Acı ve aşk aynı kafesteydi. O kafesi kim açmak istese anahtarı nefrete dönüşürdü.
Nefret ve aşkın arasındaki o ince çizgi her zaman insanların sınırlarını zorlardı. Çok kez ben yıkılmıştım ve ben çok kez kendi isteğimle ayağa kalkmıştım. Kimsenin yardımı olmadan. Her gittiğim terapistler gibi, "Sen başarabilirsin, senden bir tane var. Sen teksin." falan fistan laflarına da pek takan bir insan olmadım, kendin gibi ol lafı mesela. Ben hala kendimi bulamadım ve ben nasıl kendim gibi olacağım?
Tökezledim, başarısız dediler. Düştüm, kaldırmadılar bile, üsten bakıp beni aşağıladılar. Yükseklere çıktım, kim bilir kimin altında kıvrandı da böyle yerlere çıktı dediler. Çok kez başardım, o insanların gözünde hep başarısız kaldım.
Ama işte o vardı, beni tüm tökezlemelerime rağmen, tüm düşüşlerime rağmen ve tüm başarılarıma rağmen yanımda durdu, yanımda beni desteklerdi. Düştüğüm zaman elini ilk o uzattı, ağladığım zaman o elini hiçbir zaman omzumdan ayırmadı. Ama karanlık geldi, yerini sessizliğe bıraktı. İçimde ki kimsesiz kız onun tarafından artık bir birey olmuştu ama o gitti ve ben kimsesiz kaldım.
İçimdeki kor yangın küle dönmüştü, o gitti içimdeki kül alevlendi, her yerimi sardı ve beni tekrardan yaktı. Beni tekrardan ateşe çevirdi, onsuzluğa alıştırdı. Alıştım ve ben kimseye ihtiyaç duymadan ayaklarımın üzerinde durdum. Kimseye ihtiyaç duymadan her işimi kendi başıma yaptım ve ben onsuz kendimi büyüttüm. Şimdi o geldi diye ayaklarına yapışıp, onsuz geçen acılarımı unutup eski günlerime dönemem. Ben kendime haksızlık etmiş olurum. Çünkü bir yerde okumuştum; "İkinci şans birincisine ihanettir." ben ilk şans da verdiğim değeri ikinci şans da yakardım.
Gözlerimi telefonuma gelen mesajdan çektim, dışarıya baktım. Kar yağışı her zaman ki gibi devam ediyordu. Her zaman ki içimdeki yangın da harmanlanıyordu. Sessiz kaldım, içimdeki yangın sessizliğime dönüştü ve ben sessizliğimle kendimi sağır ettim.
Darcy Drake;
İnsanlar bazen hissettikleri şeylerin aslında ne kadar doğru olduğunu anladıkları zaman, geç oluyordu.
Biliyordum, annemden özellikle çok kez işitmiştim bu sözleri. Babam vardı bir de annemin bu özlü sözlerinin sahibi. Ah! Hani şu her şeye sahip olan en popüler ve kızların düştüğü erkek karakter, bendim galiba o. Şu klişelerin kötü çocuğu, ama biraz merhameti olan.
Ben kötü bir çocuk değildim, ben popüler bir çocuk da değildim, sadece insanlar ile iyi anlaşabilen ve travmaları ile bağ kurabilen bir insandım ama insanlar onlar ile sanki ben popüler çocuk olduğum için bağ kurduğumu zannetmeleri canımı yakıyordu.
Ve benim bu klişe hallerimi sikine bile takmayan bir kız vardı, işte o tam karşımda ve burada soyutlanmış bir şekilde etrafa gözlerinden oklar fırlatan bir kız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BUZDAN KALPLER
Teen Fictionkalbim senin için attı çok kez, senin adını zikretti en karanlık gecelerimde. gerçekten duymadın mı feryatlarımı, gerçekten herkese açılan kulakların benim çığlıklarımı duymadı mı? hadi söyle, kendinden vaz geçen bir insanken, senin uğruna atan ka...