Asansör durunca önce Seok Amca indi ve peşinden Jisung'la ben. Apartmandan dışarı çıktığımızda Seok Amca bize iyi dersler diyip arabasına bindi. Biz de sitenin girişine ilerleyip servisi beklemeye başladık. Bu bekleme esnasındaki sessizliği Jisung bozdu.
"Lino cidden çok teşekkür ederim. Babamı bu kadar çabuk ikna edebileceğini düşünmüyordum adamsın"
"Tabbbii olllum ne sandın. Senin için her şeyi yaparım bebe"
"Suslan iyi ki bi teşekkür ettik 2 ay büyüksün ne konuşuyon"
"2 ay boyunca senden çok daha fazla süt içtim ben şimdi suscan. Zaten servis geldi"
Servis önümüzde durduğunda ilk Jisung bindi. Sadece tek tek yerler kaldığı için Jisung'un oturduğu yerin arkasında oturmak zorunda kaldım. Lanet girsin amik daha dalga geçicektim. O an aklıma telefonumun olduğu geldi.
Ji🐿
selam saclarin cok guzelmis yeni mi
hayir haldir saldirla yikandi
saclarinla oynayabilir miyim
hayır??
Çok uğraştım şekil vermek için lütfen elleme🫶🫶YA AMINA KOYIM MINHO ELLEME DEDIM TEK UMUDUM SACLARIMDAYDI ONU DA YOK ETTIN
ne var boyle daha guzelsin kuafor eli degmis gibi oh
oyle kuaforun eline sicayim amkkk
aa senin agzin cok bozulmus buyuklere saygili olmak lazim sen arkadaslarinla da mi boyle konusuyorsun terbiyesiz cocuk
sus lutfen
(görüldü)
Servis durunca telefonu göt cebine atıp önümdekiler inince ben de servisten indim. Okul çok da sevdiğim bir yer değil açıkçası neyse ki hocalar genç, fosiller çok yok. Bu arada Jisung vitesi 5e takmış uçuyo LAN lan beklesene çocuk. Neyse zaten sinirli şu an yanına gidersem dövebilir. Teneffüste alırız gönlünü.
Merdivenleri teker teker çıkarken bir yandan da sınıfım en üst katta olduğu için sövüyordum. Lisenin ilk senesinden en üst kata konulup bütün hayat enerjimizi sömürmek nedir ya. Müdür bey size çok kızdım. Sövgülerimin sonuna geldiğimde sınıfın önündeydim. Yani zaten okulumuz ortaokul lise birlikte olduğu için genelde hep tanıdıklar vardı sınıfta. En arkada cam kenarında oturan Hyunjin'i gördüm. Yanı boştu beni beklemiş ya canımmmmmmmm. Hemen oraya gidip çantamı sıraya koyup oturdum.
"Lan napıyon?!"
"Sana da selam kardeşim benim, boş değil mi oturdum."
"Değil?"
"Ne demek değil lan şizofren misin olum boş işte birinin kucağında da oturmuyorum"
"Yaw Jeong varya benim crush"
"He nolmuş ona"
"İşte ben bunla yaz tatilinde konuşmaya başladım falan. Bir de sınıflar falan açıklanınca dedim birlikte otururuz."
"E ben nereye oturucam"
"Gel böyle"
"Aranıza mı giricem"
Bizim kendi esprimize hayvan gibi gülerken kimse bizi takmadı.
"Tamam öne geç öne, çok özletmeyeyim kendimi"
Ona iğrenmiş bi bakış atıp çantamı bir ön sıraya attım.
"Ee burda kim oturuyo?"
"Beomgyu var orda"
"O kimdi la"
"A sınıfında vardı ya hani uzun saçlı, Soobin'le falan takılıyordu"
"He o çocuk tamam sorun yaratmaz"
Biz konuşurken sınıfa Jeongin girdi ve Hyun anında beni sıradan attı. Piç resmen. Sevdiği çocuk için brosunu satan bir şeref yoksunu.
"Ulan şerefsiz ben yanına oturana kadar yüzüme bile bakmadın"
"Senin yüzüne bakınca üzülüyorum ondan"
"Niye, benim kadar yakışıklı olmadığın için mi"
"Hayır arizona kertenkelesine benzediğin için"
O sırada biraz önümüzde olan Yeji konuştu
"Oooooo koydu lafı ooooooooooooOoOoOooOO"Sinirle ona döndüm. Zaten yanımıza gelmiş olan Jeongin'le Hyun konuşmaya başlamıştı. Bense şu an yerde kıçımı tutarak Yeji'ye cevap veriyordum.
"Sen bizi mi dinliyon lan ayıp değil mi"
"Yok abi ne dinlemesi estağfurullah kulağım kapanmayı unutmuş"
"Bir dahakine unutmasın abim"
"Tamam abim"
Bizim küçük çaplı ilkokul atışmamızdan sonra zil çaldı ve herkes sınıfa doluşmaya, yerlerine oturmaya başladılar.
Ayağa kalktım, tam oturcam bi baktım Beomgyu cam kenarını kapmış bile. Neyse dedim daha ilk yıldan tatsızlık olmasın oturdum yanına. Zaten ben oturduktan hemen sonra hoca sınıfa girdi.
Hiç dersini dinlememiştim ama aynı okulda olduğumuz için tanıyordum. Adı Kang Doo-San'dı. Öğretmenler masasına götünü yaslayıp tanışma faslına geçtik.
O sırada bu bölüm benim dikkatimi çekmediği için telefonumla oyalanıyordum. Ama sanırım bu bölümün dikkatini çekmediği tek kişi ben değildim. Yanımdaki Beomgyu bana yazdığı notları verip hemen yan sıradaki Taehyun'a uzatmamı istiyordu ve hani resmen arada postacı görevi görüyordum."Olum madem derste notlaşacaktınız. NEDEN CAM KENARINA OTURDUN BE AM HOSAFI"
Tabi ki de bunları bağırarak söylemedim ama tepkim belliydi."Ya ne var hem böyle daha romantik, ayrıca sen bana nasıl küfredersin"
"Bu romantizme ben dahil olmak istemiyorum ama??."
"E sen olmuyon ki zaten. NASIL YA TAEHYUN ALLAH SENI KAHRETSIN USTUME KUMA MI GETIRDIN PIC EVLADI"
Taehyun notlaşmadan konuyu anlamadığı için sadece salak salak gülümsüyordu. Tekrardan Beomgyu'a döndüm.
"Ya ne alaka amk sence birine kuma olacak birine mi benziyorum."
"Ee nesin sen o zaman"
O an söylemesem içimde kalacağı için kısık sesle söyledim "Ben travestiyim"
"Anlamadım nesin ne istiyon"
"Sınıfta rahatının bozulmasını istemeyen ve milletin ilişkisinde aracı olmak istemeyen biriyim. Ayrıca bu konuşma çok uzadı, tenefüste yerlerimizi değiştirirsin tamam mı aslanım."
"İstemiyorum var-"
"Yoksa o notları yutarım gözünüz önünde"
Sustu ve tamam anlamında başını salladı. Şükür amik böyle beyinsiz insanlar kaldı mı ya. Ulan güzel sözden de anlamıyolar ki. Neyse hallettik be bugün de sorunsuz yaşıyoruz. Daha ilk yıldan ayrıca bu ne vıcık vıcıklık herkes haddini bilmeli. La bize de sıra az ilgili gözükeyim de ilk günden hocanın gözünden düşmeyelim. Zaten geçmiş pek sağlam değil, bu sefer de öyle olmasın.
★彡
Bu bolum cok kotu oldu farkindayim umarim bir sonraki bolumler guzel olur
ŞİMDİ OKUDUĞUN
impossible
FanfictionBir kaza sonucu şizofrene dönmüş Minho ve her zaman onun yanında olup ona destek vermiş olan Jisung