15

2K 259 311
                                    

Uzun zaman sonra ilk kez kahraman bakış açısıyla yazıyorum hadi bakalım

Bang Chan's pov:

Jisung'un attığı konuma geldiğimizde gerginliğimi dışarı yansıtmamaya çalışarak hafifçe yutkundum, ellerimi pantolonuma sürttüm. Pekala, buraya gelmiştim gelmesine ama şimdi ne yapacaktım? Seungmin'i görünce "Naber, karşılaşmamız ne güzel. Ben de buralarda dolaşıyordum." ya da şaşırmış gibi yapıp "Tesadüfe bak!" falan mı diyecektim? Belki de aklıma gelen mesajların verdiği sinirle direkt Hyunjin'in yüzüne yumruğumu sallardım ama bu iyi bir fikir değil, en azından Seungmin'in gözündeki iyi imajımı yıkmamalıyım.

Yanımdaki Jisung "Daha ne kadar kapıda dikileceksin?" diye sorduğunda ve kolumu çekiştirdiğinde başımı hafifçe iki yana sallayıp düşüncelerimi dağıtmaya çalıştım, onu takip ederek önünde durduğum oyun salonunun içine girdim. Randevu için çok güzel bir mekan, randevudaki kişi Seungmin olmadıkça.

Jisung jeton alacağını söyleyip de beni yalnız bıraktığında ise kalabalık salonda gözlerim tek bir kişiyi bulabilmek için etrafta dolaşıyordu. Sonunda onu görebildiğimde bunun her zaman verdiği tarifsiz mutluluktan şimdi eser yoktu. Aksine önümdeki görüntü boğazımı kurutuyor, başımın dönmesine, kalbine garip bir ağrının yayılmasına neden oluyor gibiydi.

Seungmin bilardo masasına doğru eğilmiş, Hyunjin de onun tam arkasında. Vücutları birbirine yaslı şekildeyken Hyunjin bir kolunu onun incecik beline sarmış, diğer eliyle de tuttuğu ıstakayı toplara hizalamasına yardım ediyor. Yüzü Seungmin'inkinin tam yanında, yanakları birbirine değiyor hatta. İkisi de bir şeyler söylüyor ama bulunduğum konumdan dolayı duymam mümkün değil, sonra Seungmin güçlü bir kahkaha atıyor bir anda. O kadar güzel, o kadar meleksi görünüyor ki o gülüşün sebebi ben olamadığım, tatlı kıkırtıları benim kulaklarıma dolamadığı için bedenimde dolaşan kıskançlık daha da alevleniyor. Hemen çıkmak istiyorum buradan. Neyseki birden yanımda beliren Jisung buna izin vermedi, koluma girip onlara doğru yürümeye başladı.

Daha da çok geriliyorum. Seungmin iyi bir vuruş yapmasının sevinciyle arkasını dönüp Hyunjine sarılacakken bizi fark etti ve şaşkın bir ifade yayıldı yüzüne. Bunun o şerefsize sarılmasına engel olmasına bile sevinebilecek bir durumda gibiyim, konu Kim Seungmin olduğunda çok aciz hissediyorum kendimi.

Hyunjin'den biraz uzaklaşıp Jisung'a döndüğünde küçük sırıtış yerleştirdi dudaklarına. "O gıcık sevgilin yerine Channie'mi getirmen çok daha iyi olmuş."

Channie'm... İnsanların ismimi tuhaf şekillere sokup sevimli görünme çabasına girmesinden nefret etsem de Seungmin bunu her söylediğinde garip bir sıcaklık yayılıyor göğsüme, istemsizce gülümserken buluyorum kendimi. Aitlik ekinin yarattığı his ise tarif edilemez. Yadırganmamanın verdiği mutlulukla sağ elimi havada sallayıp samimi bir şekilde "Selam." dedim.

Seungmin'in arkasından Hyunjin de sırıtarak elini kaldırdığında ve sevecence cevap verdiğinde ifadesiz tuttum yüzümü. Jisung ise Seungmin'e daha çok yaklaşmış ve kafasına vurmuştu. "Minho'm da gelecek, biraz geç kalacakmış sadece."

Bu cümleye karşın dudaklarını büzen Seungmin vurulan yeri okşadı, cidden kızmadığı yüzünden belli olsa da Jisung'u kenara ittirdi. "Çekil be, Channie'me sarılamıyorum senin yüzünden." Garip bir arkadaşlık ilişkileri vardı, sürekli tartışıyormuş gibi görünseler de birbirlerine olan sevgi ve düşkünlüklerinin de bir sınırı yoktu.

Yaklaşık on adım önümdeki Seungmin aramızdaki bilardo masasını aşarak yanıma geldi ve kollarını boynuma sardı anında. Kalbim o kadar hızlı atıyor ki çenesini omzuma yaslamış bedenin de bunu duymasından korkuyorum bir anlığına. Derin bir nefes alıp ince beline yerleştiriyorum ellerimi.

Glimpse Of Us || ChanMinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin