Ep⁴: Beklenmeyen kişi

9 5 0
                                    


Arabaya taşınan eşyalara son kez bakıp omuzumu düşürdüm evden çikan Liz'e döndüğümde elleri belindeydi "evde bişey kalmadı" kafami sallayıp adamlara işimizin bittiğini söyleyip yola koyulduklarında bende Liz'in arabasına bindim.

"Bence Catie ailenle aran kötü olsa bile abine söylemen gerek" torpidoya başıma koyup ofladım "sorun tek o değil ki zaten konserden konsere, çekimlerden çekimlere gidiyor yoruluyor"

Kafamı kaldırıp önümdeki kamyonete baktım şuan tek çareyi Liz'in evine gitmekte buldum ama ona da yük olacaktım derin nefes verip cebimdeki telefonu çıkardım ona yük olacağıma abime anlatmak şimdi daha mantıklı geldi.

"Sana taşınmakta ne düşünüyordum ben anlamıyorum sana da yük olucam ben" diyip ona bakıp tekrar telefona döndüm göz devirdiğini biliyordum ama olay daha büyümesin diye bir şey dememişti, abimi rehberden bulup numarasıyla bakışıyordum.

Derin nefes verip numarayı tuşlayıp kulağıma götürüp açmasını bekledim, "Catharsis" abimin yorgun sesini duymamla gözünü kapattım "abicim" arkadan ses gelmesiyle bir dakika beklememi söyledi.

Yeni şarkısı üzerine çalışıyordu bir de benimle uğraşacaktı, annemle babam söyleyemezdim zaten onlar ilk başta ayrı eve çıkmamı istemiyordu eğer bu durumu anlatsaydım, yapamıyorsun işte diyip beni zorla beraber yaşamayı zorlayacaklardı.

"Geldim Catie" gülümseyip arka yaslandım "nasıl gidiyor abi, sesin yorgun çıkıyor" her zaman en iyisi için çabalıyordu ve bir de askere gidecekti.

Aklıma gelenler yüzünden gözlerim dolmaya başladı "çalısıyorum bebeğim sen nasılsın, staj nasıl" burnumu çekip konuşacakken benden önce o davrandı "sakın bana ağladığını söyleme"

"Ayrı kalmaktan nefret ediyorken bir de başıma askerlik çıktı, zaten seni özlüyordum abi" bakışlarımı dışarı çevirip geçtiğimiz yerlere bakıyordum "bende seni özlüyorum güzelim ama yapmak zorundayım biliyorsun" görmese bile kafami sallamıştım.

"Abi bu arada sana bişey demem lazım" karşı tarafta dinlediğine dair mırıldanma duymamla derin nefes verdim "ev sahibi evi satacağını söyledi bu yüzden evden çıkmak zorunda kaldım, annemle babamın yanına da gitmek istemiyorum biliyorsun" önümdeki kamyonete bakıp Liz'e döndüğümde gülümsediğini gördüm.

Göz yaşlarımı silip bende ona gülümsedim "tamam benim eve gel halledelim güzelim" kullandığı kelime yüzünden daha da duygulanmaya başlayıp bu sefer ağzımdan hıçkırık çıkmıştı.

"Ağlama artık hallederiz hem görüşmüş olucaz bak" olumlu cevap verip evde buluşacağımıza dair söyleyip telefonu kapattım, kamyoneti kullanan şöforü arayıp gideceğimiz konum değiştiğini mesajla konumu atacağımı söyleyip telefonu kapatıp konumu ona yolladım.

"Cidden çok sulu göz oldun Catie Hoseok'un yanında fazla dolaşma" dediği şey ile gülümseyip tekrar göz yaşlarımı silmiştim önceden çok nadir şeylere aģlarken bu aralar nerdeyse kırılan kaleme bile ağlamaya başlamıştım.

"Bende söyledim Hoseok'a ama bu Catharsis'i daha çok sevdiğini söyledi" dediğim şeyle ağzından 'hah' diyip göz devirdi "tabi ona benzemeni sevdiği için seviyor bu Catharsis'i" çok fazla anlamaşamazdı Hoseok ile Liz ve bu halleri çok komikti.

Geldiğimiz zaman arabasından yeni inmek üzere abimi görmem ile araba durması ile hızlıca abime koşup boynuma sarıldım "yavaş oll" demesini bile umursamayıp burnumu boynuna koyup derince kokusunu solumuştum.

Onu o kadar çok özlemiştim ki o askerdeyken nasıl yaşayacaktım bilmiyordum belimdeki elini geri çektiğinde bende kendimi geri çektim "hadi şu eşyalarını halledelim sonra beraber eğlenelim" dediğiyle olumlu anlamda başımı aşağı yukarı salladım.

Evin anahtarını bana verip eve çıkmamı söylerken eşyaları halledip geleceğini soylemesiyle Liz'i çağırıp kahve içmek için yukarı çağırıp beraber yukarı çıktık.

Büyük ihtimal buraya yakın bi evi daha vardı, hatırladığım kadarıyla da boştu oraya yerleştirecekti eşyaları evin kapısını açıp Liz'in geçmesi için yol vermiştim.

Liz koreli değildi ailesi iş için o küçükken gelmişti o zamanlarda ilk başta anlaşmamıştık ama okulların açılması ile okulda yakınlaşıp en iyi arkadaş olmuştuk.

Ortaokulu, liseyi aynı okulda okurken aynı üniversiteyi ama farklı bölümleri tutturmuştuk, o veterinerlik okurken ben tıpa kazanmıştım.

Ailem tıp okumamı istemiyordu, aile şirketimizde çalışmamı istiyordu abim hayalini gerçekleştirdiği için ona bişey diyemiyordu ki zaten yoğun olduğu için görüşemiyordukta bende inat ettiğim için kendi çabalarımla tıpa kazanacağımı söylediğimde onaylamışlardı.

Galiba benim hırs yapınca yapamayacağımı saniyorlardı, gece gündüz çalışıp kazandığımda ailemi söylediğimde onurla karşılarında duruyordum.

Mutfakta Liz ile oturuken ben bir yandan da kahveyi hazırlıyordum kapı çalması ile Liz'e kahveyi bakmasını söyleyip kapıya koştum.

Abimi görüp gülümserken arkada gördüğüm beden ile gülüsüm donuk kalmıştı, tanrım şuan karşımda abimin arkasında neden Kim Namjoon vardı.

Benden sorumlu olan hocayla abimin ne alakası vardı ki...

The Whatcer' GgukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin