Polisler gelmiş hırsızı almışlardı, abim şikayetçi olmuştu polisler gitmiş daha ayrıntılı ifade için yarın erken saatte polis karakoluna gelmemizi söylemişlerdi.Şimdi saat gece 01.00 geliyordu salonda ben, abim, Yoongi, Hoseok ve Jungkook oturuyorduk. Aramızda en gergin olan Jungkook'tu başını yere eğmiş halının desenlerini ezberliyordu galiba Yoongi ise gözlerini kısmış Jungkook'tan gözlerini ayırmıyordu.
Kapının çalması ile abim ayağa kalkmıştı, bende kalkıp kimin geleceğini görmek için ayağa kalktığımda kapıda Namjoon Sunbea'nin sesini duymamla hızla Jungkook ile Yoongi'ye döndüm, Jungkook bana bakmıştı ama Yoongi hiç oralı olmamıştı.
Jungkook ile Yoongi'nin kolundan tutup hızla odama giderken Yoongi şaşırıp kolunu tuttuğum elimi tuttup "noluyor lan" Jungkook ise şaşırıp öylece suratıma bakıyordu.
Namjoon Sunbea'yi görünmeden odama gelmem ile Yoongi'yi ve Jungkook'u odaya doğru hızlıca ittirip kapıyı kapattım "Catie delirdin mi sen, noluyor!?" Hızlıca Yoongi'ye dönüp ellerimi belime koydum.
"Unuttun mu man kafa sen kavgaya karışmıştın?" Sonunda aklına geldiğinde ağzından bi 'haa' nidası yükseldi, "peki bu niye geldi" sinirle göz devirip elimi anlıma koydum "Namjoon Sunbea onu burada görürse nolur sence?" Eliyle saçını karıştırıp omuz silktiğinde sinirle oflayıp yatağıma oturdum.
"Lütfen Jungkook sen söyle, Namjoon Sunbea seni burada görürse ne olur" gergince gülümseyip bir bana birde Yoongi'ye baktı, elini ensesine attıp "büyük ihtimal ağzıma sıçar" kafamı aşağı yukarı salladım.
"Bu durumda da ben ikinizi kurtarmış oluyorum" bi kahraman edasıyla kendimi överken aşağıdan abimin sesini duymam ile derince yutkundum.
"Catie, Jungkook ve Yoongi nerde? Gelsenize aşağıya" ağlar sesler çıkarıp sırt üstü yatağa attım kendimi Yoongi'nin kıkırtısını duymam ile gözlerimi kapattım. Bunun ağzına meze olduk iyi mi yaa
"Aklı sıra kahramanda olurmuş bizimkisi" hızlıca doğrulup sinirle Yoongi'ye baktım. "Bana bak o yüzündeki hayali yaraları gerçeğe dönüştürürüm senin, ne var akıl edemediysem yani!?" Sırtını duvara yaslayıp ellerini göğsünde birleştirdi.
"Sen bana vurabileceğine emin misin sivri burun" son dediği ile sinirle ayağa kalkıp Yoongi'nin önüne gelip karnına hafif sayılacak şekilde vurmam ile iki büküm olmuştu.
"Beni hafife alma kedi barmen" o ise yere oturup kıvranmaya devam ediyordu, göz devirip Jungkook'un yanına gidip ellerimi birleştirdim. "Yalanında bu kadarı, hafif vurdum bu kadar sızlanacak birşey yokk kedi barmenn" Jungkook'a döndüğümde endişe ile Yoongi'ye bakıyordu.
"Valla yavaş vurdum, kandırmaya çalışıyor bizi" hızlıca Yoongi'nin yanına gidip nasıl olduğunu sorması ile Yoongi hala dişlerini sıkıp sızlanıyordu, ellerimi çözüp endişeyle Jungkook'u kenara çekip elimle omzuna dokundum.
"Yemin ederim yavaş vurmuştum, Yoongi ses ver nolursun" ben ne olduğunu anlamadan kendimi yerde Yoongi'yi ise tepemden bana bakarak bulmuştum, ayağa kalkıp eliyle Jungkook'a çakması için kaldırmıştı.
Şaşkınlıkla ikisini izlemeye başladım "sizi adiler!" Hızla ayağa kalkıp ikisine de saçını çekmek için ilk Yoongi'ye koştum, saçını çekerken gözün gülümseyen Jungkook'a kaydı. Hızla Yoongi'den ayrılıp ona atılacakken gülen yüzü donup hızla kafasını iki yana salladı.
"Catie, hayır hayır" ne kadar hayır, hayır desede üstüne atlayıp saçlarına yapıştım "benimle nasıl dalga geçersiniz siz be" ben Jungkook'un sırtında saçını çekerken o ben düşmeyeyim diye belimi tutmaya çalışıyordu.
"Noluyor lan, ayrılın" Yoongi'nin sesini duymam ile bakışlarımız ona döndü, sonra hangi konumda olduğumu fark edince yutkunup bakışlarımı Jungkook'a döndürdüm, gözlerimiz kesiştiğinde o iki defa ardı ardına gözlerini kapatıp açtı.
Şuan hızlı atan kalp benimki miydi, onunki miydi? Hızla kollarının arasından ayrılıp boğazımı temizledim Yoongi'ye dönüp omzuna yumruğunu geçirdim "bir daha dalga geçme benimle" omuz silkip yatağımın üstüne oturdu.
"Eee napacaz, yalanın ortaya mı çıkacak?" Ellerimi belime atıp düşünmeye başladım, illaki bişeyler bulurdum sonuçta tıp için zeka lazımdı ve bende bol vardı yani? Az öncekini saymazsak vardı...
Aklıma gelen fikirle ellerimi sevinçle çırptım "yatağa gir Yoongi, sende Jungkook" ikisi şaşkınca bana bakmaya başladı "höst lan, onla senin yatağında ne yapıcam ben" sinirle burun kemerimi sıktım, ALLAHIM AKILL PLEASE.
"Ve ayrıca ben Hoseok'tan hoşlanıyorum aslanım, haberin olsun" son dediğini Jungkook'a itafen demişti, sinirle yorganı açıp altına Yoongi'yi soktuktan sonra Jungkook'un kolunu tutup yorganın altını onu da soktum "gerizekalı Hoseok'tan hoşlandığını biliyorum Kİ aranızı ben yapacam diye söz verdim."
Yorganı boyunlarına kadar çekip konuşmaya devam ettim "sadece Namjoon Sunbea'ye yorulduğunu yattığını söyleyecem" sinirle üstünü açıp bağırmaya başladı. "Yemin ederim bıktım ne Namjoon'muş arkadaş"
Elimi yumruk yapıp havaya kaldırıp vuracakken kapıda duyduğum ses ile yatağın kapıya bakan tarafında yatan Jungkook'un üstüne atlamam bir oldu.
"Valla bende anlamadım, her yerde adım geziyor"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Whatcer' Gguk
FanfictionJungkook.97: Selam Catie🥰 Seni hastanede gördüm beğendim Nikahıda hastanede yapmak istiyorum🥺 Yarı texting ' Yarı düz yazı^^