dudakların..

768 66 17
                                    


 Yoongi üstümü temizlemek için yavaşça üstüme doğru eğildi. Ben ne olduğunu algılamaya çalışırken içimdeki hisler bir anda alevlenmeye başlamıştı, çok farklı ve yoğun hissediyordum. Kokusu, o bana yaklaştıkça daha da yoğunlaşıyor, kalbimi hızlandırıyordu. Yoongi, ben hiç beklemiyorken, açıkta kalan boynumu öptü. O an kalbim tekledi ve ben hayatımda ilk defa nefes alıyormuş gibi hissettim.

 Yoongi'nin dudakları boynumdan ayrılırken "Jimin bu güzelliğin ve naifliğin ama aynı zamanda ki arsızlığın beni yerle bir ediyor. Seni her hücremle istiyorum ama aynı zamanda vücuduma bu kadar güzel bir şey zarar gibi geliyor. Seni nasıl buldum bilmiyorum ama kolay kolay bırakmayacağımdan eminim." Yoongi üstümden yavaş yavaş kalkarak yanıma yattığında ben de yer açılsın diye kendimi hafifçe yatağın diğer tarafına itmiştim.

Saçlarımı okşayarak bana arkadan sarıldı. "Jimin biliyor mu-" diyip susmuştu. Sanırım söylemek istedikleri ona ağır gelmişti. Yoongi sözlerine devam etmeye çalışıp, bunun işe yaramadığını fark ettiğinde ise saçlarıma minik öpücükler bırakıp susmuştu.

 Bugün ne kadar kötü şeyler yaşasam da onun sayesinde yine yüzüm gülüyordu. En sonunda ağzıdan kelimeleri çıkarmayı başarmış, "Lütfen bir daha böyle bir şey yaşamayalım olur mu Jiminie, söz?"  Yoongi'ye dönüp " Söz veriyorum Yoonie. Ayrıca.. biliyorum." Yoongi önce yüzüme uzunca bakmış, ne demek istediğimi anladığında ise "Bir daha da bana görüldü atma." diyerek benden cevap beklermişçesine kafasını yana eğip ağzımdan çıkacak cümleleri beklemeye başlamıştı. 

Yoongi'nin sözü ile yaptığım şeyi şimdi hatırlamıştım. Ona cevap vermemiştim çünkü gerçekten o an uyumam gerekiyordu. Benden cevap alamadığını fark ettiğinde ise " Ölüme karşı bilmediğim bir ilgin varsa bile şu diyetlerden uzak dur, en azından ben etrafındayken, tamam mı?"

 "Oldu.. başka emriniz?" diyerek cevap vermiştim. Anlıyordum Yoongi benim için endişeleniyordu ama kendine zarar vermek isteyen türden biri değildim. Sadece bu lanet defile önemliydi işte. Konuşurken büzülen dudaklarım onunda dikkatini çekmiş olacak ki Yoongi ona verdiğim cevabı bile duymamıştı. bu hareketine karşı yanıma duran hastane menüsü ile hafifçe kafasına vurmuştum. O yalandan bayılıyormuş gibi yaparken ikimizde Seokjin hyungu oldukça bekletmemize rağmen gülüşüyorduk. 

Arada 2 haftalık zaman atlaması var.

Hoseok'un ağzından;

Hayatımda en çok değer verdiğim kişinin doğum günüydü. Yani.. Jimin'in.

Seokjin Hyung, Jungkook ve ben Jimin için bir parti düzenlemeye karar vermiştik. Parti dediğimize bakmayın, yaptığımız tek şey Jimin için pasta yapıp, onu mutlu etmekti. Her doğum gününde ben ona çok istediği ucuz bir şeyi alır, Seokjin Hyung ona yemek hazırlar ve Jungkook'ta onun pastasını yapardı. Fakat bu günkü "parti"ye Yoongi ve Taehyung'u da davet etmek istemiştik. Yani Seokjin Hyung onların iyi kişiler olduklarını teyit etmek için fikri sunmuş, Jungkook'ta Taehyung'un gelmesi için yalvarmıştı. Saat yavaş yavaş kutlama saatine yaklaştırken, telefonumu çıkarmayı akıl etmiş ve Yoongi'ye mesaj atmıştım.

Siz (Hoseok)

Pıştt yunki

BU GÜN JİMİN'İN DOĞUM GÜNÜ

Akşama yemek hazırlayacığız

Tae'yi alıp gel

Jimin'inki

LAN ŞEREFSİZ

NEDEN BANS DHA ONEC HABER VERMEDİN

Ne alsam hoşuna gider?

shades of difference - yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin