Eminem - Mockingbird.19.05.2020, İstanbul, Türkiye.
Babamla annemin kavga etmesinden nefret ediyordum. Bir de işin içinde abim de varsa daha çok nefret ediyordum.
Bana belli etmemeye çalışsalar da görüyordum, babamın işinin karanlık, tehlikeli bir tarafı da vardı. Düşmanları vardı, düşmanı oldukları vardı. Annem ve abim hep nefret etmişlerdi bundan ve hep de bu yüzden babamla kavga ederlerdi. Özellikle abim bu yüzden babamla hiç yakın olamamıştı, bir tarafı onun bu sorumluluklarından korkuyor, bir tarafı ise kesinlikle güvenmiyordu. Ama bu tür işlere bir kere bulaştın mı bir daha çıkamazdın, o yüzden babamın da çok bir seçeneği yoktu.
Ama bu seferki kavga daha kötüydü, konu sadece annemin babamın işlerine olan itirazı değildi, birisi babamın cinayete karıştığını düşünüyor ve intikam almak istiyordu. Ya da babamın gerçekten de o cinayetde parmağı vardı. Şimdiye kadar hep iyi kalpli, nazik olan babam aslında birini öldürecek kadar kötü biri olabilir miydi? Benim babam birini öldürür müydü ki?..
Insanlar birilerini nasıl öldüre bilirlerdi? Birini öldürmek sadece onun nefesini kesmek değildi. Bir can almak, birinin yaşamını, geleceğini, hayallerini, her şeyini ondan almak ve onu da herkesten almak.. Bu çok caniceydi.
Merdivende oturmaya devam ederken gözümden akan yaşları kaçıncı defa olduğunu saymadan yeniden sildim ve dizlerime daha sıkı sarıldım.
Umut geleli 5 dakika kadar olmuştu ve kavgaya kulak misafiri olmuştu. Şimdiyse "Gerçekten bulaştın mı o işe? Bizi bu kadar tehlikeye attığını bilerek nasıl yapa bilirsin bunu?" diye bağırıyordu.
"Umut sen karışma!"
Bir tarafım oraya gidip tüm bunları durdurmak istiyordu. Ben gidersem durarlardı. Bir tarafimsa babamın katil olabileceği düşüncesinde kaybolmuştu. Babam katil miydi? Hayır, olamazdı. Tek istediğim bunların rüya olması ve benim o rüyadan uyanmamdı.
"Yeter!" diye annemin bağırdığını duydum. "Yeter! Nazlı içerde. Tüm bu kavgaları ve olanları ona yansıtmamalıyız, anlıyor musunuz?! Umut odana! Bu konuyu babanla yalnız konuşacağız!"
Zorla merdivenden kalkıp benim orda olduğumu bilmemeleri için hızlıca odama geçtim ve kulaklığımı takıp şarkı açtım. Şu an beni azıcık da olsa sakinleştirecek tek şey müzikdi.
Babamın o işle alakası olmasa bile, olduğu düşünülüyordu ve babama da aynı zararı vermek isteyeceklerdi. Ailesi üzerinden. Bizim üzerimizden.Odada haraketlilik hissettiğmde gözlerimi açtım. Umut kapıyı kapattı. Yana kayıp ona yer açtım ve kulaklığı çıkardım. Ikimiz de yan yana oturduğumuzda sadece boş duvarı izlemeye başladık.
"Merdivende oturup dinlediğini biliyorum ve senden saklamayı da düşünmüyordum zaten." Tabi ki biliyordu, hep öyle yapardım ve hep de anlardı.
Burnumu çekip "Bildiğini biliyorum." dedim.
Bir kolunu arkadan geçirip sarıldığında ben de başımı omzuna yasladım. Alnıma öpücük kondurdu ve "Ağlama Nazlı." diye mırıldandı "Sakın ağlama." dedi.
"Babam gerçekten.." devamını söylemedim. Çünkü değildi. Bir şekilde biliyordum. Olamazdı.
"Hayır Naz. Nolur olsun öyle bir şey yapmaz. Yapmam dediyse de yapmamıştır." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin külleri.
Kurzgeschichten"Bazı acılar vardır, hiç dinmez. Bazı yaralar vardır, hiç iyileşmez. Bazı yangınlar vardır, hiç sönmez.. Ve bazen gözle gördüğünüz, her zerrenize kadar hissettiğiniz gerçek yangınlar sönse bile ruhunuzu yakmaya devam eder. Ruhunuzda hiç dinmeyen ac...