartamamıştık kimliğinide kaybettiğini söylemişti tabiki de yalan söylüyordu! fazla önemsemedim ne de olsa sorguda ötücekti bülbül gibi.

Elimdeki dosyaları alıp sorgu odasına doğru adımlıyordum ki Namjoon'un arkamdan seslenmesiyle durmuştum.

"Svap örneği çıktı,ilaç kutusundaki ve bilekliğin üzerindeki parmak izleri bu adama ait."Başımla Namjoon'u onaylayıp sorgu odasına geçtim sakince.

Koltuk altıma sıkıştırdığım dosyayı masanın ortasına görebileceği şekilde önüne attım ve bende tam karşısındaki yerime geçtim,içimde tuttuğum nefesi seslice verip gözlerimi karşımdaki adama diktim.Bu zamana kadar birçok katil gördüm,bu sorgu odasından eli kelepçeli çok kişi çıktı fakat şuana kadarki hiçbir cinayet benim canımı bu kadar sıkmamıştı belki diğer cinayetlerde kimseyi tanımıyordum insan kendi tandıdığı olunca değişiyor zaten ama bu sefer sevdiğim insanlar gözümün önünde katledilmişti,kim ne derse desin insanlar başlarına gelmediği sürece hiçbirşeye üzülmüyor sadece üzülmüş gibi bir tavır takınıyorlardı,benim şuana kadar yaptığım gibi yeni anladım insanın,sevdiğini kaybetmesi nasıl bir duygudur diye.Şimdi ise bana bu duyguyu tattıran adam önümde edepsizce sırıtıyor yaptıklarından pişman değilmiş gibi izlenim bırakıyordu karşısındakine.

Hafifçe öksürüp zaten bende olan dikkatini üzerime çektim.

"İsmin-"

"Yoongi,Min Yoongi."

Henüz sorumu bile tamamlamamışken söyleyiverdi ismini,Min Yoongi,Min Yoongi kendi içimde bir kaç defa tekrarladım adını,hatırıma kazımak istercesine.

"Bence inkar etmenin bir manası yok,anlat herşeyi."

"Önce şu sesi kapatabilir misin?"

"Hangi sesi?"

Ses gelmiyordu odadan sadece benim ve onun nefes sesleri,fazlası yoktu.

"Duymuyor musun?"

"Ses felan yok zırvalamayı kes."

Yüzündeki çarpık gülüşünü silmişti ciddi bir tavır takındı birden,oturuduğu yerden doğrulup dikleşti.

"Bu ses susmadan hiçbirşey anlatmayacağım."

Anlamsız gözlerle Yoongi'yi süzdüm gayet emindi ses geldiğinden hatta o kadar emindi ki bir kaç sefer ses olmamasına rağmen odayı dinledim,sonrasında siyah cama baktım psikiyatrist olan Minjun'a dönüp anlamadığıma dair kafamı sağa sola salladım,başını kapıyı işaret edecek şekilde çevirdi bende oturduğum yerden ayaklanıp koridora çıktım.

"Napıyor bu?"

"Hareketlerinden anladığım kadarıyla halüsinasyon duyuyor,ama başta teşhis koymak zor biraz daha konuşman lazım."

"Sesler kesilmezse konuşmam diyor ama."

"Sesi kapattığını söyle böylece kendini güvende hissedicektir."

"Zaten bi' olmayan sesi kapatmadığım kalmıştı."

Minjun tebessüm edip sırtımı patpatladı geri siyah camın ardına geçti bende derince nefes alıp odaya geri girdim,eski yerime oturdum.

heaven and back [yoonmin]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin