Tanrısal bakış açısı
Üç gençte birbirinden bihaber bulundukları boşluğun garip havasına alışmaya çalışıyorlardı. Boşluğun garip bir baskısı vardı, siyahın bunaltıcı havası üçğnünde hem başını döndürüyor hem de midelerini bulandırıyordu.
Birden etrafa bir ışık yayıldı göz alıcı, bembeyaz ve çok sıcaktı bu ateş. Soğun rengi sorulsa beyaz denirdi ya işte bu ışık tüm bu sözlere inat yayıyordu etrafına ısıyı.
Kısa süre sonra bu şeyin ışık değil bir ateş olduğunu anladılar ve kesinlikle bu ateş giderek büyüyordu.
Ateş gittikçe harlanıyor, büyüyordu. Daha sonra sanki ateş bir kara delik varmışçasına kendi içine çekildi ve inanılmaz dercede güzel ve asil duran bir kuş çıktı. Bir Zümrüdüanka.
- Merhaba sevgili yoldaşlar.. evet sanırım yoldaşlar demeliyim.
Üç gençte karşılarındaki efsanevi kuşu ve konuşmasına aldanmadan kullandığı çoğul eki yüzünden etraflarına bakınıp birbirini fark etmişti.
- Vay canına sen bir Feniks'sin. (Henry)
- Hayır o bir Hüma. (Tamer)
- Anka kuşu kör müsünüz. (Tufan)
Kavga eden gençlere hem bu durumda düşündükleri tekşeyin bu olması yüzünden hem de aslında hepsinin aynı şeyin farklı mitolojilerdeki isimlerine karşılık kahkaha attı.
- Çocuklar hepinizin söylediği şeyler aynı kapıya çıkıyor.
Nefes alıp devam etti;
- Şimdi size şuan neden burda olduğunuzu açıklayayım. Şöyle ki Dünya da.. pardon dil alışkanlığı, evrende bir sürü boyut var her biri ayrı eğlenceler ve hüzünler taşıyor, bir gün canım sıkıldı ve dedim ki neden olmasın.. neden bir kaç insanı seçip onlara hayatı tanıtmayayım. Yani sonuç olarak sizi seçmiş bulunmaktayım.
Çocuklar afallamıştı fazlasıyla. (Çocuk dedim ama anlayacağınızı düşünüyorum.) Bir kuş, ne kadar efsanevi olsada, gelmiş onlara tamamen yeni bir kavramı olabildiğince üstünden anlatıyordu. Sanırım gençlerin bunu anlaması için daha fazla detaya girmesi gerekirdi kuşun.
- Peki.. sana bu yetkiyi kim verdi?
Tamer oldukça haklı bir soru sormuştu ve diğerleri de onu onaylarcasına kafalarını sallanmıştı yani sonuçta bir tanrıya inanıyorlardı ve kuşun teki elini kolunu sallaya sallaya belki de tüm bilim kurgu filmlerinde olduğu gibi evreni canı sıkıldı diye yok mu edecekti.
- Hey şöyle yapalım size kendimi açıklayayım.
- Ben 0 (sıfır), bir Zümrüdüanka kuşuyum ve şuan bulunduğunuz yer benim evim.. yani doğrusu burası bir yer değil nasıl açıklanabilir bilmiyorum ama aslında burası yok şuan bulunduğunuz yer hiç var olmamış bir yer, burası boşluk.
Ben de bir yere ait değilim daha doğrusu bir zamanlar başka bir zaman çizelgesinde yaşıyordum ama bir gün burda uyandım.- Muhtemelen üçünüzün de bir tanrı inancı var şöyle ki daha önce hiç görmediğim bir şey hakkında konuşmayacağım ben bir tanrı değilim ve inanın bana evren şuan anlattığımdan daha karışık. Bildiğim tek şey bir şekilde boyutlarla oynaya biliyorum ve buna iznim var. Kafanız karışık anlıyorum ama bana güvenmelisiniz Zümrüdüanka çoğu zaman iyiliğin temsilcisidir.
- Bana güvenin şimdi sizi üçünüzü de tek bir boyuta yollayacağım. Bu boyutta isterseniz birbirinizi bulup dayanışma içinde yaşarsınız ister iki hayatınızı da karşılaştırıp ders çıkarırsınız isterseniz akıntıyla birlikte sürüklenirsiniz.. size kalmış bir şey ve size güvenim sonsuz.
Derin bir nefes aldı kuş o kadar çok konuştu ki soluksuz kalması garipsenicek bir şey değildi. Bir süre sonra Beyaz Anka'nın ya da 0'ın tüyleri yanarak üç gencin etrafını sardı.
Üç gençte öprandiklerinin ağırlığı ve yanan tüylerin etrafa saçtığı tatlı vanilya kokusu (tamamen ben uydurdum) ile kendilerini uykunun sıcak kollarına bıraktı. Bilinçleri kapanmadan önce bir se duydular;
- Sizce boşluk siyah mıdır, belki onu siyah yapan yeterince ışık olmamasıdır.
______)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Another Life BxB
Aktuelle LiteraturBirbirinden bağımsız üç gencin yaşantılarıyla ilgili sorunlarıyla gizemli bir şekilde yolları kesişir. Üç genç ne kadar düşünse de olan olayları kavramaları uzun sürer hem ders çıkartmaya hem de yeni yaşantılarına alışmaya çalışarak kendilerine ye...