The Whatcer' Gguk

Ep⁹: Hırsız

Derin nefes alıp elimi hızlı atan kalbime koydum, polisi aramak için telefonu çıkardığımda telefonum çalması ile hızlıca sesi kısıp kafamı kapıya çevirdim.

Hala gelen sesler ile hırsızın işine devam ediyordu kimin aradağını bakmadan açmamla karşıdan gelen aceleci ses yüzünden konuşamadım.

"Catharsis sakın olduğun yerden çıkma polisi aradım, bende yoldayım" kulağımdaki telefonu kendimden uzaklaştırdığımda bilmediğim numara olduğu gördüm.

"Sen kimsin" sessizce konuştuğumda o derin nefes aldığını duydum "jungkook ben, lütfen dediğimi yap" telefonu kapatması ile öylece kalakalmıştım.

Numaramı nerden bulmuştu ve ayrıca polisi bile mi aramıştı, telefonum tekrar çalması ile iyice strese girip tekrar sessize almıştık bu sefer sesler kesilmesiyle kalbim daha da hızlanmıştı.

Arayan Yoongi'yi görmem ile hızlıca cevaplayıp kulağıma götürdüm "senin arayacağın zamanı, yerimi belli ettin" o ise seslice küfür edip yolda olduğunu söyledi.

Telefonu kapatıp cebime attığımda karşımda gördüğüm vazo ile elimi alıp kapıya yaklaştım kapıyı araladığımda arkası bana dönük durmasını fırsat bilip hızlıca ensesine vazoyla vurdum.

O sırada kapı açılmasıyla hemen duvarın dibine geçip yaklaşan adımları dinleyip derin nefes aldım vazo'yu kaldırıp tekrar vuracakken bileklerimden tutulup duvara yaslanmam ile gözlerimi kapattım.

"Catharsis" duyduğum ses ile gözlerimi açtım, bu telefonda duyduğum sesin aynısı "Jungkook?" Emin olmak için adını söylediğimde kafasıyla olumlu anlamda salladı.

Hala aynı konumda olmamıza rağmen ikimizden de ses çıkmıyordu yutkunup bakışlarımı sonunda kaçırdığımda o da öksürüp ellerimi bıraktı vazo'yu yere koyup yere oturdum, yerde yatan adama bakıp Jungkook'a döndüm.

Buraya kadar benim için mi gelmişti "kapıyı nasıl açtın" elini ensesine atıp başını karıştırmaya başladı "şey durumu Liz'e anlattığımda abin her zaman kapının dışına anahtar bıraktığını söyledi" evet bırakırdı abim, çünkü ben sürekli anahtarımı unuttuğumdan ,kapının şifresini de unutuyorum, kapının önündeki küçük ayakkabılığın en altına ayakkabının içine koyuyordu.

Yerden kalkıp Jungkook'a bir şey söylemeyip lavaboya girdiğimde kalıya kadar gelip kapıda beklemişti beni, elimi yüzümü yıkayıp derin nefes aldım konuşma sesi duymam ile kapıyı yavaşça açıp karşımda konuşan Yoongi, Hoseok ve Jungkook konuşuyordu.

Hoseok beni görmesi ile hızlıca onların yanından ayrılıp yanıma gelip bana sıkıca sarıldı, Yoongi'de benim yanıma gelip Hosoek'u benden ayırıp omuzlarımı tuttu, "iyimisin Catie" kafamı olumlu anlamda alayıp kafamı çevirmeden hala yerde yatan adama baktım.

"Yaşıyor mu" vurduğum için pişman değildim ama ölürse ne yapardım bilmiyorum, daha işimi elime alamadan işimden men edilecektim. En korktuğum şey ise buydu "yaşıyor Catharsis korkma, sen doğru olanı yaptın" bakışlarımı tekrar Yoongi'ye çevirdiğimde, Yoongi'nin arkasında olan Jungkook dikkatimi çekmişti.

Ellerini cebine koymuş gözlerindeki parıltılarla bize bakıyordu "bizim eve gidelim" Yoongi'nin konuşması ile bakışlarım ona dönüp kafamı iki yana salladım. "Abimin gelmesini bekliyecem" dememle abimin sesini duymam bir olmuştu, ona döndüğümde hızla benim yanıma gelip bana sarılmıştı.

Şu ana dek ağlamayan ben abimin sesini duymam ve bana sarılması ile hıçkırarak aģlamaya başlamıştım, "ştttt tamam geçti güzelim, burdayım ben" kafasını bir yere döndürdüğünde ben başımı abimin göğsüne koymuştum. "Hırsız nerde ve sende kimsin" son sorusunu büyük ihtimal Jungkook'a sormuştu, öksürüp ne diyeceğini bilmeyince kafamı kaldırıp abime baktım.

"Benim arkadaşım abi, başımın dertte olduğunu öğrenince hemen yanıma gelmiş poliside haber vermiş" abim kafasını olumlu anlamda sallayıp eliyle saçlarımı okşamaya devam ederken hıçkırıklarım derin nefes çekmesine dönüşmüştü. Yoongi baygın hırsızı gösterdiğinde abim iğrenerek baktı "başından ayrılmayın, polis gelsin şikayetçi olduğumu söyleyeceğim"

Başım abimin göğsünde Yoongi, Hoseok ve Jungkook'a bakıyordum. "Yürüyebilecekmisin Catie?" Kafamı olumlu anlamda sallayıp salona gitmem için belimden tutup beni yönlendirdi. Şuan hepimiz salonda oturup polisin gelmesini bekliyorduk...