🍁ÜÇ✨

1K 175 131
                                    

🍁ÜÇ

Pamuk dolu gibi hissettiği başını bulunduğu sert zeminde usulca kıpırdatmıştı genç kız. Göz kapakları tonluk yükler bağlanmış kadar ağırdı. Sızım sızım sızlayan başı uzun bir müddet ayazda kalmış da hasta olmuş gibiydi sanki. İmdi tek dileği anasının mis kokulu tarhana çorbasını kaynatıp ona şifalı otlardan yaptığı şifalıkları içirmesiydi. Kurumuş boğazından zorlukla bir yutkunma geçerken gece karası gözleri nihayet aralamayı başarmıştı. Uzun kirpikleri ardından görüş açısına giren ilk şey uzun, upuzun bir direk olmuştu. Ucunda da henüz sönmemiş bir sokak lambası. Yattığı yer kayalıklardan toplamış, nasıl olduysa hepsi aynı renk ve aynı boyutta olan taşlardan dizilmişti. Ayşıl bir an neye uğradığını şaşırmış gibi fırlayıp ayağa kalkmıştı. Elleri içinden yükselen korkusuyla havada asılı kalmış, dehşetle açtığı gözleri ürkek sıçrayışlar ile sağına soluna çevrilip durmuştu.

-Allah'ım!'demişti içine çektiği nefesler göğsüne dolmazken. Zorlukla yutkunmuş, nefesleri hızlanırken ağlamaklı bir yüzle etrafa bakınmayı sürdürmüştü. 'Allah'ım ben ederim burda? Neresidir burası ?'

Anımsadığı tek şey gece yarısı köhne kilise ardındaki çınar ağacının yamacına vardığıydı. Sonrasında kocaman ve simsiyah bir bulut onu sarmalamış, nefesi göğsüne sıkışırken zihni derin bir uykuya dalmıştı. Vakit! Vakitler seyahatiydi bu ! Tâyyi zaman etmekti ! Dileği yalnızca birkaç gün evveline gitmek iken imdi nereye düşüvermişti böyle? İçinden bağıra bağıra ağlamak geliyordu. Cesaret ettiği şeyin her sonucunu hesap etmeliydi. Lakin o kör bir teslimiyetle yapmıştı bunu! Geri geri attığı adımlar sert bir şeye değdiğinde dudaklarından bir nida fırlamış, eli refleks ile belindeki hançerine giderken çekip hışımla dönmüştü ardına. Lakin değdiği şey yanlızca bir banktan ibaretti. Hızlı nefesleriyle hançeri kınına sokuşturmuş, yutkunarak tahta bir sediri andıran bu tuhaf şeye bakmıştı. Ardından ciğerlerindeki tüm havayı üfleyip sakin olmayı denemişti. Sakin olmalıydı. Aklını bulandıracak bir iş etmemeliydi. Hem Batur ona gittiği vakitte ne olursa olsun gece yarısı açılacak kapıyı kaçırmaması gerektiğini dememiş miydi? Beklemeliydi. Kendine kuytu bir köşe bulmalı, hem nereye düştüğünü sakince anlamalı heme geceyi beklemeliydi.

İçinde vardığı fikir birliği ile dönüp etrafına sükunetle bakınmıştı. Yerleri taşlar dizili bir yerdeydi. Her yana bu tuhaf sedirler yerleştirilmiş, ara ara da ucunda kandili andıran şeylerin sallandığı direkler dikilmişti. Ve çokça ağaç vardı. Yerler topraktan olsa, ve direkler ile sedirler olmasa bir ormana geldiğini düşünecekti. İstemsizce adımlamaya başlamıştı. Direklerdeki kandiller... Sanki onları bir yerden bilir gibiydi. Bir yerden tanır gibi. Gece gözleri hem merak hemde korkuyla etrafta gezinirken bir an duraksamış ve kirpiklerini kıpırdatmıştı. Çünkü bu değişik ormanın hemen kıyında koca koca kaleleri andıran evler vardı. Hemde onların evlerinin birkaç katı büyüklüğünde. Önlerindense dört teker üzerinde atsız, davarsız , böyle kutuyu andıran garip şeyler geçip gitmekteydi. Dudakları arasından şaşkınlık dolu bir gülüş fırlamıştı. Burası... Burası anasının onları uykuya komazdan evvel anlattığı masallardaki istikbâldi! Birkaç gün evveline gitmeyi isterken istikbâle gelmişti !

Ellerini tedirgin bir halde sıkıp sertçe yutkunmuştu. Herşey o kadar ürkütücü görünüyordu ki ! Koca koca otağlar, insan taşıyan atsız davarsız arabalar, kandiller ve insanlar ! İnsanlar ne tuhaftı! Giyimleri onun vakitlerine hiç benzemiyordu. Üstelik hava soğuk olmasına rağmen kimisinin baldırı, kimisinin beli cıbıldı! Hiç üşümez miydi bunlar? Ara ara esen ayaz Ayşıl'ı hafifçe titretirken onlar geçip geçip gitmekteydiler. Ne kadar da hızlıydılar. Hepsi hızlıydı. Sanki herkesin acelesi varmış gibi koştura koştura koştura yürüyorlardı taştan yerler üzerinde. Kimisinin sırtında heybeyi andıran yükleri vardı Kimisinin ise tuttuğu kalın ipin ucunda bir it. Parmakları esbabının kumaşını kavrayıp avuçları arasında sıkıştırmıştı. Bir korku gelip çöreklenivermişti o anda yüreğinin ortasına. Ya heç dönemezse? Ya bu vakitte kalıverirse ? Ne ederdi yaşamayı bilmediği bu yerlerde? Ya anası, babası, ağabeyi? Kömür gözler kederle dolarken duyduğu sesle bir an irkilivermişti.

"BERCESTE²" - Aşk-ı Sırri 🍁✨ >AraVerildi<Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin