🍓
"Bebeğim, neden böyle yapıyorsun?"
"..."
"Baekhyun, cevap ver lütfen... Ne yaptığımı söyle en azından."
"Ne yaptığını da bilmiyorsun yani..."
"Ne? Ağzının içinden mırıldanma lütfen, yemin ederim anlamıyorum... Kahretmesin ya..."
"..."
"Sana çilekli pasta yapmamı ister misin? İstersen çilekli dondurma da yapabilirim."
Baekhyun'un bir anlığına gözleri parlasa da evet diyemezdi çünkü yumuşamaması gerekiyordu. Sonuç olarak trip atarken yumuşamamalısınız.
"İstemiyorum hiçbir şey, git."
"Dün akşam da eve geldiğimde sadece sarılıp yattın, suratıma bile bakmadan. Yorgunsundur diye düşünüp bir şey demedim ama şimdi niye yüzüme bakmıyorsun? Üzülüyorum..." Biraz vicdan azabı duymaya başlasa da tavrından dönmek istemiyordu.
"İnstagram'ını kontrol et, Chanyeol." Her ne kadar sebebini anlamasa da telefonunu eline alıp profilini açtı ve boş boş bakmaya başladı. Dm'ini de kontrol ettikten sonra kafası karışmış şekilde Baekhyun'a döndü.
"Tam olarak neye bakmam gerek?"
"Son gönderine."
Dün akşam paylaştığı, uzun zaman sonra görüştüğü eski dostuyla olan fotoğrafının üstüne tıkladı.
"Şey, şimdi n'apmalıyım?"
"Fotoğraftaki kim Chanyeol?"
"Jason, onu tanıyorsun Baekhyun?"
"Jason kim Chanyeol?"
"Şey... Arkadaşım?"
"Eskiden senden hoşlanan arkadaşın?"
"Kendin dedin Baekhyun, eskiden." Baekhyun hiçbir şey demedi.
"Sorun bu mu?"
"Sadece bu değil."
"Başka ne var peki?"
"Bana işlerin yoğun olduğu için bu akşam geç geleceğim demiştin, dün."
"Ki öyleydi ve geç geldim."
"Arkadaşınla, pardon eskiden senden hoşlanan arkadaşınla görüşebilecek kadar yoğun değilmişsin." Chanyeol duyduklarıyla sessizce bir iç çekmişti.
"Baekhyun, fotoğrafta nerede olduğumuza dikkat ettin mi?"
"Manzaralı bir yer işte, Tanrı bilir hangi restorant..."
"Baekhyun... Bu manzarayı en iyi senin bilmen lazım..." Elindeki telefonu Baekhyun'un görebileceği şekilde tuttu. Baekhyun tek gözünü açıp fotoğrafa baktıktan 10 saniye kadar sonra aklına dank eden şeyle içinden bir küfür savurdu.
"Orası benim ofisim Baekhyun, gerçekten yoğundum. Ofisten çıkmaya bile vaktim yoktu. Jason da Seul'e dün sabah gelmiş, iki gün sonra geri gideceği için bir an önce görüşelim istedi. Ben yoğun olunca da benim ofisime geldi. Yani sana yalan söylemedim. Vaktim olsa değil Jason, tanrıdan önce sana gelirim ben."
Daha da suçlu hisseden Baekhyun yattığı koltuğa daha fazla gömülüp üstündeki Chanyeol'ün hırkasının şapkasını daha çok yüzüne çekti.
"Ne bileyim ya..."
Chanyeol Baekhyun'un hareketlerine kıkırdayarak üzerine eğilip yüzünde şapkanın örtmediği yerleri öpmeye başladı.