4.Bölüm- Siyah Kurdele

23 7 0
                                    

4. Bölüm: "Siyah Kurdele."
*Benim şifrem sensin. "


 "

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Günler geçer, acılar diner ve hayat biterdi. Kimisi mutlu, kimisi üzgün geçirirdi ömrünü. Ve bazılarımızın ömrü diye birşey olmaz. Boşa yaşar gibi hissedersin. Ama birini kaybedince... İşte o zaman anlarsın bazı şeyelerin boşa olmadığını.

Hayatımın tadı tuzu yok zannederdim. Meğer benim hayatımın tadı kardeşim, tuzu abimmiş. Bazen pişman olmak için geç kalırsınız. Bazen zamanı geri almak istesiniz. Ama elinizden birşey gelmez.

Ben bugün canımdan çok sevdiğim kardeşimi kaybettim. Ben bugün ayılsın diye hergün sade kahve yaptığım babamı kaybettim.

Belki de yarın annemi öğreneceğim?
Yada abimi? Onlarda öldüyse...
Beni buradan çıkarmasınlar.

Kendimi bildim bileli, ölüme mahkum gibi hissediyorum.
Belki zamanı geldi?
Acı çekerek öleceğim...
Ailemin öldüğünü duya duya...

Hoşgeldin Eda. Ölüm o kadar basit bir kelime değilmiş değil mi?

"Ela..." diye mırıldanan Eren'in sesiyle irkildim.
Artık alıştım Ela demesine. Birde ona kızarak vaktimi harcayamam. Zaten öleceğiz. Birde çocuğun üzerine gitmeyeyim. Zaten üzerinde yeterince şey var...

"Efendim?" dedim burnumu çekerek.

"Lütfen. Ağlama artık...
Susayacaksın bak. Suyumuz yok..." dedi saçlarımı okşayarak.

Ve evet hâlâ sarılıyoruz.
Yaklaşık 45 dakika. Nasıl sıkılmadı bilmiyorum. Ama ben çok rahatım.

"Canımı kaybettim Eren...
Kardeşim.."

"Şuan elimizden birşey gelmiyor.
Önceliğimiz buradan kurtulmak.
Sonrasında söz veriyorum bol bol ağlarız." dedi.

Saçını mı kokladı o?

Evet iç ses. Saçımı kokladı...

Cık cık cık.

"Eren!" diyerek geriye çekildim aklıma gelen fikir ile.

"Ne oldu Ela?"

"Telefonun nerede?" diye sordum heyecanla.

"Arka cebimdeydi. Ama düşmüştür."dedi.

" Bakabilir misin bi'? "diye sordum gözyaşlarımı silerek.

"Şey..."

"Ne?"

"Kolumu arkaya götüremiyorum. Sen bakabilir misin?"

Ben mi? Ben nasıl bakacağım ya? Çocuğun arkasına, tövbe!

Az önce sarılan babaannemdi zaten Eda!

"Tabii! Bakayım ben." diyerek yavaşca elimi arka tarafına götürdüm. Şuan dip dibeydik. Elimi arka cebine sokup telefonu aldım. Neyse ki düşmemiş.

DOĞAL AFETİM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin